CHP’li Salıcı: Saraydan bakınca okul önlerinde satılan uyuşturucu görünmüyor

CHP’li Salıcı: Saraydan bakınca okul önlerinde satılan uyuşturucu görünmüyor CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Ankara Keçiören’de düzenlenen “CHP Üye Katılım Töreni’nde yaptığı konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterdi. Salıcı, “Saraydan bakınca okul önlerinde satılan uyuşturucu görünmüyor” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “uyuşturucu” sorununa dikkat çekti. Salıcı, … CHP’li Salıcı: Saraydan bakınca okul önlerinde satılan uyuşturucu görünmüyor Devamı »

Eklenme Tarihi: 05 Kas 2022
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 05 Kas 2022
CHP’li Salıcı: Saraydan bakınca okul önlerinde satılan uyuşturucu görünmüyor

CHP’li Salıcı: Saraydan bakınca okul önlerinde satılan uyuşturucu görünmüyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Ankara Keçiören’de düzenlenen “CHP Üye Katılım Töreni’nde yaptığı konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki gösterdi. Salıcı, “Saraydan bakınca okul önlerinde satılan uyuşturucu görünmüyor” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “uyuşturucu” sorununa dikkat çekti. Salıcı, “Artık sarayda yaşayan sen; Keçiören’de bir zamanlar oturduğun, komşuluk ettiğin, selamlaştığın insanların sorunlarından, meselelerinden uzaklaştın. Ankara’ya, Türkiye’ye saraydan bakıyorsun. Saraydan bakınca burası görünmüyor Sayın Erdoğan. Saraydan bakınca Keçiören’in sokakları görünmüyor. Saraydan bakınca Keçiören’de okulların önünde satılan uyuşturucu görünmüyor Sayın Erdoğan” dedi.

“SARAYDAN BAKINCA OKULLARIN ÖNÜNDE SATILAN UYUŞTURUCU GÖRÜNMÜYOR SAYIN ERDOĞAN”

Hani diyor ya bazen Erdoğan, ‘Bu ülkede işsizlik mi var’ diyor. ‘İş beğenmiyor’ diyor. Sayın Erdoğan, az önce kürsüye gelen kardeşlerimizi gördün, duydun, maalesef onlar birkaç kişi değiller. Milyonlarca yurttaşımız ağır sorunlar altında yaşıyor. Yoksulluk, işsizlikle sınanıyor ve sen, bir zamanlar Keçiören’de oturan sen, artık sarayda yaşayan sen Keçiören’de bir zamanlar oturduğun komşuluk ettiğin, selamlaştığın insanların sorunlarından, meselelerinden uzaklaştın. Ankara’ya, Türkiye’ye saraydan bakıyorsun. Saraydan bakınca burası görünmüyor sayın Erdoğan. Saraydan bakınca Keçiören’in sokakları görünmüyor. Saraydan bakınca Keçiören’de okulların önünde satılan uyuşturucu görünmüyor sayın Erdoğan.

“NEREDEYSE YOLDAN GEÇEN SUÇLUYU BİLE TANIYIP ONUNLA FOTOĞRAF ÇEKTİREN SÜLEYMAN SOYLU İLE DERDİMİZ VAR”

Bizimkiler genelde muhalefet bir şey söylediğinde iktidar sanki öyle bir mesele yokmuş kendileri de sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi, ‘vay siz bayrağımıza laf söylediniz; siz jandarmamıza, polisimize laf söylediğiniz’ diye yaygara koparmaya başladılar. Ortada bu ülkeye şerefli bir şekilde hizmet eden jandarmaya, polisimize laf eden yok. Ama onların başında olan kendisine İçişleri Bakanı diyen, bizim ‘fotoroman Süleyman’ dediğimiz neredeyse yoldan geçen suçluyu bile tanıyıp onunla fotoğraf çektiren Süleyman Soylu ile derdimiz var, ona söylüyoruz. Hiç araya şerefiyle, namusuyla görev yapan üniformalı askerimizi, polisimizi katmayın. Biz sana doğrudan söylüyoruz. Senin bağlı olduğun yere söylüyoruz. Manzara çok açık.

