20 Temmuz 2018'de internet üzerinden yapılan programda konuşan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, Herhangi bir cemaate, tarikata mensup olmak, aidiyet duymak insanların özgürlük alanları içerisinde olduğunu vurguladı. İslam, Furkan Vakfı ve Alparslan Kuytul olayının sebebinin; sadece ve sadece iktidarın yörüngesine girmeyip muhalefet yaptığı için olduğunu söyledi.
Ayrıca Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye yapılan tecrit zulmüne de değinerek, “Alparslan Kuytul cezaevinde tecride alınmış vaziyette. Bunlar insan haklarına aykırı durumlardır. İnsanları mahkemeye çıkartıyorsanız, onlara suç isnad ediyorsanız, bir an önce iddianamelerini yazıp mahkemeye sevk etmelisiniz. Burada tutuklu yargılanmak da ancak istisnayi durumda söz konusu olabilir. Asıl olan tutuklanmadan yargılanmaktır” dedi.
Cihangir İslam’ın yaptığı açıklama şu şekilde;
HERHANGİ BİR CEMAATE TARİKATE MENSUP OLMAK AİDİYET DUYMAK İNSANLARIN ÖZGÜRLÜK ALANLARI İÇERİSİNDEDİR
Hangi ilke üzerinden bakalım? Özgürlükler ve örgütlenme ilkeleri üzerinden bakalım. Her ne kadar benim kişisel olarak, teolojik anlamda ve dindarlık anlamında tasvip etmediğim bir yol olsa da herhangi bir cemaate, tarikata mensup olmak, aidiyet duymak insanların özgürlük alanları içerisindedir. Yani bunun hukuki bir karşılığı yoktur.
İKTİDARIN YÖRÜNGESİNE GİRMEDİĞİ İÇİN VE MUHALEFET YAPTIĞI İÇİN FURKAN VAKFI’NIN VE ALPARSLAN KUYTUL’UN OLAYININ ŞAHİDİ OLUYORUZ
Ama bugün yapılan iş, genelde konuşuyorum bunu herhangi bir özel isim vermeden, yine terörle irtibat kurarak aslında mesela sayın Alparslan Kuytul’a bakıyorum ben. Bugüne kadar yaptığım incelemelerde kişisel olarak terörle herhangi bir bağlantısını göremedim. Söylenen tek şey 80lerin, 90ların İslamcı dilini kullanmasıdır. Bugünün gereklerine uygun olamayabilir ama bir suç tanımı değildir. Yani insanlar yirmi yıl öncesinin diliyle de konuşabilir, bin yıl öncesinin diliyle de konuşabilir, Antik Yunan diliyle de konuşabilir. Bu tartışılacak ya da hukuki karşılığı olabilecek, cezai müeyyide gerektirecek bir durum değildir. Benim kanaatim sadece ve sadece iktidarın yörüngesine girmediği için ve bir muhalefet yaptığı için Furkan Vakfı’nın ve Alparslan Kuytul’un olayının bu günlerde şahidi oluyoruz.
ALPARSLAN KUYTUL’A YAPILAN TECRİT İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR
Alparslan Kuytul ayrıca cezaevinde tecride alınmış vaziyette. Yine öğrendiğim kadarıyla kendi eşiyle dahi iki ayda bir görüşebilir durumda. Bunlar insan haklarına aykırı durumlardır. İnsanları mahkemeye çıkartıyorsanız, onlara suç isnad ediyorsanız, bir an önce iddianamelerini yazıp mahkemeye sevk etmelisiniz. Burada tutuklu yargılanmak da ancak istisnayi durumda söz konusu olabilir. Asıl olan tutuklanmadan yargılanmaktır.
28 ŞUBAT DÖNEMİNDEN DAHA DA ÖTE BİR DURUM GÖRÜYORUM
Politik yönüne gelince 28 Şubat dönemini hatırlayın. Ben 28 Şubat döneminden daha da öte bir durum görüyorum ortada. 28 Şubat dönemine en büyük yakınmalardan bir tanesi özellikle islami yapıların üzerine haksız yere gidilmesi ve onların siyasetle veya sivil toplumla ilgili çalışmalarının önüne geçilmesiydi. Bugünkü tabloya baktığımda ve 28 Şubat’la kıyasladığımda çok çok daha ağır bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim.