Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve başlama töreninde muhalefete el uzattı; bu eli de tutmaya çağırdı. Yumruklar, üç vakte tekrar sıkılmayacaksa iyi haber…
Seçimdeki nefret söylemlerini geride bırakma, eski defterleri karıştırmama, artık önümüze bakma teklifi de kulağa hoş geliyor.
Muhalefeti küffar, gâvur, terörist, hain ve düşman gösteren ayrımcılık defteri, kapatılacak. Bir daha açılmamak üzere kapatılacaksa yeni ve temiz bir deftere geçmek, iyi haber….
Gerçeklerden ve akılcılıktan kopuk, popülizmin suyunu çıkaran bakanlar, değişti. Durumun vahametinin farkında olan bakanlarla yola devam edilecek.
Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığına Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye’ye Mehmet Şimşek, Dışişleri’ne Hakan Fidan, İçişleri’ne Ali Yerlikaya, Ticaret’e Ömer Bolat ciddiyeti geldi.
Akılcı ve gerçekçi politikalara her alanda dönülecekse iyi haber…
Sisi ve Esad’la ipleri koparmanın yanlışlığı, 10 yılda anlaşıldı. Ekonomide rasyonel politikalara dönmekten başka çare bırakmayan kopuşun yanlışlığı ise 5 yılda…
‘İpleri koparmayalım, lâzım olur’ diye baştan uyaranlar dinlense o 10 yıl kaybedilmezdi.
Mehmet Şimşek, 5 yıl önce hava güneşliyken çatıyı onarmaya çağırdığında dinlense bugün seçeneksiz kalınmazdı. Türkiye Yüzyılı da Mehmet Şimşek’in tanımıyla, ‘ağır ve zor’ şartlarda şahlanmaya başlamazdı.
Vaktinde uyardığı için dışlanıp düşmanlaştırılanlar, seçenek kalmadığında lâzım oldu. Önden uyardığı için artık kimse hainlikle, gâvur uşaklığıyla, ülkenin kötülüğünü istemekle, “İngiliz vatandaşı maliyeci” olmakla, dış güç aparatlığıyla filan suçlanmayacaksa yine de iyi haber.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefeti de sorumluluk bilinciyle Türkiye Yüzyılı’na omuz vermeye davet etti. Yeni bakanların sözleri, bu davetle uyumlu. Arkası gelecekse iyi haber…
Yetkisiyle birlikte yönetme sorumluluğunu da iktidar üstlenecek, eskisi gibi hesabı hep muhalefete sordurmayacaksa iyi.
Hak ve hukuktan taviz verilmeyecek; şeffaf, uluslararası normlara uygun, öngörülebilir, tutarlı ve kurallı yönetime dönülecekse çok iyi haber.
Çünkü durum, Rahmetli Demirel’e sorduklarında söylediği gibi: Tek kelimeyle ‘iyi’ ama iki kelimeyle ‘iyi değil’.
Cumhurbaşkanı, “bize oy vermeyenlerle muhabbetin diliyle konuştuk” dedi. Oy vermeyenler de artık bunu hissedecekse süper haber.
Yeter ki umutlar, şu meşhur Anadolu tekerlemesine takılmasın:
Hasan Dağı arpalıktır, eğer saban yürürse/ Her derede bir değirmen, eğer suyu gelirse/ Her kümesten bir tavuk, eğer köylü verirse/ Güzel gidiş bu gidiş, eğer sonu gelirse…