Bu Yanlışlar Her Gün Büyüyerek Devam Ediyor Ama Kimse Konuşmuyor!

Alparslan Kuytul, dün akşam gerçekleştirdiği Tefsir Dersi sonrası kendisine yöneltilen soruları cevaplandırdı. Hocaefendi;“ Yeni Asya Gazetesi’nin Ankara Kocatepe Camii’nde gerçekleştirmek istediği Bediüzzaman mevlidine son anda keyfi yasak getirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna verdiği cevapta; “Bediüzzaman’a da onlar sahip çıkmaya başlıyorlar. Bediüzzaman mevlidi onu gerçekten seven insanlara (nurculara) yaptırılmıyor da kendileri yapıyorlar” diyerek AKP’nin bütün cemaat, tarikat ve yurtları kendi bünyesi altında toplamasına yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Eklenme Tarihi: 14 Eki 2017
6 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Bu Yanlışlar Her Gün Büyüyerek Devam Ediyor Ama Kimse Konuşmuyor!

Alparslan Kuytul, “Konferans engellemelerinin sadece onlara karşı olmadığını, diğer cemaatlere de aynı engellemenin yapılacağını” yaklaşık üç buçuk yıldır dile getirdiğini hatırlatan açıklamadan sonra; “Türkiye’de öyle bir iktidar var ki, öyle idareciler var ki, masum insanlara acımasızca davranıp, birçok masumu hapishanelere doldurdukları gibi bir de her şeyin kendilerinde toplanmasını istiyorlar” diyerek Türkiye’nin getirildiği vahim durumu bir kez daha ortaya koydu.

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin; “Yeni Asya Gazetesi’nin, Ankara Kocatepe Camii’nde gerçekleştirmek istediği Bediüzzaman Mevlidi’ne son anda keyfi yasak getirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusuna verdiği cevaptan satır başları şu şekilde;

Bize yaptıklarını onlara da yapıyorlar. Üç buçuk senedir söylüyorum. Bu yapılan konferansların engellenme çalışmasının sadece bizimle kalmayacağını bütün cemaatlere sirayet edeceğini söylemiştim. Üç buçuk yıldır da bunu söylediğimi görüyorsunuz. Bu mesele daha ne kadar devam eder bilemiyoruz ama benim gördüğüm; “Türkiye’de öyle bir iktidar ve öyle idareciler var ki, masum insanlara acımasızca davranıp, birçok masumu hapishanelere doldurdukları gibi bir de her şeyin kendilerinde toplanmasını istiyorlar.

Bediuzzaman’a Da Onlar Sahip Çıkmaya Başlıyorlar

Bediüzzaman mevlidinin yapılmasında nurculara izin verilmezken Cumhurbaşkanı’nın oğluna izin veriliyor. Bu, nurcuların hakkı iken kapalı spor salonunda Bediüzzaman sempozyumu düzenleniyor ve oradaki konuşmayı kendi oğlu yapıyor.

Risale-i Nur’dan ne anlarsın? Ömrü hayatında risale okudun mu? Ders alıp, ders verdin mi? İslami ilimlerden ne anlarsın? Ömründe kaç yıl diz çöktün, kaç yıl diz çöktürdün? Kaç yıl ders aldın, kaç yıl ders verdin? Bediuzzaman’ı tanıtıp anlatmak konferans yapmak sana mı düştü?

Her Şeyi Kendilerinde Topluyorlar

Bediuzzaman’ı gerçekten seven insanlara (nurculara) Bediuzzaman mevlidi yaptırılmıyor kendileri yapıyorlar. Her şeyi kendilerinde topluyorlar. Bediuzzaman’a da sahip çıkmaya başladılar. Parlamentoya gerek yok, nasılsa onlar var. Bakanlar kuruluna gerek yok, nasılsa onlar var. Başbakan’a gerek yok, zaten ha var, ha yok. Nasılsa onlar var. Tarikatlara gerek yok, nasılsa AKP var. Cemaatlere gerek yok, nasılsa AKP var. Bediuzzaman mevlidi yapmalarına da gerek yok, nasılsa AKP onu da yapar. Nereye gidiyoruz? Her şeyi kendi çatınız altına almakla ümmeti meydan getireceğinizi mi zannediyorsunuz?

