Tvfurkan.com adresinden canlı olarak yayınlanan program büyük ilgi gördü. Alparslan Kuytul Hocaefendi, moderatörün sorularını yanıtlayarak darbe girişimi sonrası sosyal medyada kendisine atılan iftiralara cevap verdi.
Salondaki seyirciler ile Skype üzerinden canlı bağlantı ile kısa röportajların gerçekleştirildiği Programda modaratörün Hocaefendi’ye yönelttiği sorulardan bazıları;
İslam’ın gerek sivil gerek askeri darbelere bakışı nasıldır? İslam bu hususta ne diyor?
Ülke ve dünya gündemini yakından takip eden ve zaman zaman açıklama yapan biri olarak Türkiye’de darbe yapılacağını bekliyor muydunuz?
Furkan hareketi olarak darbeye nasıl bir tepki gösterdik ya da göstermeliydik?
Yaptığınız ilk yazılı açıklama da kullandığınız tiyatro ifadesini epeyce çarpıttılar yanlış anlaşılacak şekle soktular ve öylece kamuoyuna yansıttılar bununla neyi kast ettiniz?
İslam’ın gerek sivil gerek askeri darbelere bakışı nasıldır? İslam bu hususta ne diyor?
Öncelikle basın açıklamasında da ifade ettiğim gibi darbeler haksızlıktır. İslam ise haksızlıklara karşıdır. Neden haksızlıktır? Çünkü toplum sizi seçmemiş onları seçmiş ve seçilmişlerin elinden zorla silah zoruyla halkın size teslim ettiği silahları onlara doğrultmak seçilmişlere doğrultmak ve haklarını ellerinden almaktır gasp etmektir gasp ise elbette caiz değildir. Meselenin bir yönü budur. İkinci yönü; toplumu değiştirmek isteyenler için eğer böyle bir yol caiz olsaydı o zaman Allah azze ve celle Kur’an-ı Kerimde “Allah bir toplumda olanı değiştirmez, o toplum kendinde olanı değiştirinceye kadar.”
Darbe yapanlar niye darbe yaparlar
Toplumu değiştirmek için kendi istedikleri şekilde bir düzen meydana getirmek için, mevcuttan memnun değildirler mevcudu değiştirmek için ya da mevcut yetkililerden memnun değillerdir. Bunu değiştirmenin yolu toplumu değiştirmektir. Toplumu değiştirmiyorsunuz insan kazanmakla uğraşmıyorsunuz insan kazanmayı gereksiz görüyorsunuz. Sadece zekileri ve zenginleri kazanmayı tercih ediyorsunuz. Toplumu değiştirmediğiniz halde toplumun nefislerini değiştirmediğiniz halde, toplumu değiştirmeye kalkıyorsunuz. Yani Allah’ın topluma verdiği neyse devlet nizam her neyse o toplum neye layıksa Allah onu vermiştir daha güzel istiyorsanız toplumu daha iyi hale getirmek zorundasınız. Toplum isterse Allah o zaman nimeti değiştirir devleti değiştirir yetkilileri de değiştirir ama siz bunu yapmazsınız onan sonra silah zoruyla yetkilileri değiştirelim dersiniz verilen hakları gasp edersiniz. Bu Allah’ın sünnetine de aykırıdır. Sünnetullaha göre; Allah topluma verdiğini ne zaman değiştirmektedir? Toplum kendini değiştirdiği zaman. Siz bunu yapmadan toplumun nefsini değiştirmeden eğitim yapmadan silah zoruyla yapmaya kalkarsanız elbette bu sünnetullaha ‘da aykırıdır. Allah toplumda değiştirme işini ben yaparım diyor yani değiştirecek olan Allah. Allah’ta değiştirmem diyor toplum kendini değiştirecek ki devleti değiştirim. Bu yönden de darbelere taraftar olamayız sünnetullaha aykırıdır. Hareket metodu açısından da bakarsanız yine taraftar olamayız. İslam’ın hareket metodu böyle değildir. Peygamberlerin hareket metoduna bakın tebliğ yaptılar insanları eğittiler İslam’ı yaşamasını sağladılar ve onlarla devlet kurdular.
