Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Karar TV YouTube kanalında Ahmet Taşgetiren, Yıldıray Oğur ve Elif Çakır’ın sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Eoğan’a sunduğu Başkanlık Raporu hakkında ilk kez konuşan Davutoğlu, erken seçim tartışmaları için de “2 yıl önce seçim yapılan ülkede yine seçim bahsinin bu denli ciddi bir şekilde konuşulması, ülkede yönetim problemi olduğunu gösteriyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Erken seçim ihtimali yok” diyemediğini ifade eden Davutoğlu, “Erdoğan, 2018’de seçim olmadığını söyledikten sonra Bahçeli’nin seçim çağrısına uymak zorunda kaldı. Seçime gidip gitmeme konusundaki ipler Bahçel’inin elinde. Bahçeli, ‘Siyasetin gidişatı benim elimde’ demek istiyor. Türkiye’nin erken seçimsiz 2022’yi görmesi zor” diye konuştu.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Siyasi Etik Yasası” teklifini destekleyen Davutoğlu, benzer bir yasayı Başbakanlığı döneminde çıkartmaya çalıştığını ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna edemediğini söyledi. Siyasi Etik Yasası için, “Siyasi hayatımın en önemli projesiydi” nitelendirmesinde bulunan Davutoğlu, Erdoğan o dönemde “İlçe Başkanı bile bulamazsınız” diyerek yasaya karşı çıktığını belirtti.
“TÜRKİYE’DE AK PARTİ İKTİDARI YOK”
Mevcut psikolojik ortamla Türkiye’nin 2023’e ulaşmasının mümkün olmadığını savunan Davutoğlu, “Türkiye’de AK Pati iktidarı yok. AK Partililer kendilerinin aldatılmasına izin vermesinler. Mecliste MHP onayı olmadan yasa çıkaramayan bir parti var. Yönetme itibariyle bakıldığında ise binde birlerde oyu olan bir parti çıkıp 4 yıldır ülkeyi biz yönetiyoruz diyor. Eski Türkiye aktörlerinin hepsi şu an iktidarın ortağı görünümünde” şeklinde konuştu.
“ERDOĞAN TEHDİT ODAKLI BİR SİYASETİN ÖNCÜSÜ”
AK Parti iktidarının tehdit algısı üzerine siyaset yaptığını söyleyen Davutoğlu, “AK Parti vizyon odaklı siyasetle iktidar oldu. Biz o vizyona inanıyorduk. Erdoğan tehdit odaklı bir siyasetin öncüsü haline geldi” dedi.
Son günlerde muhalif kimlikleriyle bilinen kadınlara yönelik tacizlerin artmasını değerlendiren Davutoğlu şöyle konuştu:
“İdeolojilerde, inançlarda farklılaşırsınız ama herkes kadına saygıda müttefiktir. Nasıl böyle sözler sarf edilir? Nasıl bundan rahatsızlık duyulmaz? Okuma yazma bilmeyen Anadolu insanının irfanı buna isyan eder. Ramazandayız belki çoğu oruç tutuyordur. Bir Müslümanın en önemli niteliği nezaketidir. Olağanüstü durumda kadınlara nasıl saldırılacağını söyleyenler ve bunlar milli olacak. Bu, milli tanımın içini çürütmektedir. Millilik ahlakla, değerlere saygı duymakla olur. Ramazan ayında, komşu hukukunun esas olduğu bir yerde komşuyu tehdit eden bir anlayışa milli demek nasıl mümkün olabilir.”
“RTÜK’ÜN SADAKATİ MECLİS’EDİR”
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in son açıklamalarına da değinen Davutoğlu, RTÜK’ün görevinin sansür mekanizması işletmek olmadığını belirtti. Şahin’in açıklamalarını hayretler içinde dinlediğini söyleyen Davutoğlu, “RTÜK, hak ve özgürlükler bağlamında denetleme yapar ama kanunun özü kısıtlama getiren bir nitelikte değil. Evet Cumhurbaşkanı bürokrasiye talimat verir ama bürokratlar emri kanundan alır. Niye o zaman RTÜK üyeleri TBMM tarafından seçiliyor? RTÜK gibi kurumların nihai sadakatleri TBMM’yedir” şeklinde konuştu.
DAVUTOĞLU’NUN KAYYIM POLİTİKASINA KARŞI ÖNERİSİ ‘ARA SEÇİM’
HDP’nin PKK’yla arasına mesafe koyması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın bunu yapabilecek bir isim olduğuna dikkati çekti. Son kayyum atamalarıyla ilgili de konuşan Davutoğlu, “Demokrasinin kayyumla uzlaşamadığı yer burada. Suç işlemişlerse mahkeme sevk edin, suç teşkil edilsin. Ara bir seçimle halka bir şans verilsin” dedi.
2016’DA ERDOĞAN’A SUNDUĞU RAPOR
Davutoğlu, 2016’ın Aralık ayında Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili Erdoğan’a bir rapor verdiğini dile getirerek raporun içeriğini şu sözlerle anlattı: “Raporda Anayasa paketinin sakıncalı olduğunu söyledim. Anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu ama bu yöntemin otoriterleşmeyi arttıracağını ifade ettim. 12 Eylül Anayasası Özal’ın başbakan olacağını öngöremedi. ‘Anayasalar bir dönem ve bir kişi için yapılmaz. Bu şekilde ele almayın’ dedim. Kuvvetler ayrılığı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısının seçilmemesi noktasında itirazlarım vardı. Halk tarafından seçilmeyen biri bir dakika bile devleti yönetemez, bunun tartışılır bir tarafı yok. Kararname ile kanun yapımı arasındaki çelişkileri anlattım. Böyle bir çarpıklığın yaşanmaması için elimden geleni yaptım. Sonra da evet oyu verin telkini yapmadığım için ağır eleştirilere maruz kaldım. Partili cumhurbaşkanlığına her zaman karşı çıktım. Partinin de devletin de dokusunu bozdu. Bugün AK Parti için geçerli yarın başka bir parti için geçerli olacak.”