Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında Çankaya Köşkü'nde toplanan Bakanlar Kurulu'nun ardından açıklama yapan Bozdağ, Afrin operasyonuna ilişkin bilgi verdi. "Harekat bölgesinin yarısı TSK kontrolüne geçmiştir" diyen Bozdağ'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Zeytin Dalı Harekatı'nın başlangıcından bu yana 2795 teröristin etkisiz hale getirildi. Zeytin Dalı Harekatı ile bugüne kadar 112'si köy, 30'u kritik nokta olmak üzere toplam 142 bölge kontrol altına alınmıştır. Harekat bölgesine ait alanın yarısına yakını kontrol altına alındı. Harekat planlandığı şekilde devam ediyor.
'İSTİSMAR EĞİLİMİ OLANLARIN BAZI MESLEKLERDE ÇALIŞMASI YASAKLANACAK'
Çocukların istismarı konusunda detaylı değerlendirme yapıldı. Bütün bakanlarımız da katkıda bulundu. Cezaların caydırıcılığı suçların önlenmesinde büyük bir etkiye sahip. Ceza suçun işlenmesinden sonra devreye giriyor. O cezanın verilmiş olması, infazı, o mağduriyeti ortadan kaldırmıyor. O nedenle bir yandan cezaların caydırıcılığını yükseltirken öte yandan suça muhatap olmadan önce, onları koruyucu, bu tür suçları önleyici tedbirleri almamız gerekir. Hükümetimiz bu adımları birbirinden ayırmaktadır. Esasında hepimize büyük görevler düşüyor. Risk haritası çıkarılacak. Pek çok konuda tedbir alınacak. Bu tür eğilimi olan kişilerin bazı mesleklerde çalışması tamamen yasaklanacaktır. Bazı mesleklere girecek kişilerle ilgili psikoteknik incelemeler yapılacak. Bununla ilgili pek çok tedbir var. Çalışması en kısa sürede bitecek.
ABD'NİN ANKARA BÜYÜKELÇİLİĞİ'NİN KAPATILMASI
ABD Ankara Büyükelçiliği'nin bugün için kapatılma konusu doğrudur. Bu karar yetkili makamlarımıza iletildi. Siyasi bir karar değil, güvenlik riskleri nedeniyle alınmıştır. ABD istihbarat bilgilerini paylaşmış ve güvenlik güçlerimiz gereken adımları atmıştır. Sadece ABD Büyükelçiliği'ne yönelik değil, güvenlik güçlerimiz tüm yurtta teyakkuz halindedir. Güvenlik tedbirleri artırılmıştır.
'DEAŞ ÜLKEMİZDE 20 SALDIRI GERÇEKLEŞTİRMİŞ, 310 KİŞİ HAYATINI KAYBETMİŞTİR'
ABD'den yapılan açıklamalarda DEAŞ'a odaklanalım deniliyor. Diğer örgütlerine de odaklanılması lazım. Sadece bir terör örgütüyle mücadelenin öne alınıp diğer terör örgütlerinin değerlendirilmemesi kabul edilemez. Terör örgütlerini ayırmanın doğru olmadığını ifade ettik, bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye DEAŞ terör örgütünün saldırılarından en fazla zarar gören üçüncü ülkedir. DEAŞ ülkemizde 20 saldırı gerçekleştirmiş, 310 kişi hayatını kaybetmiş 967 kişi de yaralanmıştır. 2011-2018 yılları arasında, Türkiye'de 4 bin 43 DEAŞ'lı terörist tutuklanmıştır. Bunun 1858'i yabancı terörist savaşçılardır.
'DARBECİ ASKERLERİN İADE EDİLMESİ, TÜRKİYE'NİN HAKLI OLDUĞU BİR KONU'
Türkiye sınırını geçen 2 Yunan askerinin tutuklanması bir takas konusu değildir. İki hükümet de böyle bir talep de bulunmamıştır. Bu askerler, askeri casusluk suçlarından adli soruşturmaya tabi tutulmuştur. Bunların takas konusu yapılması söz konusu değildir. Darbeci askerlerin iade edilmesi, Türkiye'nin haklı olduğu bir konudur. İkisi ayrı şeydir. Bunların biz Yunanistan tarafından yerine getirilmediğini düşünüyoruz.
'TEK BİR SİVİLİN BURNU BİLE KANAMAMIŞTIR'
Sivillere zarar verildiği iddiaları mesnetsizdir. Terörle 40 yıldır sürdürdüğümüz etkin mücadele sivil ile teröristi birbirinden ayırmayı öğretmiştir. Zeytin Dalı Harekatı'nın başladığı günden bu yana tek bir sivilin ölmesini bırakın burnu bile kanamamıştır. Pek çok iftira gerçek gibi dünya kamuoyuna iletiliyor. Kara propagandalarla değil gerçeklerle hareket etmenin doğru olduğuna inanıyoruz. Sivilleri koruyalım bahanesiyle terör örgütlerinin korunması bizim için kabul edilemez.
'ALMANYA'YA İADE TALEBİMİZ CUMA GÜNÜ İLETİLDİ'
Salih Müslüm'in serbest bırakılması sürecini takip ettik. Çekya hükümeti Avrupa sözleşmesine aykırı davrandı. Terör örgütüne destek verecek bir karar çıktı. Salih Müslim'in Almanya'ya gideceği bilgileri ulaşınca iade talebi Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla Almanya makamlarına cuma günü iletildi. Bu konuda Alman yetkililerinin tedbir alması gerekiyordu ama maalesef uygulamadılar.
PKK, PYD, YPG ve Türkiye'nin aleyhine faaliyette bulunan FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleri Almanya'da çok büyük bir rahatlıkla faaliyette bulunmakta, para toplamakta, toplantı ve gösteri yapmakta, terörist devşirmektedirler, Türkiye'nin aleyhine her tür çalışmayı yapmaktadırlar. Bunu Türkiye'nin kabul etmesi mümkün değildir.
'VATANDAŞ OY KULLANIYOR, TERÖRİST KARŞIDAN BAKIYOR'
Tedbirlerin tamamı, sandık güvenliğini sağlayan, oyun sandıktan girdiği gibi çıkması için alınan düzenlemelerdir. Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde oyların aynı zarfa koyulması, bunların seçim güvenliği ile ilgili olduğu açık. Geçen seçimlerde pek çok oyun, diğer pusulalarla karıştığı görüldü. Seçim çevresine polisin girmesi konusu… İhbar üzerine polis girebilecek. Terörist sivil kıyafette siz de bilmiyorsunuz. Vatandaş oy kullanıyor, terörist karşıdan bakıyor. PKK'lı teröristler sandığın başına gelecekler, seçmenin iradesini sakatlayacaklar, biz buna seyirci mi kalacağız? Güvenlik güçleri çağrı veya ihbar üzerine oraya girip vatandaşı korku ve baskıdan kurtarıp özgürce oy kullanmasını sağlayacak. Seçim kurulu kura ile seçilecek. Şimdi ne oluyor, partilerin gösterdikleri arasından kura ile belirlenecek. İlçedeki memurların listesi bildirilecek seçim kurulu kura çekecek.
Türkiye'de kim 'Sandıkta hile yapılıyor' diyorsa bilin ki kaybetmiş, kaybetmesine bahane arıyor. Şimdiden anamuhalefet partisi 2019 seçimlerindeki kaybına bahane arayışı içerisindedir.