Laikliği Tavsiye Ettiğiniz Müddetçe Hiçbir Zaman Ümmetin Lideri Olamayacaksınız

En iyi niyetle düşünüyorum eğer dağınıklığı toparlamak için bunları yapıyorlarsa, “Zaten Müslümanlar darmadağınık, onları tek çatı altında birleştirelim” gibi birtakım niyetler varsa bunun yolu bu değil. Bu zulümdür, diktatörlük ve baskıyla kimseyi bir araya getiremezsiniz. Herkesi kendinize zorla itaat ettiremezsiniz. İlim sahibi olsaydınız ve peygamberi metotla mücadele etseydiniz ve layıksanız Allah diğer Müslümanları da sizin çatınız altında toplardı. Böyle olursa kimsenin kalbi kırılmaz kimseye zulmetmiş olmazsınız. Tek adam havalarına girmeden Allah herkesi sizde birleştirmiş olur. “Herkes benim çatım altında olacak” diye zorlarsanız zalimleşirsiniz. Her şeyi kendi çatınız altına aldığınızda bir gün siz de biteceksiniz. O zaman sizinle beraber olan bütün tarikat ve cemaatler de bitince bunun vebalini nasıl taşıyacaksınız?

Kurdukları Çatı Çatırdamaya Başladı

Her şey saf dışı ediliyor. Risale-i nur basımı bile yasaklandı. Sadece devlet basabiliyor. “Cemaatlere, tarikatlara gerek yok ben yapacağım. Parlamentoya da gerek yok, OHAL ilan edeceğim, devleti tek başıma idare edeceğim” düşüncesinin sonu kötü. Hangi parti yüz yıl yaşamış? Sizin de bir ömrünüz var. Her şeyi kendi çatınız altına alırsanız nasılsa bir gün siz de biteceksiniz. Şimdiden zaten metal yorgunluğu demeye, kameralar karşısında uyuklamaya başladınız.

Kurdukları çatı şimdiden çatırdamaya başlamış, kendisini artık kimse dinlemiyor. Tayyip Erdoğan için “ümmetin lideri” diyen Melih Gökçek istifa etmiyor. Artık Tayyip Erdoğan'ı dinlemiyor. Bütün il ve ilçe başkanlarına istifa etmelerini söylediği halde kimse istifa etmiyor. Artık kendisini İl-ilçe başkanları da dinlemiyor.

2019'da seçimi kazanacak gibi durmadıkları halde hala bütün cemaatleri bitirmeye çalışıyorlar. Böyle devam ederseniz yakında biteceksiniz ve sizinle beraber olan bütün hocalar, bütün cemaatler ve bütün tarikatlar hepsini bitirmiş olacaksınız. Buna ne hakkınız var? Nurculara Bediüzzaman mevlidi yaptırmıyor kendi oğluna vermiş bu işi de. Senin oğlun nurcu mu? Eline vermişler bir kâğıt. Herhalde bir bilen yazmış bir şeyler. Bediüzzaman ümmetçiydi falan çıkmış orda onları okuyor. Hele göster bakım anlattıkların nerde geçiyor desen, yerini bile söyleyemez.

Onları Savunmak Da Bana Düştü Çıksınlar Konuşsunlar

Ömrünü risaleye veren, Bediüzzaman'ı seven insanlara Risale-i Nur basma yetkisini vermiyor, onlardan alıyorsunuz ama siz yapıyorsunuz. Talebeler TÜRGEV'in yurtlarına gitsinler diye cemaatlerin yurtlarını kapatıyorlar. Her şeyin kendisinde toplanmasını istiyor. Yurtlar da bende toplanacak diyor. Tarikat de cemaat de, yurt da kalmayacak; gazete de, televizyon da kalmayacak; parlamento da, başbakan da kalmayacak. Bunun sonu kötü. Kim böyle yaptıysa sonunda çok kötü oldu. Çok fazla sesleri çıkmıyor. Çıksınlar konuşsunlar. Onları savunmak da bana düşüyor. Sadece bir yazı yayınlıyorlar o kadar. Ççıkıp konuşmuyorlar.

