Hakan Albayrak yazdı…
Azerbaycan başta olmak üzere Türk dünyası, Filistin dahil olmak üzere Arap dünyası, Irak Kürdistan Bölge Yönetimi, en zengininden en fakirine Balkanlar, Latin Amerika, Uzakdoğu, Afrika, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri…
Depremlerle sarsılan ülkemize dünyanın dört bir yanından yardım yağdı, yağıyor.
Hangi ülkede deprem veya başka bir afet olsa oraya yardım gider ama Türkiye’ye gösterilen ilgide bir fevkaladelik var.
Yardım gönderen ülkeler arasında, yardıma en çok ihtiyaç duyan ülkeler de yer alıyor.
Somali mesela.
“Somali hükümetine ve halkına dünyanın diğer ülkelerinden farklı bir sorumluluk düşüyor. Türk kardeşlerimizin bizler için ne ifade ettiğini her Somalili bilir” diyen Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, iş adamlarına ve tüm Somali vatandaşlarına destek çağrısında bulundu.
Başkent Mogadişu’daki Zemzem Üniversitesi’nin rektörü Muhammed Harbi, 2011’de Somali’yi kuraklık vurduğunda ilk yardıma koşan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatarak “Bugün vefa günüdür” dedi.
Ve hükümetin başlattığı yardım kampanyasında 4 milyon dolar, Zemzem Vakfı’nın kampanyasında da on binlerce dolar toplandı.
Bunlara ilaveten, Somali Meclisindeki bütün milletvekilleri 1 aylık maaşlarının yüzde 20’sini Türkiye’deki depremzedelere ayırdı.
***
Dünyanın en fakir ülkesi sayılan Burundi bile Türkiye’ye yardım gönderme gereğini duydu (10 kişilik arama-kurtarma ekibi).
Türkiye’yi böyle müstesna kılan, hiç şüphesiz, dış politikasının insani boyutudur.
Yıllardır dünyanın dört bir yanındaki yoksul, mağdur, mazlum devletlere ve halklara yardım elini uzatmanın bereketini görüyor Türkiye.
El Cezire’nin internet sitesinde yayımlanan Joseph Stepansky imzalı bir makalede (Turkey’s ‘aid diplomacy’ reverberates in global quake response) vurgulandığı gibi, Türkiye’nin “yardım diplomasi”sinin etkisini yansıtıyor bu küresel seferberlik hali.
İtalyan Uluslararası İlişkiler Profesörü Federico Donelli’nin El Cezire’ye verdiği beyanattan: “Afrika medyasında depreme gösterilen ilgi emsalsiz… Beni en çok etkileyen, Güney Afrika, Etiyopya gibi büyük bölgesel oyuncuların ve hatta Sudan, Burundi ve Somali gibi birçok iç sorunu olan ülkelerin derhal Türkiye’ye yardım ekipleri göndermesiydi. Kaynak mevcudiyeti ve Ankara ile ilişkilerin türü ne olursa olsun, tüm Afrika ülkeleri Türkiye’ye yakınlıklarını hissettirmeye çalıştı. Bu tepki, şüphesiz, Türkiye’nin uluslararası satranç tahtasındaki varlığını ve görünürlüğünü artırmak için insani diplomasi de dahil olmak üzere çeşitli araçlar kullanan bir dış politikanın sonucudur.”
***
Türkiye’nin geçmiş yıllardaki dış yardımlarını dillerine dolayıp hükümeti bu hususta kınayanların dikkatine.