Bülent Arınç: Bilirim ama konuşmam!

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, aktif siyaseti bıraktıntan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmediklerini söyledi. Parti içerisinde çift başlılık var iddialarına da cevap veren Arınç, zaman zaman hem Refah hem de Fazilet Partisi'nde bu tür sorunlar yaşandığını söyledi.

Eklenme Tarihi: 30 Oca 2016
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Bülent Arınç: Bilirim ama konuşmam!

Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, aktif siyaseti bıraktıntan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmediklerini söyledi. Parti içerisinde çift başlılık var iddialarına da cevap veren Arınç, zaman zaman hem Refah hem de Fazilet Partisi'nde bu tür sorunlar yaşandığını söyledi. Arınç, "AK Parti'de var mı?" sorusuna ise "Bilirim ama konuşmam doğru olmaz" diye cevap verdi. Bülent Arınç, 1 Kasım seçimlerinden sonra ilk kez konuştu. CNN Türk'te Taha Akyol'un sorularını cevaplayan Arınç, aktif siyaseti bıraktığını; ancak siyaseti bırakmadığını söyledi.

Çalışmalarını, TBMM'de kendisi gibi eski Meclis Başkanları'na tahsis edilen büroda zaman zaman orada zaman zaman da Ankara'daki bürosunda sürdürdüğünü anlatan Arınç, vakit buldukça da ihmal ettiği eski arkadaşlarını ziyaret ettiğini söyledi.

"ERDOĞAN İLE GÖRÜŞMEDİM"

Kendisine davet gelmediğini, böyle bir talebinin de olmadığını bu nedenle Erdoğan ile görüşmediğini söyleyen Arınç, Başbakan Davutoğlu ile zaman zaman görüştüklerini anlattı. Erdoğan sonrası Davutoğlu'nun genel başkan olmasına sevindiğini, bunu da kendisine söylediğini ifade eden Arınç, Davutoğlu'nun da üslubunu beğendiğini ifade etti. Arınç programda şunları söyledi; "BİLİRİM AMA SÖYLEMEM" Aralarında çift başlılık nedir bilmem. Ya da bilirim konuşmam. Biz şunu hatırlarız. Refah Partisi kapatılmıştı, Fazilet Partisi'nde toplandık; ancak kapanma durumu vardı. Parti kurulurken "bir köyde iki muhtar olmaz" dedik, laf arasında.

Bazı konularda derin istişareler yapıyorlardır. Türkiye'yi böyle gül gibi idare ediyorlar.

"HABUR'DA YAŞANANLAR TALİHSİZLİKTİ"

Bu konuyu burada konuşacağımızı bilerek geldim. 1 Mayıs 2009'da Başbakan Yardımcısı oldum ve aralıksız tüm hükümetlerde aynı görevi yaptım. Oslo'dan başlayarak sonraki Habur'daki talihsizliğe kadar süreç ve sonrasında MİT'in adayla yaptığı görüşmeleri daha da artırarak belli aşamada sürdürüldü.

Oslo sürecinde konuşulanlar, üçüncü bir dünya ülke ülkesinin de yer almasıyla ilgili oradaki görüşmelerin nasıl sızdığı ayrı bir konu. Bu bir şeyler ümit edilerek sızdırıldığını düşünüyorum. Deşifre olduğu da iyi oldu. Oradaki görüşmeleri parti ve ya da hükümet üyesi değil, devletin bir yapısı olarak MİT'in görüştüğü de ortaya çıkmış oldu.

Bunun üzerinden hükümet yıpratılmaya çalışıldı. Habur girişleri önemli bu konuda. Kapıdan girenler gösteriye dönüştürdüler. Sonra da Öcalan'ın talimatıyla geldiklerini söylediler."