Bu Yanlışlar Her Gün Büyüye Büyüye Devam Ediyor Ama Kimse Konuşmuyor

Birçok yurt kapatıldı ve yurdu kapatılan cemaatler sus pus konuşmuyor. Emniyetin gönderdiği yazıyı okudum. Aynı bize söylendiği gibi tamamen komedi, saçma sapan, yalan dolandan ibaret bir metin. Güvenlik vs. eften püften bahaneler, aynı hikâyeler. İyi bir yalan bulmuşlar, “Güvenliğinizi sağlayamayız, ortam falan filan” diyerek herkese aynı yalanı söyleyip duruyorlar. Şu memlekette her hafta cuma namazı kılınıyor, o zaman onları da iptal et. Tüm camilerde bomba patlayabilir de. Hem aynı anda kılınıyor. Aynı anda bütün şehirlerde aynı dakikada senin emniyet kuvvetlerin her tarafta emniyeti sağlayabiliyor mu? Hayır, çok şükür bir şey olduğu yok. Namazı kılıp dağılıyoruz. Ona neden izin veriyorsunuz? O zaman onu da iptal edin.

Güvenliğimi Sağlayamayacak Emniyet Ne İşe Yarar?

Bir konferansın, bir mevlidin güvenliğini sağlayamayacaksa bu emniyet ne işe yarıyor? İnternette bir davet yayınlasak. Mesela; üniversiteli talebeler için vakıf merkezinde yapılacak söyleşi programı internette yayınlansa herkesten evvel polis geliyor. Cuma sohbeti sabit olduğu için ona gelmiyorlar. Güvenlik sebebiyle geldiklerini söylüyorlar, demek ki güvenliği sağlıyorsunuz, o zaman konferanslarımızın da güvenliğini sağlayın. Bugüne kadar konferansların güvenliğini sağlayabiliyordunuz da şimdi mi sağlayamıyorsunuz? Mevlitlerin güvenliğini sağlayabiliyordunuz da şimdi mi sağlayamaz oldunuz?

Açık Konuşurlarsa Millet Uyanacak

İki tane giriş kapısı olan bir camideki programın güvenliği sağlanamıyorsa o zaman emniyet kendi kendini iptal etsin daha iyi. Yalan söylemeye gerek yok, mesele kamu ya da insanların güvenliği falan değil. “Biz bütün cemaatleri bitiriyoruz. Bir tek biz kalacağız” diye açıkça söyleyin. Yeter bu kadar yalan söylediğiniz. Millet uyanacak diye açık konuşmuyorlar.

Cemaat Zamanı Değilmiş Ne Zamanıymış?

Cemaat zamanı değilmiş ne zamanıymış? Parti zamanı mıymış? Herkesi soyup soğana çeviren, memleketi yiyen partilerin zamanı mıymış?

Herkes orda birleşmeliymiş. Laik mi olacağız? Herkesin laik olmasına razı mı olacağız?

Şu haramlara razı mı olacağız? Siz razısınız ama biz razı değiliz! Laikliği tavsiye ediyorsun, haramlara da izin veriyorsun ve “Böyle olmalı” diyorsunuz, biz nasıl o çatının altına girelim?

Cemaatlerin Hocaların Susması Dine Zarar Veriyor

Onlar partiyi düşünüyorlar hâlbuki dine zarar geliyor. 15 Temmuz, FETÖ laflarıyla bir bahane tutturmuşlar. O bahaneyle tüm cemaatlere darbe vuruluyor ve hocalar, cemaatler hala susuyorlar. Susanların bir kısmı; partiye zarar gelmesin diye sustuğunu söylse de aslında bu şekilde parti daha kötüye gidiyor. Bu susanların yüzünden en büyük zararı görecek.

Susanlar İslam'a laf gelmesine, İslam'ın tenkit edilmesine sebep oluyorlar. Aman AKP'yi tenkit etmeyelim, partiye zarar gelmesin diyorlar, ama İslam'a zarar geliyor. İslam'ı bilmeyen insanlar yanlışları görüyorlar ve cemaatler de susunca “demek ki İslam buymuş” diyorlar. Cemaatlerin, hocaların susması dine zarar veriyor. Onlar partiyi düşünüyorlar hâlbuki dine zarar geliyor. Yazıklar olsun! Dini hesaba katmıyorlar, partiyi hesaba katıyorlar. İnsanlar bu yanlışları, yalanları, haksızlıkları, zulümleri gördükçe dinden imandan soğuyor. 'Din bu mu?' diyorlar. Bu dine zarar vermektir.

Dine zarar geliyor olması kimsenin umurunda değil. Aman AKP'ye zarar gelmesin diyorlar. AKP dinin önüne geçirilmiş. Hocalar, cemaatler sustukça dine zarar geliyor. Birçok zayıf imanlı adam imansızlaşıyor.