Çocuk İstismarı ve İhmalin Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Son günlerde artan çocuk istismarları ve kaçırılmaları üzerine dünya genelindeki çocuk istismarı ile ilgili yapılan bir araştırmayı sizlerle paylaşıyoruz.

Eklenme Tarihi: 04 Tem 2018
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Çocuk İstismarı ve İhmalin Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Çocuk istismarı nedir?

Çocukların büyüme ve gelişme dönemlerinde, fiziksel ve psikolojik sağlıklarını olumsuz yönde etkileyen her türlü davranış, çocuk istismarı ve ihmali kapsamına girmektedir. Fiziksel istismar, duygusal istismar, cinsel istismar ve çocuk ihmali olmak üzere dört ana başlık altında kategorize edilmektedir.

Dünya Genelindeki Çocuk İstismarı Oranları

BM’nin 2014 yılında dünya genelinde çocuklara yönelik istismara ilişkin yayımladığı bir raporda, her 10 kız çocuğundan birinin cinsel istismara maruz kaldığı ifade edilmektedir.

Asya’da cinsel istismara uğrayan çocuk oranı hayli yüksektir. Tayland’da 2005 senesinde 18 yaşından küçük olmasına karşın cinsel münasebette bulunmaya zorlanan çocukların oranı %17,1 iken bu oran 2007 yılında %21’e yükselmiştir.

Güney Afrika’da çocukların %26,3’ünün cinsel taciz/tecavüze uğradığı bildirilmektedir. İsrail’de, Devlet Denetçisi Yosef Shapira’nın 2015 yılında yayımladığı bir rapora göre 6.000 çocuğun cinsel, 13.000 çocuğun ise fiziksel istismara uğradığı saptanmıştır. 2013 senesinde Haifa Üniversitesi tarafından hazırlanan bir raporda, İsrailli çocukların yarısından fazlasının fiziksel, duygusal ve cinsel istismara maruz kaldığı kaydedilmiştir.

Avrupa’daki çocuk istismarı oranı, küresel düzleme nispeten hayli yüksektir. Yapılan araştırmalar çocuk istismarına ilişkin pornografik görüntü ve video kayıtlarının %60’ının Avrupa’da bulunduğunu göstermektedir. 2015 yılında Kuzey Amerika’da çocukların kötüye kullanıldıkları pornografik video ve fotoğrafların internet ortamındaki oranının %57 olduğu tespit edilmiştir.

Yapılan birtakım araştırmalar neticesinde, 2014 yılında ABD’de yaşayan 4-5 yaş arasındaki 1.580 çocuğun uğradığı istismar sonucu hayatını kaybettiği ortaya konmuştur. İstismara uğrayan iki yaş ve altı çocukların %70’i maruz kaldıkları olay sebebiyle yaşamını yitirmiştir. 2012 yılında ABD’de yapılan bir başka araştırmaya göre, yerel çocuk koruma servislerine intikal eden 3,4 milyon çocuk istismarı vakası olduğu tespit edilmiştir. İhmal edilen ya da fiziksel ve cinsel istismara maruz kalan 1.640 çocuğun hayatını kaybettiği de bahse konu raporda yer almıştır. Yine aynı rapora göre, kötü muameleye maruz kalan çocukların %70’i, üç yaşın altındadır.

Avrupa’da 2003 yılından günümüze, toplamda 18 milyon çocuk cinsel şiddete, 44 milyon çocuk fiziksel şiddete, 55 milyon çocuk ise duygusal şiddete maruz kalmıştır. Bu durum, her yıl 15 yaş altı en az 850 çocuğun hayatını kaybetmesine neden olmuştur. 2014 senesinde hazırlanan bir başka rapora göre de fiziksel şiddet sonucu yaralanan çocukların %24’ü hayatını kaybetmiştir. İstismara uğrayan çocukların Avrupa’da cinayete kurban gitme oranı ise %20 ila %33 arasında değişmektedir.

2013 senesinde hazırlanan bir rapor “Çocuk Yardım” adı altında kurulan bir çağrı merkezine gelen aramaların 2,1 milyonunun istismara uğrayan ve yardım isteyen çocuklardan oluştuğunu ortaya koymuştur.