Ülke Ve Dünya Gündemini Yakından Takip Eden Ve Zaman Zaman Açıklamalar Yapan Biri Olarak Türkiye’de Darbe Yapılacağını Bekliyor Muydunuz?
Hatırlarsanız ben 3 ay kadar evvel Amerikan başkan yardımcısı geldiği zaman Tayyip Erdoğan’la görüşmeyince, ben o zaman dedim bu hükümetin kaleminin kırıldığının işaretidir. Bunun alametleri vardı. Tayyip Erdoğan’ın üzeri çizilmiş gibi davranışlar. Ben bunlardan anladım. 1 Temmuzda da söyledim. Hepiniz de şahitsiniz ben neyi kastettim ne anlattım. Bunları analiz ettiğim zaman bu hükümetin kaleminin kırıldığını görüyorum. Benim ki bir analiz gaybı bilen Allah.
Aslında iyi bir takipçi bunu anlayabilirdi. Allah bana hükümetin kaleminin kırıldığını gösterdi. Öyle gördüm. Ama cemaate yaptıracaklarını tahmin etmiyordum. Ben Amerika’nın müdahalesini bekliyordum. Cemaatin böyle gücü olduğunu tahmin etmezdim. Yani tahmin etmezdim derken bu kadar generalin açığa alınması bana tuhaf geliyor. Ben cemaatin bu kadar askerinin generalinin olduğunu da düşünmüyorum. Bu bahane ile dine biraz yatkın olan varsa ya da Amerika’ya meyli olan biri varsa bunlar saf dışı ediliyor.
Bu iş de karanlık noktalar var. Ben cemaatin 149 tane generalinin olduğunu zannetmiyorum ve sanki bu darbe aslında Amerika ya ve cemaate yakın bütün generalleri temizlenmesi için bu cahillere yaptırıldı.
Ben cemaatten beklemiyordum ama Amerika’dan bekliyordum. Hala da bekliyorum. Bence bu Amerika’nın yaptırmasına benzemiyor. Amerika yaptı mı daha adam akıllı yapar. Daha akıllıca yapar.
Türkiye’nin yönünü Rusya’ya çeviriyorlar. Aşırı solcular şuanda her tarafa hâkim olmuş durumdalar. Hükümet bunun farkında olmalıdır. Türkiye’nin kıblesi değiştiriliyor.
Amerika buna müdahale eder dedim. Ve bugün Amerika bundan rahatsızlığını dile getirdi.
Bu Bence Aşırı Solcuların Planı.
Tayyip Erdoğan’ı da teslim etmek istemediler. Hükümeti de düşürmek istemediler. Generalleri düşürmek istediler ona göre planladılar ve oralara kendi adamlarını getirmek istediler. Hatta Genelkurmay Başkanı’nı da değiştirmek istediler. Aşırı solculardan kim çıksa televizyona Genelkurmay Başkanı’nı yerden yere vuruyorlar nasıl Genelkurmay Başkanı kendini bile koruyamıyor memleketi mi koruyacak tarzında o zaman ben anladım ki Genelkurmay Başkanından da memnun değiller rehin alınmasının da sebebi de bu onu rezil etmek istediler. Başbakanı rehin almak mı? Bir bakanı bile rehin almadılar, bakanı rehin almak mı daha kolay Genelkurmay Başkanını mı? Bütün silahlı kuvvetlerin komutanını rehin alacaksın bir Bakan’a dokunmamışsın besbelli ki hedefte hükümet yok. Yani bu cahiller belki hepsini halletmek istiyorlar da ama onları yönlendirenler öyle bir plan hazırlamışlar ki