Mimar Sinan Kongre ve Sergi Merkezinde gerçekleştirilen AK Parti Kepez İlçe Başkanlığı Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Çavuşoğlu, reformlara bağlı olduklarını, yine reformların yapılacağını ancak devlet kurumlarına girmiş hainlerin de temizleneceğini ifade ederek, "Çünkü bu hainlerin sadakati sadece o Pensilvanya'daki hastaya, ruh hastasına. Devlete, millete değil. Dolayısıyla biz onlarla mücadele edeceğiz. Elbette bu ülkenin imajı önemli, elbette biz de imajımızın düzgün olmasını isteriz. Bir Dışişleri Bakanı olarak en çok ben isterim. Ama bugün Türkiye'nin güvenliği ve bekası her şeyden önemlidir. İşte şimdi teröristleri temizliyoruz" diye konuştu.
'HERKES İÇİN ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ'
24 Haziran seçimiyle beraber reformlarla demokrasinin standardının yükseltileceğini, FETÖ'nün bozduğu adaletin yeniden getirileceğini belirten Çavuşoğlu, herkes için adalet sağlanacağını söyledi. Herkes için özgürlük istediklerini, inançlara saygı duyduklarını, İstanbul'da kiliselerin restore edildiğini, Akdamar'da Ermeni kilisesinin tekrar ibadete açıldığını, Rumların gidip Trabzon'da ibadet edebildiğini aktaran Çavuşoğlu, hoşgörünün ne demek olduğunu Avrupa'ya ve tüm dünyaya göstereceklerini dile getirdi.
24 Haziran'dan sonra yasaların TBMM'de milletvekilleri tarafından hazırlanacağını, bürokratların hazırladıkları taslaklar ile değil, milletvekilleri tarafından yasama çalışmaları yapılacağını anlatan Çavuşoğlu, bunun yanı sıra cumhurbaşkanı dahil, hükümette görev alanların Meclise karşı sorumluluğunun yanında, yargıya karşı sorumluluğunun da getirildiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, "Şu andaki sistemde cumhurbaşkanında yetki çok var, en az başbakan kadar yetki var ama sorumluluk ve hesap verebilirlik sıfır. Dolayısıyla yeni sistemde hem yürütme hem de yasama güçlü olacak." açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin demokratikleşmesi için de önemli adımlar attıklarının altını çizen Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
-Bugün Türkiye'nin gerçekleştirdiği demokratikleşme sürecini, yaptığı reformları görmezden gelen ülkeler, bundan 6 sene, 7 sene, 8 sene önce 'Türkiye'de sessiz devrim var.' diyorlardı. Şimdi niye inkar ediyorsunuz? Türkiye'yi reforme eden, tüm kanunlarını uluslararası standartlara, yani demokratik standartlara yükselten parti hangi partidir? AK Parti. Kimin liderliğinde? Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde. 'Türkiye'de sessiz devrimler yapıyor.' dediğiniz Recep Tayyip Erdoğan'a bugün neden 'diktatör.' diyorsunuz? Recep Tayyip Erdoğan sandıkları inkar edip de zorla mı iktidar oluyor, girdiği her seçimi kazanıyor. Çıktın yendi, çıktın yendi, çıktın yendi, şimdi 'çıktım yendi.' olacak.
-Her seçimimiz demokratik, her seçimimiz şeffaf. Uluslararası standartlara uygun. Ama dert başka. Açık sözlüyseniz, onların talimatlarına isyan ederseniz, onların talimatlarına 'Sen Türkiye'ye talimat veremezsin.' derseniz, onların yanlışlarına, 'Sen yanlış yapıyorsun' derseniz, Türkiye'ye ders vermeye çalışanlara ders verirseniz, hazmedemiyorlar. Bizde bir değişiklik yok. İşte sayın Cumhurbaşkanımız, İstanbul'da manifestomuzun açıklamasını yaptı. Seçim sürecinde tabii ki politikalarımızı, projelerimizi, planlarımızı halkımızla paylaşacağız. Düğmeye bastık. Yeni sistemde inşallah seçimlerden sonra tekrar o reformcu kimliğimiz ön plana çıkacak.
