Çin’de otuz yıldır sürdürülen tek çocuk politikası, 'egoist bir neslin' meydana gelmesine yol açtı. Çin’de uygulanan mecburi 'bir aileye bir çocuk' politikası sonucu ailelerde büyüyen tek çocuğun ebeveynlerinden aşırı ilgi gördüğü, bunun sonucunda bencil, sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamayı düşünen şımarık bir neslin bağımsız bir hayata başlamakta olduğu görüldü. Yetişen bu neslin, aile içinde en yaşlıların değil, kendi imtiyazları ile aileyi ele geçirmiş durumda. Bu ve bunun gibi bazı sebeplerden dolayı Çinli ailelerin üçte ikisi kendi başına, başka aileler ile hiç bir alaka kurmadan yaşıyor.
Öngörülere göre bu neslin Batı'da da olduğu gibi yakında kimsesi olmayan ve sosyal ilişkilerden kopuk olan bu şımarık neslin, ülke yönetimine de kendi çıkarlarını dayatması öngörülüyor. Bu eğilimin bir tezahürü ise büyük metropollerde hiçbir sosyal ilişkisi kalmayan yüz milyonlarca yaşlı adamların ortaya çıkması. Oysa daha birkaç on yıl önce bu ülkede bakıcısız kalan yaşlı adamların bulunmasını hayal etmek bile imkansızdı. Çünkü o zamanlar tarihte olduğu gibi yaşlılara ailelerin genç kuşakları sahip çıkıyordu.
Bugün ise bu bozuk Çin gençliği sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla meşgul ve bunu başkalarının hesabından yapmasını asla umursamıyor. Evlenme çağına gelen genç kızlar yemek pişirmeyi bile bilmiyor. Ülkede sayısız toplu yemek yerleri mevcut. Artık bu nesil daha önceleri gibi aile bireyleri ile yemek masası etrafında toplanmıyor.