darbecilere öyle bir tuzak hazırlamışlar ki darbecileri tuzağa düşürdüler ve bunun sonucunda generaller tavsiye olacak hükümete bir şey olmayacak, istediklerini götürecekler istedikleri kalacak şekilde planlamışlar. Genelkurmay Başkanını da görevden almak için aleyhinde çok konuştular ama dün YAŞ toplantısında Genelkurmay’ın görevine devam denildi. Ben bundan anladım ki hükümet farkına vardı bu tuzağın farkına vardılar. Bu işin aslında perde arkasında aşırı solcuların olduğunu ve yerlerine kendi adamlarını getirmek istediklerini ve Genelkurmay Başkanını bile sevmediklerini anladılar ve Genelkurmay Başkanının da Kuvvet komutanlarının da hepsini görevde bıraktılar. Genelkurmay Başkanı’nı, generalleri rehin alıyorlar bir tane bile Bakan’ı rehin almıyorlar. Bu mantıklı mı? İstanbul köprüsünü kapatıyorlar köprü kapanırsa hayat durur. Yani istiyorlar ki halk tepki göstersin generaller tasfiye edilsin fakat hükümete de bir şey olmasın görünüştü darbe hükümete yapılıyor. Generaller rehin alınıyor darbe hükümete yapılıyor bu işte bir karışıklık yok mu yani? Sanıyorum Cumhur Başkanı da Başbakan da farkına vardılar Genelkurmay Başkanını bitirmek istiyorlar yani herhalde onların istedikleri bir adam değil. Onunda başını yakmak istediler rehin aldılar beceriksiz başarısız bir Genelkurmay Başkanı gibi göstermek istediler Kuvvet komutanlarının da aynı şekilde. Bence bu darbe aslında hükümete karşı gibi görülse de tabi Cumhur Başkanını da sevmezler daha ziyade generalleri tavsiye etmek ve yeni bir kadroyu oralara getirmek için.
Furkan Hareketi Olarak Darbeye Nasıl Bir Tepki Gösterdik Ya Da Göstermeliydik?
Biz İlk Saatten İtibaren Tepkimiz Gösterdik.
Ben hemen bununla ilgili bir mesaj yayınladım. Darbeyi reddettiğimizi orada da ifade ettim. Biz Furkan olarak tepkimizi gösteriyoruz başkalarıyla beraber göstermek zorunda değiliz. Neden meydanlara çıkmadınız? Bir tek meydanlara çıkmakla mı darbelere karşı olunduğu ifade edilir?
Biz miting yaptık yetmiyor mu?
Miting tarzında bir basın açıklaması yaptık tam miting yapacaktık izin vermediler. 15 gündür hala dolu o meydanı kimseye vermiyorlar. Sizin de bildiğiniz gibi parkta yapmak zorunda kaldık. Biz darbelere tepkimizi kendimize yakışır şekilde verdik. Meydanlara çıkarak da gösterilir, miting yaparak da gösterilir, mesaj yayınlayarak da gösterilir. Biz miting yaparak mesaj yayınlayarak göstermeyi tercih ettik. Meydanlara çıkmamamızın bir sebebi de meydanlar AKP’nin seçim meydanlarına dönüştürüldü. Meydanlara çıkmayan bir tek biz değiliz ki? Bundan rahatsız olan milyonlar bundan çok insan rahatsız ama bütün televizyonlar susturuldu.
Meydanlar AKP’nin seçim meydanlarına dönüştürüldü.
