Çin'de helalin yaygınlaşmasına karşı kampanya başlatıldı

Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde helalin yaygınlaşmasına karşı bir kampanya başlatıldığı bildirildi.

Eklenme Tarihi: 12 Eki 2018
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Çin'de helalin yaygınlaşmasına karşı kampanya başlatıldı

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi'deki Halk Savcılığı, ülkenin sosyal paylaşım platformu Wechat’teki resmi hesabından paylaştığı açıklamaya göre, geçen pazartesi Urumçi’de "Helalin Yaygınlaşmasına Karşı Kararlılıkla Savaş” toplantısı düzenledi.

Çin Komünist Partisinin (ÇKP) bölgedeki Parti Grubu Sekreteri Liu Ming başkanlığındaki toplantıda, kentin polis kadrolarının ideoloji alanında mücadele şuurunun güçlendirilmesi ve "geleneksel düşenceyi yıkarak, helalin yaygınlaşmasına karşı kararlı şekilde mücadele etmesi" gerektiği savunuldu.

Özerk bölgede kitlelerin, “helalin yaygınlaşmasına karşı savaşa yönelik şuurlanmasına öncülük edilmesi gerektiği" belirtilerek, "partinin helalin yaygınlaşmasına karşı kararlılıkla savaşını, önemli bir siyasi görev olarak geliştirmesi ve bu kapsamda, plan, düzenleme, örgütlenme ve uygulamanın iyi şekilde yapılması gerektiği" öne sürüldü.

Ayrıca parti yetkililerinin ve çalışanların inançlı olmaması ve yemek ile alakalı bir sorunu olmaması gerektiği belirtildi.

"Helalin yaygınlaşmasına karşıyız"

"Özellikle azınlık gruplara bağlı parti yetkililerinin helalin yaygınlaşmasına karşı kararlılıkla savaş ilan etmesi gerektiği" savunulurken, açıklamada yer verilen görsellerde ise toplantıya katılan yetkililerin sağ ellerini yumruk şeklinde kaldırarak bu konuda yemin ettikleri görüldü.

Yemin metnindeki “Ben sadık bir Çin Komünist Partisi üyesiyim. Benim inancım Marksizm. Ben hiçbir dine inanmıyorum. Helalin yaygınlaşmasına karşı sonuna kadar kararlılıkla savaşacağım. Ölene kadar yılmayacağım” ifadeleri paylaşıldı.

Ayrıca Uygur kökenli İrşat Osman adlı bir Urumçi yetkilisinin, “Arkadaşım, benim için özellikle helal bir restoran aramana gerek yok” başlıklı bir makale yazdığı kaydedildi.

ÇKP'nin resmi yayın organlarından Global Times gazetesi ise konuyla alakalı haberinde, "geçmişte helal kavramının yaygınlaşmasının dini nefreti beslediğini" savundu.

"Ülkede gerçekte helal olması mümkün olmayan şeylerin, helal olmasına yönelik taleplerin bulunduğunu ve İslami ibadet ve törenlerin yayılmasının laik hayata nüfuz ettiğine yönelik bir şüpheyi doğurduğunu" savunan gazete, bu etkenlerin dini nefreti beslediğini iddia etti.

Ayrıca haberde geçmişte süt, diş macunu ve kağıt mendil gibi tüketim ürünlerine helal damgası vurulduğu hatırlatıldı.

Çin'de helal gıda standartları

Ülkedeki helal gıda üreticileri, ürünlerini, bulundukları bölgedeki yerel İslam Cemiyeti idarelerinin denetimlerinden geçiriyor. İşletmeler, ilgili kurumun onaylayıp helal sertifikası verdiği ürün gruplarını, "helal" damgası ya da logosu ile piyasaya sürebiliyor.

Çin İslam Cemiyeti, helal et kesimi yapılan her tesise, işletmenin talebi doğrultusunda imam atıyor. Bu imamlar, kesimhanelerde yapılan işlemlerin helal konseptine uygunluğunu denetleyip onay veriyor.

Sahte helal damgalı ürünleri piyasaya süren işletme sahiplerine yasal işlem uygulanıyor.

Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin'deki 56 etnik azınlıktan 10'u Müslüman. Müslüman olan Hui (Çinli Müslümanlar), Uygur, Kırgız, Kazak, Tacik, Tatar, Özbek, Salar, Baoan ve Dongşiang etnik unsurları, yoğun olarak ülkenin kuzey ve kuzeybatısında yaşıyor.

Uluslararası kurumlardan Çin'e Uygur tepkileri

Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesinin (İHOP) Çin'de ayrımcılığa uğrayan topluluklarla ilgili İsviçre'nin Cenevre kentinde ağustosta düzenlediği toplantıya katılan insan hakları kuruluşları, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yerel yöneticilerin siyasi olarak sakıncalı tutumlar içinde olduğunu iddia ettiği bireyleri siyasi eğitim merkezlerinde alıkoyduğunu öne sürmüştü.

Örgüt temsilcileri, toplantıda yaptıkları sunumlarda, herhangi bir yargı kararına dayanmadan hürriyetinden alıkonulan kişi sayısının 3 milyonu bulduğu iddia etmişti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ise Çin hükümetinin, ülkenin kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Müslüman Uygurlara ''sistematik insan hakları ihlallerinde bulunduğunu'' bildirmişti.

Konuya ilişkin suçlamaları kabul etmeyen Pekin yönetimi, Çin'deki etnik azınlıkların dini özgürlüklerinin kanunlarla korunduğunu savunmuştu.