Çin'den ABD'ye Karşı Ortadoğu'ya Destek

Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, Orta Doğu ülkelerine 20 milyar dolar kredi ve 1 milyon 600 bin dolar mali yardım içeren yeni bir destek paketi açıkladı.

Eklenme Tarihi: 10 Tem 2018
2 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Çin'den ABD'ye Karşı Ortadoğu'ya Destek

Pekin’de 21 Arap ülkesinin temsilcisiyle bir araya gelen Şi, paketin amacının bölgenin ekonomik büyümesini canlandırmak olduğunu belirtti.

Pekin, son yıllarda Orta Doğu ülkeleriyle ekonomik ilişkilerini yoğunlaştırıyor.

Arap ülkeleri, Çin ile Orta ve Güneydoğu Asya arasındaki güçlü ticaret yollarını birbirine bağlamayı hedefleyen “Kemer ve Yol” projesinde önemli bir rol oynuyor.

Şi, açıklamasında kalkınmanın birçok güvenlik sorunun çözümünde kilit bir rolü olduğunu söyledi ve ekledi:

“Birbirimize samimi bir şekilde yaklaşmalıyız. Farklılıklardan korkmamalı, sorunları ötelememeli ve dış politika ile kalkınma stratejisinin her bir açısını etraflı bir şekilde tartışmalıyız.”

Filistin Yönetimi ve Suriye’ye yardım Çin, paket kapsamında ekonomik kalkınma için Filistin Yönetimi’ne 1 milyar yuan (150 milyon dolar) yardım verecek. Pekin ayrıca Ürdün, Suriye, Lübnan ve Yemen’e ise 600 milyon dolar yardım temin edecek.

Paket kapsamındaki 20 milyar dolarlık kredi ise “ekonomik yeniden yapılandırma” ve “endüstriyel canlanma” planını finanse etmek için kullanılacak.

Şi, işbirliğinin petrol, gaz, nükleer enerji ve temiz enerjiyi kapsayacağını söyledi.

Paket kapsamında 3 milyar dolar fonla Çin ve Arap bankalarından yeni bir konsorsiyum da kurulacak.

Konsorsiyumun mali yardım ve kredilerle ilgili ilişkisinin nasıl olacağı henüz belli değil.

Bu arada Çin lideri açıklamasında, “konuyla ilgili tarafları” İsrail-Filistin sorununun çözümünde uluslararası mutabakata saygı duyma ve sorununadil bir şekilde çözme çağrısı yaptı.

Orta Doğu’daki enerji kaynaklarına bağlılığına rağmen bugüne kadar bölgedeki çatışmaların çözümünde önemli bir rol oynamayan Çin, son dönemde bu konuda daha aktif bir siyaset izliyor.

Çin, kalkınmakta olan ülkelere yardımlarda bulunurken ve onlarla anlaşmalar yaparken “başka ülkelerin içişlerini karışmama politikasına” sadık kaldığını öne sürüyor.