“Rabbimize hamd ediyoruz. Geçtiğimiz Pazar günü sorunsuz, güzel bir program geçirdik. Hocamızın da ifade
ettiği gibi; “bize salonları yasaklayanlar kaybettiler, biz kazandık.” Bu ancak Allah’ın yardımıyla oldu. Bundan
eminiz. Son yapmış olduğumuz miting niteliğindeki program, beni hareketimizin geleceği açısından
ümitlendirdi. Çünkü Furkan Hareketinin ümmetin yaralarına merhem olabilme kabiliyetini özünde taşıdığına bir
kez daha şahitlik ettik.
Öncü Nesil olarak adlandırdığımız ve Hocamızın böyle bir nesli meydana getirebilmek için ömrünü feda ettiği
bu nesil, henüz bir fidan hükmünde. Biz, ümmetin yaralarına merhem olacak bu nesil için bugüne kadar
ümitliydik ama bu gün ise artık inançlıyız. Çünkü Türkiye’nin dört bir yanından gelen hareket mensupları; iki
yıldır devam eden tehdit, yıldırma ve karalama kampanyasına aldırmadan yine de liderinin arkasında yine de
İslami Harekete sadık ve itaatkâr olduklarını cümle âleme gösterdiler.
Bu gün bizi üzen şey bize düşman olanların tavrının aynısını gösteren Müslümanların halidir. Bu durum
nedendir? Bir tanımama durumu mu var, yoksa çekememezlik mi? Tanımıyorsanız konuşmadan önce
tanısaydınız!
Karşı çıkanlar iki hususta karşı çıktılar. İlk olarak “hocanız, cemaatinizi seçilmiş cemaat olarak gördü” dediler.
Hayır, Hocaefendi’nin böyle bir ifadesi olmadı, olsaydı bile normalde böyle bir ifade üstünlük maksadına değil,
daha çok çalışma gerekliliğine işaret eder.
İkinci olarak rüya meselesine gelecek olursak; rüyayı inkâr edemezsiniz çünkü Kur’an ve Sünnetle sabittir.
Efendimizin rüyada görülmesi sadıka rüya kapsamında değilse bunun kapsamı nedir? Sadıka rüyayı görenin
samimi ve güvenilir olması önemlidir ve bu kişilerin isimleri bizim tarafımızdan malumdur. Hocamız o
konuşmayı yapmadan bu kişiler hakkında gerekli araştırmayı da yapmış, onları tanıyanlara güvenilir olup
olmadıklarını sormuştur. Evet, samimiyetlerine şahit olduğumuz birkaç kardeşimiz Alparslan KUYTUL
Hocaefendi’nin anlattığı rüyaları görmüştür. Bunun görülmesine ve anlatılmasına
şer’an bir engel yokken hangi gerekçe ile karşı çıkacaksınız. Hem herkes rüya görür ve anlatır. Mesela adamın
biri dese ki; “Ben dün gece Peygamberimizi rüyamda gördüm, bizim eve gelmişti” ne var bunda… Eleştirenler;
kendilerinin böyle konularda nasipsizliği var da ondan dolayı mı karşı çıkıyor? Yoksa bunu bize mi
yakıştıramıyor?
Biliyoruz ki rüya Allah’tan bir müjdedir. Allah da bize bunu nasip etmiştir. Bu müjdeyi kardeşlerimize
duyurmak da bir tercihtir. Belki de vazifedir.
Bunu diline dolayanlara sesleniyoruz: “Bu rüya meselesini eleştirdiniz. Bunu görmeye ya da anlatmaya şer’i bir
mani var mı, yoksa bu tavrınız nedendir? Konferans programımız CHP belediyesinin zulmü sonucu engellendi;
bunu görmediniz.” İftira, hakaret, karalama kampanyalarına göz yumdunuz. O meydan da ümmetin geleceğine
merhem olacak ümit tomurcuklarımızı da görmediniz, rüyayı gördünüz öyle mi? Bu güzel protesto ve basın
açıklamasından hiçbir şey görmeyip mitingden sadece rüyayı görenler ve bunun üzerinden bilir bilmez
konuşanlardan; iyi niyetli olanları tekrar düşünmeye, kötü niyetli ve art niyetlileri ise Allah’a havale ediyoruz.
Kardeşlerim! Kim ne derse desin Furkan Hareketi yoluna devam edecektir. Allah (c.c.) bizimledir, yar ve
yardımcımızdır. Biz Allah’a güvendik, Allah’a dayandık…
Bizi olur olmaz eleştirenler de sözlerini kime dayandırdıklarına ve kendileri kime dayandıklarına bir
baksınlar…
Yakup Şahin