Dünyadaki çocuk istismarı konusu spesifik olaylar baz alınarak incelendiğinde de durumun evrensel bir sorun olduğu bir kez daha görülmektedir: Fransa’nın Lyon kentinde bulunan Katolik Kilisesi’ndeki Bernard Preynat isimli papazın çocuklara yaptığı cinsel istismar, yalnızca 2015 yılında ABD’li 133 askerî personelin çocuklara karşı işlenen cinsel suçlardan almış olduğu hükümler, dava konusu olmuş onlarca benzer olaydan sadece birkaçıdır.

Soruna Türkiye üzerinden bakıldığında, istismarın birinci sırada aile içinde gerçekleştiği, bunu okulların, kolluk kuvvetlerinin, sokakların, çocuk bakım evlerinin, tutuklu ve hükümlü olan çocukların tutuldukları kurumların ve çalıştıkları iş yerlerinin izlediği saptanmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü istatistiklerinde 2002-2005 yılları arasında 0-10 yaş arası 27.782 çocuğun suç mağduru olmaları nedeniyle merkezlere getirildiği bildirilmektedir. Adalet Bakanlığı verilerine göre sadece 2014 yılında Türkiye’de açılan ‟çocuğa taciz davası” sayısı 40.000’dir.

Türkiye’de cinsel istismara uğrayan çocukların yaş ortalaması 13,7’dir. Bahse konu çocukların %88,3’ü kız çocuğudur. İstismara uğrayan çocukların %52,9’u eğitim hayatına devam etmemektedir. Bu çocukların %4,7’si zihinsel engelli iken %7,3’ü daha evvel de istismara uğramıştır. Suistimallerin %49,3’ü zorla, %30’u tehditle, %44’ü daha önceden planlanmış bir şekilde gerçekleşmiştir. İstismara uğrayan çocukların %41,3’ü direnç göstermiş, bahse konu durum %53,3 oranında çocuğun yaralanmasına sebep olurken, bu saldırıların %20’si hamilelikle sonuçlanmıştır. İstismarlar %62 oranında tekrar etmiştir.. Vakaların %81,3’ünde adli rapor verilmemiştir. Bununla birlikte adli veya hastane raporlarında, bu olayın çocukların %78,6’sının ruh sağlığını çok olumsuz etkilediği tespit edilmiştir.

Kabaca çocuk istismarı olarak adlandırılan bu hususlara sebebiyet verenler, herhangi bir dine, kültüre mensup ya da belirli ekonomik koşullara sahip olanlar gibi net bir şemayla gruplara ayrılamamaktadır. Ancak söz konusu durum bireysel bağlamda ele alındığında, çocuk istismarına sebebiyet veren kişilerin bilişsel, duygusal ve davranışsal sorunları olduğu gözlemlenmiştir. Aynı zamanda bu kişilerin çoğunun uyuşturucu madde kullandığı ve çocukluk dönemlerinde benzer travmalara maruz kaldığı da araştırmaların ortaya koyduğu bulgulardandır. İnsanlık tarihi boyunca üzerine konuşulan mevzulardan olan bu durum, istismara maruz kalan çocuklarda çatışmalı ruh hallerine, bilişsel yetilerde hasara, akademik anlamda başarısızlığa sebep olmaktadır. Saldırgan ve suça yönelik davranışlar, kaygı bozuklukları, intihara meyil, kâbuslar, fobiler, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite yine en çok istismara maruz kalan çocuklar da görülmektedir.

Çocuk istismarı mevzusu, tüm dünya halkları açısından ciddi bir sorundur. Önlem alınmaması halinde nesiller boyu sürecek bir döngüye dönüşebilecek bu olgu, geleceği de tehdit etmektedir. Zira şiddet ve cinsel istismar gibi olaylara maruz kalan bir çocuğun yaşadığı tüm kötü şeyleri ileriki yaşlarında bir başkasına aynı şekilde yaşatması eğilimi, bu durumu nesillerin geleceğini etkileyen bir olguya dönüştürmektedir. Çocuk istismarının önlenmesi konusunda kapsamlı biçimde hukuki, siyasi, ahlaki, dinî ve ailevi boyutları içeren önlemler alınmalıdır.

Kaynak: İnsamer