Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, "Özellikle bebeklik döneminde, maalesef ülkemizde ve dünyada televizyon, bir bebek bakıcısı gibi kullanılıyor. Yani 'çocuk bir şeyle ilgilensin, bizi rahatsız etmesin' diye çocukları ekranla tanıştırdık" dedi.
Teknoloji bağımlılığı konusunda, riskli grupların çocuklar ve gençler olduğunu vurgulayan Öztürk, şöyle konuştu:
"Belli bir yaşın üzerindekiler teknolojiyle geç tanıştıkları için onların da mutlaka teknolojiyle ilgili kullanım problemleri oluyor ama özellikle erken dönemde, teknolojik aletlerle ve ekranla tanışan çocukların, gençlerin hem bağımlı olma hem de bağımlılıktan dolayı yaşam kalitelerinin bozulma riski daha yüksek. Burada aslında çocukları 3 grupta inceleyebiliriz; ilki erken bebeklik dönemi, ikincisi okul dönemindeki ve üçüncüsü de gençler. Her alanda teknolojinin yarattığı birtakım problemler var, yani eğer bilinçli kullanılmazsa zamansız kullanılırsa birtakım problemler oluşuyor. Özellikle erken dönemde bebeklik döneminde, maalesef ülkemizde ve dünyada televizyon, bir bebek bakıcısı gibi kullanılıyor. 'Yani çocuk bir şeyle ilgilensin bizi rahatsız etmesin' diye çocukları ekranla tanıştırdık. Bu bazen akıllı telefon, bazen tablet olur ve sonunda çocuklar bu dünyaya giriyor. Özellikle erken dönemde çok fazla haşır neşir olan çocukların duygusal gelişimlerinde sosyal gelişimlerinde ciddi problemler oluştu. Ne oldu çocukların konuşmaları gecikti, sosyal iletişim becerileri diğer çocuklara göre daha geriden geldi. Yani biz diyoruz ki lütfen çocukları erken yaşta ekranla tanıştırmayın."
- "Çocuklar, uygun olmayan içeriklerle karşılaştıklarında ruhsal bozukluklar yaşayabiliyorlar"
Teknolojinin bilinçli kullanımı için iki şeye dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, "Bunlardan biri içerik yani içerik bize zarar vermeyecek, çocuğumuza zarar vermeyecek duygu ve ruh dünyamızdan bir şeyler götürmeyecek. Bizi sohbetin tadına varmaktan uzak bırakmayacak. Özellikle çocuklarda dikkat edilmesi lazım çünkü uygun olmayan içeriklerle karşılaştıklarında ruhsal bozukluklar yaşayabiliyorlar. Sürede ayarlanmalı, çünkü uzun süre ekran başında kalmak sakıncalı çünkü insanın temel gereksinimi olan iletişim ve ilişkiyi yok ediyorsunuz artık kimseyle konuşmayıp yazışır hale geliyorsunuz. Bu iki hususa dikkat edilmeli" dedi.
Teknolojinin farklı şeyler için kullanılabildiğini anlatan Öztürk, şöyle devam etti:
"Mesela kumar, bazı oyunlardan elde edilen puanların paraya dönüştürülmesi bunlar riskli durumlar. Normalde kumar ortamı oluşturmak çok zordur ama orada tek bir basımla kumar grubu oluşturulabiliyor. Bir diğer sorun pornografi. Burada sorun çocukların uygunsuz görüntülere maruz kalmaları çocuğun ruhsal ve cinsel gelişiminde sorunlar oluşturabiliyor. Yetişkinlik döneminde de bağımlılık olarak karşımıza çıkıyor. İkincisi de şiddet unsuru, bugünlerde bize gelen şikayetler var yaptırım uygulatma konusunda neler yapabiliriz diye. Şiddet oyunlarının biraz da kültürel ve siyasi alanlara taşınması, mesela birtakım isimler kullanılarak, terör örgütü isimleri kullanılarak öldürme işlemleriyle oyunlarda birtakım mesajlar verilmekte. Bu mesajlar karmaşık ve çocukların ayırt edemeyeceği durumda, bu hususta ailelerin dikkat etmesi gerekli."