Nusret Muğla 84 yaşındaydı. Aynı zamanda kalp hastası olan bu yaşlı adam 14 ayrı ilaç kullanıyordu. Bank Asya’ya para yatırmaktan hareketle FETÖ ile iltisaklı olduğu suçlamasıyla cezaevine konan Muğla, burada koronaya yakalandı. Buna rağmen tahliye edilmeyen Muğla sonunda hücresinde öldü. Ve böylece devlet Muğla’nın ölümüyle yıkılmaktan kurtuldu, adalet tesis edildi!
Keşke Nusret Muğla tekil bir hikaye olsa ama öyle değil. Yargı sistemindeki adalet yarası bilhassa 15 Temmuz sonrası FETÖ ile mücadele adı altında ortaya konulan icraatlar bağlamında kanamaya devam ediyor. Siyaset ve toplumu adeta komaya sokan, vicdanları son derece yaralayan FETÖ ile yanlış mücadele politikası ısrarla ve inatla sürdürülüyor. Sonuç olarak ise mağduriyetler derinleşiyor, adalete olan inanç sarsılıyor.
Haklı bir mücadelenin sulandırılarak batırılmasının somut örneklerinden birisidir FETÖ ile mücadele. Binlerce, belki de milyonlarca insanın hayatını olumsuz yönde etkileyen bu cadı avının yol açtığı büyük mağduriyetlerin hesabını kim nasıl verebilir? Dağılan aileler, devlete küstürülen nesiller, onlarca binlerce mağduriyet vakasından gayrı FETÖ ile mücadele tarzı şuana kadar ne tür olumlu sonuçlar doğurdu? Bunca adaletsizlik pahasına ısrarla ve inatla sürdürülen bu mücadele sonucunda FETÖ’nün elebaşlarına ulaşmada bir arpa boyu yol alınabildi mi?
Troller ne derse desin ortada kangren tutmuş bir yara var. FETÖ ile mücadele yönteminde ortaya çıkan devasa adaletsizlik tablosu –şayet böyle giderse yarınlarda- telafisi mümkün olmayacak bir fatura ortaya çıkaracak.
***
Bülent Arınç’ın Nusret Muğla hadisesi üzerine kaleme alıp sosyal medya hesabından yayımladığı mesaj:
Nusret Ağabeyin ardından… pic.twitter.com/wGDx8ZLw00
— Bülent Arınç (@bulent_arinc) February 14, 2022
