Deprem Suriye’de göç ve güvenlik endişesi oluşturdu.

İç savaşın yorduğu Suriye bu defa depremle yıkıldı. Ölü ve yaralı sayısının azımsanmayacak nitelikte olduğu ülkede yeni göç dalgası ve güvenlik açığı oluşma korkusu başladı. Uzmanlar, yeni toplumsal hareketlilik için uyardı Türkiye’de 44 bin 218 can kaybına mal olan deprem Suriye’de de büyük can ve mal kaybına neden oldu.  Birleşmiş Milletler’in (BM) verilerine göre Suriye genelinde 7 bin 400 … Deprem Suriye’de göç ve güvenlik endişesi oluşturdu. Devamı »

Eklenme Tarihi: 26 Şub 2023
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Şub 2023
Deprem Suriye’de göç ve güvenlik endişesi oluşturdu.

İç savaşın yorduğu Suriye bu defa depremle yıkıldı. Ölü ve yaralı sayısının azımsanmayacak nitelikte olduğu ülkede yeni göç dalgası ve güvenlik açığı oluşma korkusu başladı. Uzmanlar, yeni toplumsal hareketlilik için uyardı

Türkiye’de 44 bin 218 can kaybına mal olan deprem Suriye’de de büyük can ve mal kaybına neden oldu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) verilerine göre Suriye genelinde 7 bin 400 bina tamamıyla veya kısmen yıkıldı. 8 milyon 800 bin kişi de depremden etkilendi.

İç savaşla yüzbinlerin yaşamını yitirdiği Suriye’de depremden 5 bin 800 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı.

Çatışmalar sebebiyle milyonlarca kişinin göç ettiği Suriye’den şimdi de depremden dolayı özellikle kuzeyde bir iç göçün yaşandığı ifade ediliyor.

Bölgede son durumlar nasıl? Yaşanan depremin toplumsal sonuçları olur mu? Bir güvenlik

açığı yaşanır mı?

Suriye’yi yakından takip eden uzmanlar, konuyu Independent Türkçe’ye değerlendirdi.

“Cinderes’te çok büyük toplumsal hareketlilik başlayacak”

Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Suriye uzmanı Prof. Dr. Serhat Erkmen, depremin Suriye’de iç göçü tetikleyeceği görüşünde.

Özellikle Afrin’in yıkıma uğramış bölgesi Cinderes başta olmak üzere Afrin merkeze doğru bir nüfus hareketliliğinin başlayacağını kaydeden Prof. Dr. Erkmen, “Merkezde yıkım var ama Cinderes ile karşılaştırıldığında daha iyi durumda. Cinderes’te çok büyük toplumsal hareketlilik başlayacak çünkü yıkımın boyutları ileri düzeyde” dedi.

“Yıkıma uğramış yerler çok fazla gündeme gelmiyor”

İdlib ile Afrin arasında geçişlerin başladığını aktaran Erkmen, “İdlib’in bazı bölgelerinde de ciddi yıkımlar var. Yıkıma uğramış yerler çok fazla gündeme gelmiyor ancak yaşamın çok zor olduğu yerler. Zorlu yaşam koşulları nedeniyle bir göç başlayacak” diye konuştu.

Toplumsal etki nedeniyle Fırat Kalkanı’ndan depremden daha az etkilenen bölgelere ilişkin bir hareketlilik yaşanabileceğine değinen Erkmen, “Nasıl ki Türkiye’de insanlar deprem sözcüğünü duyduğu anda veya küçük bir sarsıntı yaşadığında etkileniyorsa Suriye’de de insanlar aynı durumu yaşıyor. Dolayısıyla içeride bir hareketlilik başlayacak. Ancak Deprem nedeniyle Türkiye’ye bir göç olacağını düşünmüyorum. Suriye’de de gözlem yaptım. İnsanlar zaten şu an bir şaşkınlık içerisinde ve öncelikli olarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

“İdlib ve Afrin’de demografik bir değişim yaşanabilir”

Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Oytun Orhan da deprem nedeniyle Suriye’de en fazla muhaliflerin denetimindeki bölgeler olan Afrin ve İdlib’de ciddi yıkım ve can kayıplarının yaşandığını söyledi.

Bölgede bir göç tetikleme olasılığına değinen Orhan, “Evlerini kaybeden insanlar şu an ya çadırda yaşıyor ya da farklı bölgelere doğru bir hareketlilik içerisinde. Özellikle İdlib ve Afrin’de demografik bir değişim olabilir” uyarısında bulundu.

“Yerel otoritelere tepki var”

Örgütlü ve düzenli yapılar olmadığı için depremle baş etme konusunda yerel otoritelerin ciddi sıkıntı yaşadığını ifade eden Orhan, “Bu da halkın yerel otoriteye karşı bir tepki oluşmasına neden oldu. İdlib’de HTŞ’ye ve Afrin’de yerel otoritelere karşı bir tepki var” ifadelerini kullandı.

“Yerel yönetimlerin krizle baş edememesi bir güç boşluğu yaratabilir” diyen Oytun Orhan, şunları kaydetti:

En çok da zararı organize olamamış askeri gruplar görecek. Bu karmaşa içerisinde örgütlü ve güçlü yapılar, organize olmayanlara karşı avantaj elde edebilir veya kaosu fırsata dönüştürüp kontrollerini artırabilirler. Güvenlik açısında böyle bir risk var. Yani güçlü yapılar bu fırsattan yararlanabilir. Suriye kendi içerisinde bir göç hareketi başlamış durumda.”

“Bölgedeki örgütler yardımlara el koyuyor”

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Abdullah Resul Demir de depremin hem Türkiye hem de Suriye’de büyük yıkıma yol açtığını hatırlattı.

Suriye’de insanların çok büyük bir afet yaşadığına aktaran Demir, “Bu afette Türkiye’nin 10 iliyle birlikte Suriye’de de ciddi yıkımlar oldu” dedi.

Suriye’deki insanların hala çok zor durumda olduğunu ifade eden Demir, “Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun bölgeye gidememesi, bölgedeki örgütlerin yardımlara el koyması nedeniyle biraz daha vahim bir tabloyla karşı karşıya kaldık” ifadelerini kullandı.

“Suriyelilerin geri döndüğü bilgisini çokça alıyoruz”

Bölgeye giden yardımların çoğunun Türkiye üzerinden gittiğini ve hükümet dahil Türkiye’deki bazı sivil toplum kuruluşlarının elinden geleni yaptığını ama daha fazlasına ihtiyaç duyulduğu çağrısında bulunan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

Dünyaya, uluslararası kamuoyuna çağrımdır; Suriye’de depremden etkilenmiş bölgelere daha fazla insani yardım gönderilmeli. Özellikle bazı bölgeler gerçekten çok zor şartlarda yaşamını sürdürüyor.”

Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin geri döndüğü bilgisini aldıklarını belirten Demir, “Elimizde net bir rakam yok ancak çok kişinin döndüğünü biliyoruz. Zaten Türkiye’deki yetkililer de şimdiye 20 binden fazla mültecinin Suriye’ye geri döndüğü bilgisini paylaştı” diyerek sözlerini tamamladı.