Cezaevlerinde beklentiler… Hayat oralarda da çok pahalı

Sevgili okurlarım, Türkiye’deki sayısı 300’den fazla cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak yatmakta olanların sayısı yaklaşık 320 bin. Büyük bir rakam. Şimdi size iki ayrı cezaevinden birkaç gün önce aldığım iki mektubu iletiyorum. Ancak bilmeyenler için bir ekleme de yapmak istiyorum. Cezaevinde yatanlardan elektrik parası, yemek parası gibi tahsilatlar yapılıyor. Ama sanmayın ki cezaevlerinde para dolaşımı … Cezaevlerinde beklentiler… Hayat oralarda da çok pahalı Devamı »

Eklenme Tarihi: 21 Eki 2022
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 21 Eki 2022
Cezaevlerinde beklentiler… Hayat oralarda da çok pahalı

Sevgili okurlarım, Türkiye’deki sayısı 300’den fazla cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak yatmakta olanların sayısı yaklaşık 320 bin. Büyük bir rakam.

Şimdi size iki ayrı cezaevinden birkaç gün önce aldığım iki mektubu iletiyorum. Ancak bilmeyenler için bir ekleme de yapmak istiyorum.

Cezaevinde yatanlardan elektrik parası, yemek parası gibi tahsilatlar yapılıyor. Ama sanmayın ki cezaevlerinde para dolaşımı var! Hayır, bozuk ve kağıt paranın içeri girmesi kesinlikle yasak ve hiçbir biçimde söz konusu değil. Ama hayat cezaevlerinde de çok pahalı.

Tüketim bedeli mahkumun kendisi, yakınları veya ailesi tarafından önceden kantin hesabına yatırılıyor ve idare tarafından o paradan çekiliyor. Başka bir sorun, mahkumların sürekli olarak ailelerinden uzak cezaevlerine gönderilmesi. Bu soruna da -her nedense çözüm bulunmuyor ve çok sayıda yakınmalar geliyor.

İşte size iki örnek. İlk mektubu yazan Tahir Tuğ:

“Saygıdeğer Emin Bey, merhaba. Balıkesir Kepsut Cezaevinde 43 aydır tutukluyum. Tutuklu yargılanıyorum. Geçen yıl nisan ayında ceza aldım. Dosyam bir yılı aşkın süredir Yargıtay’da arşivde bekliyor. Cezam kesinleşmeden önce neredeyse infazı tamamlayacağım. Koğuşta günlük takip ettiğim 2 gazeteden biri SÖZCÜ.

Cezaevi mektuplarına köşenizde yer verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Aslında size bahsetmek istediğim konu koğuşa gelen elektrik faturaları. Aydınlatma hariç koğuşun diğer elektrik tüketiminin tamamını biz mahkûmlar ödüyoruz.

Eylül ayının ilk haftası “1-21 Ağustos” dönemine ait fatura geldi. Önceki ay “0.36” olan birim fiyat “0.48” olarak güncellenmiş.

Ancak elektriğe son gelen zam 1 Eylül tarihinden itibaren geçerli olacaktı. İdareye yazdığımız dilekçelere cevap alamadık ve faturayı mecburen ödedik.

Ayrıca fiyatlandırma ve zam,ticarethane tarifesine göre! Oysa resmi kurumlar ticarethane olarak değerlendirilmemeli. 28 kişilik koğuşta 33 kişiyiz. 2 tuvalet ve 2 banyomuz var.

Haftada 2 gün 3’er saat sıcak su veriliyor. Diğer zamanlarda bulaşık ve banyo için suyu isıtıcı ile ısıtıyoruz. Tabii buzdolabı, çay makinesi, saç kurutma makinesi ve televizyon kullanımı da oluyor ve tüketim hızla artıyor.

Dışarda her şey ateş pahası ama içeride de durum pek iç açıcı değil. Çeşmeden akan su, kuyu suyu olduğundan içme suyunu kantinden alıyorum. Kurumdan günlük 1 çeşit, arada 2 çeşit kahvaltılık veriliyor.

Çay, şeker, zeytin, peynir, pekmez gibi kahvaltılıkları da kantinden alıyorum. Sabun, tuvalet kağıdı, bulaşık deterjanı gibi temel temizlik malzemelerini de kantinden alıyoruz. Anlayacağınız cepler boş. Gündeme getirirseniz çok sevinirim. Buralarda da her şey çok pahalı. Çok teşekkürler. İyi çalışmalar. Tahir Tuğ.”