-Bize ders vermeye kalkanlar, bize akıl vermeye kalkanlar Türkiye'nin gerçeklerini görmek istemiyorlar. Türkiye'nin neyle mücadele ettiğini görmek istemiyorlar. AB Komisyonu Başkanı diyor ki 'Sayın Cumhurbaşkanı, kusura bakma sizi öldürmek istediğini biz bilmiyorduk, sonradan öğrendik.' diyor. Sen çocuk mu kandırıyorsun. Sen bunu bilmiyorsan o kurumun başında ne işin var? Darbecilere ev sahipliği yapıyorsunuz, onlara statüler veriyorsunuz, sığınma hakkı veriyorsunuz. Türkiye'nin iadesini istediği darbecileri Türkiye'ye vermiyorsunuz. Neden?
'DIŞ POLİTİKADA HANGİ ÜLKE İLE NASIL İLİŞKİLER KURULACAĞINA KARAR VERMEK İSTİYORLAR'
Bağlı bir Türkiye istendiğini belirten Çavuşoğlu, "Dış politikada hangi ülke ile nasıl ilişkiler kuracağına onlar karar versin. 'Rusya ile bu kadar ilişki kurabilirsin, İran'la ancak uzaktan selamlaşabilirsin, Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri senin neyine? Biz oraya gideriz, sen gidemezsin. Çin'le, aman uzak dur. Ne işiniz var Afrika'da?' Sen Afrika'ya sömürgeci gittin, biz Afrika'yı ihya etmek için oradayız, barış için oradayız." dedi.
'HİÇ 400 BİN KÜRT'ÜN SORUNLARINI DİNLEDİNİZ Mİ DİYE SORDUM'
Batı ülkelerinin hep PKK'yı, YPG'yi savunduğunu, bölgede yaşayan Kürtlerin durumunu kimsenin sormadığını vurgulayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Geçen NATO'da söyledim. Lüksemburg Dışişleri Bakanı bize ders vermeye kalkıyor, biz de haddini bildirdik tabi. Sorduğum sorulara cevap veremedi. Bu soruları sordum kendine. Hiç dedim 400 bin Kürt'ün sorunlarını dinlediniz mi? Suriye'ye neden dönemiyorlar? Biz, Fırat Kalkanı operasyonunu tamamladıktan sonra, 10 gün önceki rakamları söylüyorum, 160 bin Suriyeli vatandaşımız Türkiye'den buralara döndü. En az bir o kadar Suriyeli de ülkenin değişik bölgelerinden evlerine, o bölgeye döndü. Yani 300 binden fazla insan bu bölgeye döndü. Şimdi Afrin'e de dönüyor. İşte gerçekleri görmek istemiyorlar, sebep bu." değerlendirmesinde bulundu.
'KUTSAL KİTABIMIZ SENİN YAPBOZ TAHTAN MI?'
Batılı ülkelerin Türkiye'ye her istediklerini yapamayacaklarının altını çizen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün Fransa'da içlerinde Sarkozy'nin (Eski Fransa Cumhurbaşkanı) de olduğu densizler Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerinin değişmesi gerektiğini, bazı bölümlerinin çıkarılması gerektiğini savunmuşlar. Kutsal kitabımız senin yapboz tahtan mı? Neymiş efendim, Yahudi düşmanlığı içeriyormuş. Tarih boyunca Yahudilere siz zulmettiniz. Tarih boyunca Yahudilerin sığınağı olmuştur Osmanlı İmparatorluğu, Türkiye Cumhuriyeti. Müslümanlar sahip çıkmıştır. Soykırımlar Türkiye'de mi yaşandı? Biz İsrail devletinin zulmüne karşıyız, Yahudilere karşı değiliz. Bizim tüm inançlara saygımız var. Bizde antisemitizm, yani Yahudi düşmanlığı yoktur. Bizim inancımıza terstir, dinimize terstir, Kur'an-ı Kerim'e terstir. İşte bunların ırkçılıkta da İslam düşmanlığında da vardığı noktanın, entelektüel yobazlığın bir göstergesidir bu. İyice hadlerini aştılar. Bunlar böyle konuştukça Avrupa'da camilere, ibadet yerlerine saldırılar oluyor."