Yılın son kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu.
Kalın'ın açıklamalarından satır başları:
- Suriye'de yaşanalar yine Kabine toplantısının başlıca konuları arasında yer almaktaydı. İdlib'teki kritik durum devam ediyor.
- Geçtiğimiz yıl İdlib'teki mutabakat uygulandı. O bölgede 12 gözlem noktamız var. Çatışmasızlık anlaşmasını gözlemliyorlar. Ancak son günlerde rejim ihlalleri artıyor. Rusya tarafına net bir mesaj ilettik. Cumhurbaşkanımız Putin'e burada bir ateşkes anlaşması yapılması gerektiğini aktardı.
- Saldırıların durması ile ilgili süreci yakından takip ediyoruz. Yeni bir ateşkes ile hayata geçirilmesini bekliyoruz. Aksi halde İdlib'de yeni bir insani kriz ortaya çıkacak. Yeni sivil katliamlar yaşanacak. İdlib'teki sorun sadece Türkiye'nin değil uluslararası toplumun sorunudur.
- Brexit süreci tamamlandıktan sonra İngiltere Türkiye iş birliği yoğunlaşarak devam edecek.
- Fırat'ın doğusunda da bir süreç devam ediyor. YPG- PYD terörizmi ara vermeden devam ediyor. Bu terörist değişmedi, değiştirmeyecek. Daha dün yeni bir saldırı oldu.
- ABD'nin YPG-PYD ile çeşitli şekilde iletişim kurduğunu gözlemliyoruz. Bu tür faaliyetler devam ederse, Türkiye olarak bunların karşısında duracağını net bir şekilde ifade etmek istiyoruz.
- Mazlum Kobani'yi Türkiye'ye karşı kullanmak için bir arayış içinde olduklarını görüyoruz. Bunun karşılıksız kalmayacağını açıkça ifade etmek isteriz.
- Göç meselesi sadece Türkiye'nin meselesi değildir.
- Önümüzdeki günlerde bu konuda kritik görüşmeler, ziyaretler de olacak.
'LİBYA'DA MEŞRU HÜKÜMETİN ARKASINDAYIZ'
- Libya'da süreci yakından takip ediyoruz. Burada biz muhataplarımızla bir araya geldiğimizde burada sadece siyasi bir çözümün mümkün olacağını ifade ediyorular. Ancak meşru hükümeti hedef alan Hafter tarafına destek vermeye devam ediyorlar. Ocak ayında yapılacak toplantıya Cumhurbaşkanımızın da katılması öngörülüyor.
- Hafter'e paralı asker desteği Libya'daki süreci sabote etmektir. Meşru hükümetin yanında yer almaya devam edeceğiz. Zor günlerinde Libya halkının yanında olacağız
- 27 Kasım'da Libya ile iki anlaşma imzaladık. Bu anlaşmalardan rahatsızlık duyan çevreler var.
- Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi dışarıda bırakarak bir huzur ortamının tesis edilemeyeceğini herkes bilmeli. Türkiye'yi hesaba katmayan hiçbir plan hayata geçemez.
- Güvenliğimiz Misak-i Milli sınırlarının dışında başlar. Sahada ve masada güçlü olmak Türkiye açısından bir tercih değil zorunluluktur.
SORU - CEVAP
- (Libya tezkeresi hazırlığı) Tezkere ihtiyacı olabilir. Meclis'te çalışmalar sürüyor. Tezkerenin içeriği hakkında bir şey söylemem doğru olmaz. Prensip olarak meşru Libya halkı ve hükümetinin yanında olacağız. Bunun gerektiği adımları atarız. Bu askeri eğitim olabilir, siyasi destek olabilir. Libya hükümetinin ve halkının yanında olmanın gerektirdiği adımları atmaktan sarfınazar etmeyiz.
DEĞERLİ KONUT VERGİSİ
- (Değerli Konut Vergisi) Cumhurbaşkanımız çeşitli kurumlardan değerlendirme aldı. Çalışma yapılması talimatı verdiler. Burada bir yıllık erteleme söz konusu olabilir. Çağrıları dikkate alıyoruz.
- (ABD yaptırımları) Trump'ın yaklaşımını olumlu buluyoruz. Türkiye'nin değerini bilen bir lider. Ancak Kongre'den gelen baskılar var. Daha önce Temsilciler Meclisi'nde bağlayıcı olmayan bazı tasarılar geçti. Ocak ayında yaptırım tasarılarından bahsediliyor. Yakından takip ediyoruz. Bunun içinde s-400'ler var, F-35'ler ve daha birçok madde var. Konunun çok başka bir yere kayrıldığı görülüyor. Kongre'nin bu Türkiye karşıtı tutumunun Türkiye - ABD ilişkilerine hiçbir faydası olmadığını ifade etmek isterim. Orada adete bir duvar örülmüş. Bir siyasi kavganın konusu haline getirilmiş Türkiye. Trump da Azil gibi bir süreçten geçiyor.
- Yaptırım diliyle, tehditlerle Türkiye'yi hizaya getirmek gibi beyhude çabanın içerisinde olmasınlar, kimseye yararı olmaz. Bizi böyle yaptırımlar ve tehditlerle korkutamayacaklarını bilmeleri gerekir.
- Tehdit dili Türkiye'yi istemediği yönlere yöneltebilir.
- Rus tarafının İdlib'deki çalışmaları durdurma yönünde 24 saat içinde bir çabaya gireceğini düşünüyoruz.
- Geçtiğimiz nisan ayında bir anlaşma imzaladılar. Bu anlaşmadan 15 gün sonra Hafter saldırılara başladı. Trablus'a saldırmaya devam ediyorlar.
- (Asgari ücret) Kabine toplantısında gündeme gelmedi. Diğer kurumların ve ilgili tarafların görüşleri alınarak bir noktaya gelinecek. Burada jest herkesin taleplerini karşılayacak ortak bir nokta bulmak olarak anlamak daha doğru olacaktır.
- (Kanal İstanbul) İstanbul'un boğaz trafiğini rahatlatacak bir proje. Neden gündeme geldi? İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve muhalefet partisi sanki kendi yetkileri gibi biz bu projeyi yaptırmayız diye ortaya çıktılar. Bu bir devlet projesidir, belediye projesi değil. Orada ikinci bir şehir kurarak yoğunlaşmayı şehrin öbür tarafına taşıyacak bir proje. Bu tarz projeler İstanbul'un ihtiyacı olan projeler ve yapılamaz projeler değil.
- Montrö'yü tartışmaya açmayız. Montrö Boğazlar Anlaşması, Türkiye'ye boğazlar konusunda tam yetki veren bir anlaşmadır.