Bir de aynı doğrultuda ikinci mektup var… Manisa cezaevinden Engin Türker yazıyor:

“Sayın Emin Bey, size bu mektubu cezaevinde bulunan hükümlülerin, yani bizlerin bu zor günlerimizde sesimizi sayın devlet büyüklerimize ve sayın yetkililere duyurabilmeniz adına yazıyorum. Mektubumu yayınlarsanız biz kader mahkumlarının bir nebze olsun yüreklerine su serpmiş olursunuz.

Ben Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak cezamı infaz etmekteyim. Aslen Muğla ili Yatağan ilçesinde ikamet etmekteyim.

Ailem de Muğla’da ikamet etmektedir. Emekli babam 89 yaşındadır. 4 kardeşiz, diğer üç kardeşim de öğretmendir.

Size bu mektubu yazmaktaki amacım cezaevlerinin bazen dizilerde, filmlerde ya da radyo programlarında anlatıldığı gibi bir yer olmadığını, cezamızı ne şartlar altında infaz etmekte olduğumuzu sayın yetkililere hatırlatmaktır.

Cezaevinde hükümlü olarak bulunuyorsanız her ay elektrik faturası gelir. Sadece aydınlatmayı devlet karşılar.

Bu ay itibariyle 980 TL elektrik faturamız geldi. Kişi başına aylık 70 TL düşüyor. Sadece bu yeni zamlarla birlikte bu rakam 100 TL’yi bulur. Bunun haricinde çay, temizlik malzemesi gibi ihtiyaçlarla aylık 200 TL’yi buluyor ki, bir kişinin ortalama masrafıdır. Bunun dışında temel ihtiyaçlar, peynir, zeytin, yağ, sabun ve diğerleri derken bu zamlarla birlikte cezaevindeki bir kişinin ortalama aylık ihtiyacını tahmin edersiniz sanırım.

Cezaevinde aylık 500 TL ile geçinen demeyeyim de geçinmeye çalışan o kadar çok mahkum arkadaşımız var ki. Cezaevinde yediğiniz yemeğin parası bile sizden iaşe bedeli olarak tahsil ediliyor.

Sayın büyüklerim, bir mahkum cezaevinde iken bu iaşe bedelini nasıl ödeyebilir? Bugün şahsıma gelen iaşe bedeli 6 ay 15 günlük 2.200 TL’dir.

Çoğu mahkumlara ailelerinden gelen ortalama aylık 500 TL ile geçinmeye çalışan o kadar çok arkadaşımız ailelerinden gelen ortalama aylık 500 TL ile geçinmeye çalışan o kadar çok arkadaşımız var ki, bir bilseniz.

Cezaevlerinde ayrıca yaşlı ve çok hasta olarak bulunan birçok mahkum arkadaşımız var. Her insan hata yapar, önemli olan bu hatalardan bir ders çıkarmak ve o hataları tekrarlamamaktır. Eminim ki birçok mahkum arkadaşımızın pek çoğu da bu cezaevi ortamlarından bıkmış usanmış ve ıslah olmuştur.

Bundan yaklaşık 4 yıl önce hükümlülerin infazlarını ailelerinin olduğu yerlerdeki cezaevlerinde tamamlamaları imkanı tanınmış olmasına rağmen uygulamaya geçilmedi. Şahsımın da ailesi Muğla’da ikamet etmektedir. Talep etmeme rağmen naklim çıkmamaktadır ve benim gibi böyle binlerce mahkum var.

Sayın büyüklerim, cezaevinde olmak çok zor bir durumdur. 20 kişilik koğuşlarda 40 kişi kalmaktadır. (Muğla Cezaevinde 39 kişilik koğuşta 54 kişi kalıyorduk.) Efendim, sayın devlet büyüklerimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılında herkesi hatırlayacak. Biz mahkumları da hatırlayacaklarını büyük bir umutla bekliyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız da bir konuşmasında söylemişti, biz vatana ihanet etmeyen herkese ve milletimize her zaman sahip çıkarız demişti. Bizim de ailelerimize, çoluk çocuğumuza, sevdiklerimize kavuşmamız için sesimizi duymalarını büyük bir umutla bekliyoruz.

Sayın Emin Bey mektubuma son verirken bu mektubumu yayınlamanızı, sesimizi duyurabilmek için sizden mahkum bir kardeşiniz olarak rica ediyorum.

Sağlıcakla kalın Allah’a emanet olun.

Not: Sayın Emin Bey yazılarınızı yıllardır takip etmekteyim. Bu mektubumu yayınlarsanız biz mahkumları çok mutlu etmiş olursunuz. Teşekkürler. Engin Türker.”

Kaynak: Sözcü