İşgal yönetiminin bitmek bilmeyen provokasyonlarının son halkası sözde ulus devlet yasası oldu.
"Irkçı bir uygulama"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Daily Sabah'a yazdığı makalesinde bu ırkçı yasayı ele aldı.
"İsrail’in kabul ettiği yeni kanunla birlikte Siyonistlerin Filistin halkını ortadan kaldırma ve Filistin’i dünya yüzünden silme planları yeni bir safhaya girmiş bulunuyor. Bazı batılı medya kuruluşlarının 'İsrail’in tartışmalı ulus devlet yasası' olarak tanımladığı kanun, aslında ırkçı bir uygulama ve resmî bir apartheıd sisteminin savunusu olarak değerlendirilmelidir."
"Umut tabutuna çıkışmış son çivi"
Kalın, skandal yasada işgalci İsrail'in Yahudi halkının tarihi anavatanı olarak tanımlanmasına tepki gösterdi, Filistinlileri bekleyen tehlikeyi anlattı.
"Atılan adım, iki devletli çözüm umudunun tabutuna çakılmış son çividir. Yasa, 'İsrail’de sadece Yahudilerin kendi kaderini tayin hakkı olduğunu' söylüyor. İsrail’in zaten ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören Filistinli vatandaşların statüsü, bu kanunun kabulüyle birlikte daha kötü olacak."
İbrahim Kalın, Trump yönetiminin desteğini arkasına alan Tel Aviv'in, işgali yasallaştırmak istediğini söyledi.
"BM kararının yüzüne indirilmiş bir tokattır"
Kudüs için de "İsrail'in tamamlanmış ve birleşik başkenti" sözleriyle kullanılan sözde yasanın, Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe saydığından bahsetti.
"Bu ifade, Kudüs ve diğer Filistin topraklarının yasadışı işgalini reddeden uluslararası toplumun ve sayısı Birleşmiş Milletler kararının yüzüne indirilmiş bir tokat olarak görülmeli. İsrail Meclisinden geçen yeni yasa, İsrail’in kendisini uluslararası hukukun üzerinde gördüğünü bir kez daha açıkça ortaya koyuyor."