“SADECE BALKAN MAFYASI DEĞİL, BİR DE KAFKASLARDAN GELEN VAR”

Ben size isim isim okuyayım. Sadece Balkan mafyası değil, bir de Kafkaslardan gelen var. Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gasimov, Ataşehir’de öldürülüyor. Gasimov, 6 yıl önce Beşiktaş’ta öldürülen mafya babası Caniyev’in adamı. Katilleri iki yıl önce Antalya’da öldürülen Azerbaycanlı Lotu Quli lakaplı Salifov’un adamları öldürüyor. Lotu Quli’nin adamı olan Ali Gamidov, 2013’te İstanbul Başakşehir’de öldürülüyor. Rusya’da cezaevinde olan Namık Salifov ve Azerbaycanlı mafya grubuyla Haziran 2014’te Edirne’de buluşuyor. Pazarlıklar sonuç vermiyor. Silahlı çatışma çıkıyor. Lotu Quli grubundan bir kişinin kalbinden vurduğu polis memuru Hüseyin İmra kardeşimiz, vefat ediyor, şehit oluyor. Bu davada, sadece katil ceza alıyor. O mafya grubunun içerisindeki kimse ceza almıyor. Bunların bağlantılarından dolayı Azerbaycanlı suç örgütleri, Türkiye’de cirit atmaya devam ediyor. En son 2018’de Lotu Quli İstanbul’da yakalanıyor. Azerbaycan’a gönderilmek isteniyor. Deport ediliyor, sonra tekrar Türkiye’ye geliyor. Süleyman Soylu’ya soruyorlar. Diyor ki ‘Deport ettim ama geri gelmiş’ diyor. Yani benim bir günahım yok, ben gönderdim kendisi geri gelmiş diyor. Ülkeyi, çetelerin mücadele ettiği, birbirleriyle kavga ettiği bir yer haline getiren CHP mi? Bizzat sizin iktidarınız. Bizzat Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanlığı yaptığı dönem.

“SAYIN SÜLEYMAN SOYLU ZANNETMESİN Kİ BİZ, ZİNDAŞTİ’Yİ UNUTUYORUZ”

Lotu Quli 19 Ağustos 2020 günü Antalya’da bir otelde Azerbaycanlı yakın koruması tarafından silahla vurulup öldürülüyor. Cenazesini Azerbaycan kabul etmiyor. Büyükçekmece’ye defnediliyor. Ona bir anıt mezar yapılıyor. Ocak 2021’de o anıt mezarın başında bir Azerbaycanlı, diğer bir Azerbaycanlıyı vuruyor. Yine bir hesaplaşma ortaya çıkıyor. İstanbul’un ortasında alışveriş merkezlerinde Gürcü ve İranlılar birbirileriyle çatışıyor. Bu çatışmalar sırasında seken kurşunlardan yaralanan, hayatını kaybeden vatandaşlarımız var. Sayın Süleyman Soylu zannetmesin ki biz, Zindaşti’yi unutuyoruz. Zindaşt’yi boy boy fotoğraflarda, televizyonlarda, gazetelerde rahmetli Burhan Kuzu’yla beraber görmeyen kalmadı. Nedense işin içine uyuşturucu girdiği zaman, baronlar, mafya girdiği zaman AKP’li birisi o fotoğrafın içinden çıkıyor. Çatışmalarda insanlarımız ölüyor. Yakın zamanda İstanbul’da Sultangazi’de bir restoranda çatışma çıkıyor. O iş yerinde çalışan 16 yaşındaki garson evladımız hayatını kaybediyor. Diyorlar ki bize, bunlar ispatlayın. İşte size ispat. Kral çıplak.

“TÜRKİYE’DE UYUŞTURUCU, UCUZLAMIŞ DURUMDA… OKULLARIN ÖNÜNDE SATILIYOR”

Türkiye’de uyuşturucu, ucuzlamış durumda. Çocuklarımızın alabileceği bir noktada, okulların önünde satılıyor. Çeteler, sokaklarda birbiriyle mücadele ediyor. İthal gelmiş olan mafya babaları, Türkiye’de cirit atıyor. Bunlar kimin zamanında oluyor? İkide bir ağzını açtığında bayraktan bahseden, hamaset yapan, kuru kaba milliyetçilik yapan Süleyman Soylu zamanında oluyor. Bize milliyetçilik yapmayın kardeşim. Biz, Bülent Ecevit’in çizgisinden geliyoruz. Kıbrıs fatihi Bülent Ecevit’in çizgisinden geliyoruz. Ne diyordu Bülent Ecevit? Biz, milliyetçiliğimizi Kıbrıs’ta Beşparmak dağlarına yazdık diyordu. Biz, milliyetçiliğimizi Afyon’da haşhaş tarlalarına yazdık diyordu. Biz, milliyetçiliğimizi Akdeniz’in serin sularına yazdık diyordu. Bizde öyle hamaset, boş laf yok. Biz, Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda ülkenin çıkarı için gereken neyse onu yaparız.