Burdur Gölü'nde alg patlaması: Rengi değişti

Burdur Gölü'nün suyu kahverengi, buz yeşili ve sarıya dönüştü. Prof. Dr. İskender Gülle mikroskobik organizmaların neden olduğu renk değişikliğinin yakında düzeleceğini söyledi.

Eklenme Tarihi: 14 Haz 2021
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Burdur Gölü'nde alg patlaması: Rengi değişti

Son yıllarda suyunun önemli bölümü çekilen Burdur Gölü'nin rengi değişti. Su yüzeyindeki renk değişiminin yanında bazı maddeler de görülürken, sahilde inceleme yapan MAKÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gülle, yaşanan durumun siyanobakterilerden 'Nodularia spumigena' türündeki mikroskobik organizmalardan kaynaklandığını söyledi.

Prof. Dr. İskender Gülle, "Bu organizmalar 'mavi yeşil alg' olarak da adlandırılmaktadır. Genel olarak her yıl yaz başından yaz sonuna kadar Burdur Gölü'nde bu alglerin zaman zaman aşırı çoğalması söz konusudur. 2000'li yıllardan bu yana birkaç yıl fasılalarla biz bu durumu görüyoruz. Daha 3 gün öncesinde yoktu bu olay. 3 gün içinde hızlı şekilde gelişmiş" dedi.

Sağanak yağışların renk değişikliğinde etkili olduğunu belirten Gülle, "Sudan hafif oldukları için, yani yoğunlukları düşük olduğu için tamamen bütün canlı kitleyi su üzerinde görüyoruz. Rüzgarın kıyıda topladığı birikimlere bakıldığında, bazı yerler kahverengi, bazı yerler daha açık yeşil renkte görülüyor. Özellikle bu algler güneş altında kavrulduktan yani öldükten sonra mavi renge dönüşür. Normal canlı renkleri sarımsı, yeşilimsidir" diye konuştu.

Burdur Gölü için bir tehlike durumunun söz konusu olmadığını kaydeden Prof. Dr. İskender Gülle şu biygiyeri verdi: "Gölün suyu evsel amaçla, içme amacıyla kullanılmadığı için doğrudan insan sağlığı üzerine etkisinden bahsetmek söz konusu değil. Su içinde yaşayan balıklar ve diğer omurgasızlar açısından da çok önemi bir tehlikesi yok. Zira daha önce yapmış olduğumuz çalışmalarda normalde toksin içeren bu grubun gölde yaşayan bu türünün toksin içermediğini gördük. Aynı türün Türkiye'de Bafa Gölü'nde yoğun olarak geliştiği bildirilmiştir. Dünyada da Hazar Denizi'nde zaman zaman yoğun olarak görülebiliyor. Baltık Denizi'nde de görüldüğü yönünde çeşitli raporlar var."

Halkın paniklemesini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını anlatan Prof. Dr. İskender Gülle, şöyle konuştu: "Yaşanan yoğunluk rüzgarla beraber göldeki bütün organizmaların sahile sürüklenmesiyle oluşmuş bir durum. 1 hafta, 10 gün, belki 15 gün içinde bu etki tamamen geçecektir. Tabii bu durum gölün aynı zamanda yaşlanmaya başladığını da gösteriyor. Özellikle insan etkisiyle olan ve bizim 'Kültürel ötrofikasyon' dediğimiz hızlı yaşlanma, yani hızlı zenginleşme durumu söz konusu. 1990'ların sonunda başlayan bu durum günümüzde özellikle gölün su kaybetmesiyle ve yoğun sağanak yağışların çevreden getirmiş olduğu sediman ve fosfor yüküyle biraz daha artmış görünüyor."