Bundan bir tek biz değil birçok insan rahatsız. Âmâ televizyonlar susturulduğu için insanlar duymuyor. Bu darbeye karşı meydana çıkma olayı mıdır? Yoksa AKP’nin seçim çalışması mı? Oraya gidenler şarkıları duymuşlardır. Erdoğan diye şarkılar söyleniyor. Hatta kadın şarkıcılar çıkıyor. Şimdi sen oraya gitsen bir Müslüman olarak orda şarkı mı? Dinleyeceğiz? Mesele darbeye tepkiyse gösterdik zaten. Meydanlardakilerin yüzde doksan dokuzu AKP’li bir sürü laf atan olur. Ne işiniz var diyen olur. Tayyip Erdoğan’ı sevmiyorsunuz diyen de olur. Tayyip Erdoğan’ı eleştirmek başka, darbe yapılması başka. Ama bunu anlamayacak bir sürü cahil var. Biz meydanda basın açıklaması yapmak istediğimizde emniyet orda yapamazsınız dedi. Olay çıkmasın diye böyle dediler. O meydanlarda yapacak olsak bir de böyle riski var. Biz zaten başka bir yerde yapacaktık. Mesele darbeye karsı olmaksa orda değil de şurdada olur dedik ve öyle yaptık. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var ben illa da onlarla meydana çıkmak zorunda mıyım? Tepkiyse tepkimi gösteriyorum zaten.
Meydanlara çıkış ve orada bulunmanın adına demokrasi nöbeti, ölenlere demokrasi şehidi deniyor bunun hakkında ne düşünüyorsunuz? Ya da hâkimiyet milletindir tarzında açıklamalar oldu. Bizim böyle bir pozisyonda orda olmamız doğru olur muydu?
Orada hâkimiyet milletin diye, demokrasi diye bağırıyorlar. Benim derdim demokrasi değil. Ben her meseleye İslami açıdan bakarım. Bu darbeye karşıysam demokrasi darbelere karşı olduğu için değil. İslam buna müsaade etmediği için. Benim kriterim İslam. Biz daima bir ideoloji ile beraber olarak değil. İslami bir faaliyet olarak tepkimizi göstermeliyiz. Biz daima İslam adına ortaya çıkmalıyız. Orada demokrasi diye bağırıyor. Benim demokrasi diye bir derdim yok. Ben darbeye tepkimi göstereceksem gösteririm niye demokrasi nöbeti tutayım? Ben demokrasiyi doğru görmüyorum ki. Demokraside seçim sandığı fikir özgürlüğü var. Evet, İslam bunu kabul ediyor ama demokrasi bundan ibaret değil. Demokrasi bir ideoloji Demokrasi bir bütündür. Bütün haramlara izin vermektedir. Demokrasi nöbeti tutanlar, demokrasiyi beğenmiş savunmuş o zaman haramları da savunmuş olmaktadırlar. Demokrasi nöbeti diyenler tekrar imanlarını kontrol etsinler. Müslüman dediğin haksızlığa zulme karşı gelir. Bu demokrasi nöbeti tutanlar ne zaman İslam için nöbet tuttular. Şu ülkede sadece Erdoğan’ın mı hakkını
gasp etmek istediler, darbe yapmak istediler. Şu memlekette ve tüm dünyada Allah’ın hakkı gasp ediliyor. Allah’ın hakkını böyle savunmadılar. Allah’ın hakkı için Allah’ın dediği olsun diye hiçbir zaman nöbet tutmadılar. Ama Erdoğan için 15 gündür nöbet tutanlar. Allah’ın halkını savunmadıkları için hesap verecekler. Şimdi onlar bize neden meydanlara çıkmadınız diyorlarsa Erdoğan’ın hakkını savunmamakla suçluyorlarsa, bende onları Allah’ın hakkını savunmamakla suçluyorum.
Geçmişten bu yana çokça darbeleri yaşadı bu ülke asker neden darbe yapar?
İnsan ne zaman haksızlık yapar, kendi hakkını bilmediği zaman hakkın dışına ne zaman çıkar azgınlaştığı zaman, İnsan ne zaman haksızlık yapar güçlü olduğu zaman. Güçlü olacaksın ve zulmetmeyeceksin bunun için İslami eğitim lazım. Nimete sabredeceksin. Aslında güçlünün daha çok sabretmesi lazım, onların sabretmesi çok daha zor. Niye darbe yaparlar çünkü güçlüdürler. Güçlü olmadığı zaman zulmetmeyecek. Güçlü olduğu zaman haddi aşmayacak, tuğyan etmeyecekler. Bu zor bir şey. Bunun için iyi bir eğitim verilmiyor ki. Allah korkusu mu veriyor niye darbe yapmasınlar.
Bu Darbeler İslami Hareketlere Nasıl Tesir Eder?
Darbenin olduğu gece şok bir şekilde verdiğim cevabı çarpıttılar. Çok Namert düşmanlarım var benim. Ben isterdim ki düşmanlarım da mert olsaydı. Ben kimseye de kalleşlik yapmam. Çok namertlere rastladım ben. Benim konuşmamdan birkaç saniye alıyor. Sanki ben darbeden medet ummuşum diye başlık atıyor o şekilde başlık atıyor. Ama Allah rezil etti. Biz aslını yayınlayınca bazıları özür dilemek zorunda kaldılar.
Yaptığınız İlk Yazılı Açıklama Da Kullandığınız Tiyatro İfadesini Epeyce Çarpıttılar Yanlış Anlaşılacak Şekle Soktular Ve Öylece Kamuoyuna Yansıttılar Bununla Neyi Kastettiniz?
Bir tiyatro var ama bu tiyatroyu kim yapıyor? Kim oynuyor? Hükümet üyelerini yakalamıyor gidiyor köprü tutuyor. Bir tiyatro var ama ben bununla hükümet tiyatro yapıyor manasında söylemedim hükümet mi yapıyor bir başkası mı yapıyor. Olaylar zaten iyice anlaşıldıkça tanklar, uçakların taptığı bir takım atışlar ölenler, ezilenler, tanklar falan bunları gördükçe biraz daha netleşti olay. İlk başta çok bir şey yoktu bir tane kamyon bir iki tane tank filan çok basit yani ilk andaki izlenim çok basit. Ben aşağıya indiğimde saat: 01.30 da baktım izledim çok basitti. Tabi ondan sonra anladık o kadar basit olmadığını ama ilk anda ki izlenim çok basitti. Ve tiyatro derken bu birkaç manaya geliyor. Bu olay aslında göründüğü gibi değil daha başka bir şey.
Yani her kim yapıyorsa da saçma sapan yapıyor. Hiçbir darbe planlayıcısı böyle saçma bir şekilde planlamaz. Sanki bunlara birileri yanlış yaptırıyor bir tiyatro var bunları oynatıyorlar yani o tiyatro da yani senarist başka yönetmen arakada görünmüyor ama bunlar ortada görünüyorsa da sanki bunlar kullanılıyor. Bu ilk gün ki izlenim ben bunu anlatmak istedim. Şimdi daha da net görüyoruz üzerinden 15 gün geçti yani 149 tane general hepsi bunların adamı olamaz. 149 general işin içindeyse Türkiye’nin zaten toplam generali 171 civarında. Yani generallerin yüzde 144’ü işin içinde 1110 subay bu darbenin içinde kaç yüz tane astsubay toplam sekiz bin kişi kadar darbenin içerisinde ise bu darbe böyle mi olurdu? Başarılı olması gerekmez mi? Besbelli ki bu gafillere birileri tuzak hazırladı. Bunların darbe planı yaptıklarını biliyorlardı ve izin verdiler yapmalarına onlara da karşı darbeyi hazırladılar planlarını yaptılar onların bütün planlarını suya düşürecek planları yaptılar. Böyle bir tiyatro deyince yani bu yalan film çeviriyorlar manasında elbette insanlar ölüyor işte adam havadan ateş ediyor tank insanların üzerine sürüyor. Elbette tiyatro değil insanlar ölüyor yani burada 250 insan öldü. Yani başka işler dönüyor arkasında 149 tane general olamaz bu işlin içinde olsaydı gerçekten başarılı olurdu. Başka işler dönüyor arkasında. 149 tane general olmaz bu işin içinde. Öyle olsaydı gerçekten darbe olurdu. Normalde asker, polis yolu kapatsa tamam der gösterdiği yoldan devam edersin. Orada niye galeyana gelip hücum ediyorsun nerden biliyorsun darbeci olduğunu? Halkı kim galeyana getirdi? Bence darbecilerin planları biliniyordu ve oralara adamlar yerleştirildi. O adamlar halkı galeyana getirdi. Aslında darbeciler tuzağa düşürüldü halk ile karşı karşıya geldi. Hükümetin bu yaptığı yanlış mıydı? Hayır, halkla karşı karşıya getirmek bir siyasettir. Benim söylemek istediğim şu, bunlar biliniyormuş. MİT zaten saat 4 te haber vermiş. Belli ki devlet bütün kademeleriyle onları tuzağa düşürmüş. Sanki bir hazırlık var isteseler daha önce engelleyemezler miydi? İstihbarat bu kadar zayıf mı? Yani bir tiyatro oynanıyor. Bu tiyatroyu hükümet değil hükümetten ziyade aşırı solcular. Bunlara bu yanlışı yaptırdılar bu vesileyle tüm İslami faaliyetlere darbe vurma peşindeler. Diğer taraftan da Amerikancı olan paşalarıda tasfiye etmek istediler, Türkiye’nin yönünü Rusya’ya çevirmek için. Tiyatro dediğim bu.
Yakup Şahin röportaj;
Darbe sürecinden sonra Furkan Hareketine karşı iftira kampanyasının nedeni sizce nedir?
“Hocamızın darbecileri desteklermiş gibi iftira atılarak hedef gösterilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun temel sebebi: Biz, Furkan hareketinin Tevhid üzerinde durmasından ve neden Allah’ın dediği olmuyor meselesini gündeme taşımasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Bir diğer sebebi de, bir güç bütün cemaatleri bütün STK’ları çatısı altında toplamak istiyor. Bütün siyasi partilerin bir ömrü olduğu gibi AKP’nin de bir ömrü vardır. İslami çalımalar ise belki yüzlerce yıl devam etmesi gereken bir çalışmadır. İslami çalışmaların gayeleri ise Allah’ın rızasını kazanmak İslam medeniyetini kurmaktır. Bir güç bütün İslami çalışmaları AKP’nin çatısı altında toplamaya çalışıyor. Bizde bu çatının altında durmadığımız için hedef gösteriliyoruz. Hocamızın da dediği gibi düşmanlarımız namert. Puslu havayı, insanların aklını kullanmadığı zamanları bekliyorlar. Ve bu dönemlerde iftiralar atıyorlar. Böyle bir dönemde akıllarıyla hareket etmiyorlar, hisleriyle hareket ediyorlar ve yanlış anlaşılmaya müsait kırpılmış videolarla saldırıyorlar. Karalama kampanyası başlatıyorlar. Biz onlara diyoruz ki; Furkan hareketi Rabbimizin hakkını daima savunmayı vazife bilen bir harekettir. Furkan hareketi, herkes demokrasi havariliğine soyunurken bu bir zulümdür dedi ve meydanlara indi ve meydanlarda Allah’ın hakkını savundu. İslami bir açıdan meseleyi ele aldı.”
Hocaefendi Yakup Şahinin sözleri üzerine şunları ekledi.
Önce Cemaatleri STK’lara dönüştürdüler. STK’larda şimdi AKP ye dönüştürmektedirler. Biz cemaat olarak kaldık. Onlar cemaatimizin STK olmasını istiyor. Vakıf hizmeti yapan bir davası olmayan talebelere burs veren bir STK olmamızı istiyorlar. Biz STK olmaya razı olmadık, AKP çatısı altına da girmedik. Bütün partiler demokrat ve laiktir. Ama cemaat İslam medeniyetini istiyor olabilir. Partiye dönüştüğünüzde demokrat ve laik olmak zorunda kalacaksınız.
Biz demokrat ve laik olmadık
Biz STK olmaya razı olmadık, AKP çatısı altına da girmedik. Partilerin bir sonu var 90 yıllık parti olmaz ama Mısır da ki İhvan cemaati 90 yıllık. Bütün partiler demokrattır. Ama cemaat demokrasi ve laikliği değil İslam medeniyetini istiyor olabilir. Biz demokrat ve laik olmadık bundan rahatsızlar o yüzden üzerimize geliyorlar.
Nurcan Kütük; Hocamıza bu iftira atanlar hiçbir yere varamayacaklar. Biz hocamızın yanındayız İnşallah.
İftiralar atıldıkça arkadaşlarımız videoların aslını yayınladılar. Bundan şu sonuç çıkıyor. Bütün Kardeşlerimiz interneti iyi kullanmalıdır. Bize atılan iftiralar, paylaşılan asıl videolar ile etkisiz kalacaktır. Tüm arkadaşlarımızın takipçilerinin çok olması lazım. Her arkadaşımız takipçi sayısının arttırmalı. İnterneti çok aktif kullanmalıyız. Gündem çalışmalarını iyi değerlendirmeliyiz.. İnterneti çok iyi kullanırsak bu tuzakları bozabiliriz. Öyle haince yapmışlar ki kim kırpılmış videoyu izlese darbeye dua olduğunu zanneder. Aslını arkadaşlar yaymasa bunlar cemaate ve bana bir şeyler planlamıştı.
Atılan iftiralara karşı internet üzerinden mücadele vermeyenler, bir vacibi terk etmiş olacaklardır.
Atılan bu iftiraların hedefi ne olabilir?
Kötü niyetlilerin hedefi bence biz AKP’yi tenkit ediyoruz diye bizi zor duruma düşürmek istiyor. Yani AKP’yi tenkit eden işte böyle kötü birisidir mesajını vermek istiyorlar insanlara. O halde bu kimsenin AKP hakkında ki tenkitlerinin ne önemi var? İtibarsızlaştırarak bundan sonra da yapacağımız açıklamalarda tesirli olmasın diye bunu sağlamaya çalışıyorlar.
-Skype üzerinden Konya’dan Ahmet Bey ile gerçekleştirilen bağlantı;
Bu olayları özellikle bahane ederek hocamızın darbecileri desteklermiş gibi iftira atılarak hedef gösterilmesini ve buna muhafazakâr bildiğimiz bazı basın yayın organlarının da katılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“15 Temmuz gecesi her Müslümanı olduğu gibi beni de üzdü ve tedirgin etti. Çünkü darbeler genelde mazlum halka zarar verir ve özellikle İslami hareketi baltalamak için yapılır. Tabi biz bu kaygıları yaşarken hocamız aynı gece de ve sonraki günlerde defaatle bizde buna Allah için şahit olduk. Açıklamaların hemen ardından cemaatimize ve hocamıza sanki darbe taraftarıymışız gibi bir algı operasyonu başlatıldı. Sanki gizli bir yerden bir düğmeye basılmışçasına bir iftira kampanyası ve kumpas girişimi başlatıldı. Bu bizi hayli şaşırttı. Bizi hayrete düşüren hocamızın açıklamaları ortada olmasına rağmen insanların gözünün içine baka baka yalan söylemeleri ve bunu yaymadaki gayretleri oldu. Onların bu kadar alçalabilmelerin oldu. Bizi daha da şaşırtan yıllardır hoca ve çok üzende hoca diye bildiğimiz İslami medya diye bildiğimiz hatta zamanında bizimde takip ettiğimiz ve Müslüman camia da birçok insanın buna katılması şaşırttı ve üzdü. Bunun iftira olduğunu her yerde söylemeleri gerekirken bize karşı ciddi bir cephe aldırlar. Ve biz bunlardan bir kısım insanın bizi çekemediğinden dolayı olduğunu biliyoruz. Bu konu da hiçbir zaman keder içine girmedik. Ve biz diyoruz ki İslam düşmanlarının bir planı varsa Allah’ında bir planı vardır ve bu inşallah hareketimizin doğru olduğunu ortaya çıkartacaktır. Bir hadisi hatırlatmak istiyorum peygamber efendimiz “ Üç kişiye münafıktan başkası küçük görmez birincisi adil imam, ikicisi ilim sahibi kimse, üçüncüsü de saçını ve sakalını İslam yolunda ağartan kimse.”
Ben ve bütün kardeşlerim bunu biliyoruz ki hocamızda bu üç vasıfta var bu konuda hocamızı bu şekilde hocamızı karalamaya çalışan insanları bu hadisin kapsamına girmemeleri konusunda uyarıyorum. Ve cemaatimizin yardımcısı olsun inşallah.
İftira atanların bir kısmı bilmeden yapıyor. Sosyal medyanın nasıl olduğunu bilmiyor. İnsanların bilmediğini hesaba katmalıyız. Önce biz güzel davranmalıyız. Olmazsa karşıdakinin konuştuğu üsluba göre konuşmalıdırlar. Gereken tepkiyi göstermelidirler.
Bir kısmı bilmiyor bir kısmında da çekememezlik var. Bir fırsatçılık var. Öyle bir şey yapmamışız yapmış olsak memnun olacak yani. Kıskançlık var. Kendinin yapamadığını Allah bu cemaate nasip etti. O yüzden bir kıskançlıkta görüyorum.
Ben AKP’ci olsaydım benim bu konuşmalarımı böyle çarpıtırlar mıydı? Ve birisi çarpıtsaydı bunlar inanır mıydı böyle konuşur muydu?
Kahraman Maraş’tan Haydar Bey ile Skype üzerinden gerçekleştirilen bağlantı;
Darbe gecesi burada olan biri olarak hocamızın canlı yayında ilk açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Biz o gün hocamızla beraberdik hocamızın darbe haberini ilk aldığı andaki yüz ifadesi hala hafızamda hocamızı uzun zamandan beri bu kadar şaşırmış görmemiştik. Çok garip gelen bir şey var ki bu iftira atanların hocamızı ileri görüşlü olduğundan dolayı takdir etmeleri gerekirken neyin ne olduğu belli olmadığı bir zamanda hocamız tavrını net bir şekilde ortaya koymuştu. Ve bu şekilde beklide hocamız darbeyi ilk kınayan insan oldu bir hoca olarak da belki ilk oldu. Ama ne yazık ki şer güçler hakkaniyetten uzak olan bu insanlar hocamızı takdir edecekleri yerde iftira attılar. Ama Allah bunu hayra çevirdi talebeleri onu bir kat daha çok sevmeye başladı. Onun sevenlerinde sayısı arttı hatta çevremizden o videonun aslını görenler hocamızdan özür dileyelim helallik isteyelim diyenler oldu.”
21 Temmuz günü tavrımızı ortaya koymak üzere bir basın açıklaması gerçekleştirmiş olduk. Orada ki bir pankart üzerinden soru yöneltmek istiyorum “En büyük darbe Allah’ın hâkimiyet hakkının gasp edilmesi” diye bir yazı vardı tam olarak kastınız neydi açıklar mısınız?
Aslında Lailaheillah’ın başka şekilde söylenişi İnsanları hakları ellerinden alındığında orda bir zulmün olduğunu görüyorlar ve anlıyorlar. Ama Allah’ın hakkı Allah’ın elinden alındı mı bunu görmüyorlar. Sanki Allah’ın hakkı önemli değil. Allah’ın hakkı hiç bahsedilmeyen bir haktır Allah’ın hakkı nedir? O’nun dediğinin olmasıdır. Ama olmadığı bir dünyada yaşıyoruz.
Demek ki Allah’ın hakkı gasp edilmiştir. Ama kimse bunu farkında değil. İnsanların hakkı gasp edildiğinde herkes sokaklarda evet buna da karşı gelelim ama neden bir gün Allah’ın hakkı için sokaklara çıkmadınız. Neden bürgün Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olur demediniz. Bu konu halkımızın farkında olmadığı bir konu.