İyi bir televizyon izleyicisi dini içerikli programlarda şu yedi maddeyi gözetmelidir: 1) Ayetlerin meal, bağlam ve yorumları doğru mudur? 2) Hadislerin sıhhat, tercüme, yorum ve bağlamları doğru mudur? 3) Genel İslamî anlayışlara aykırı hususlar var mıdır? 4) İslam’ın “kuşatıcılık” ilkesi gözetiliyor mu; din belli grup ya da kesimlerin anlayışına mı indirgeniyor? 5) Naslara, akl-ı selime, bilimsel gerçeklere aykırı unsurlar içeren kıssa ya da menkıbelere yer veriliyor mu? 6) İslam’ın akıl-gönül dengesine ilişkin hassasiyetleri korunuyor mu? 7) Toplumun ortak değerleri gözetiliyor mu; toplumsal dayanışmayı zedeleyici yaklaşımlar var mıdır? Eğer bunlar varsa, evet, yoksa hayır deyip düğmeyi kapatmak gerekir. Ama herkes bu duyarlılıkların farkında mıdır? İşte burası tartışmalıdır. “İnsanımızın itikadî yapısını düzeltmek için acilen önlemler almak gerekiyor.” Böyle bir durum insanları falcılığa özendirerek, duygu sömürüsü kanalıyla halkın sorunlarını çözmede işi ticarete ihale etmenin de yolunu açmaktadır. Maalesef, gizli ilimler adı verilen bu alanla ilgili kitaplar ise yayın piyasalarında best-seller gibi ‘yok’ satmaktadır. Bu tür yayınların her birisi, umut tacirliği yapmaktır. Birey ve toplumun hayatını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu konuda aileden topluma, insanımızın itikadi yapısını düzeltmek için acilen önlemler almak gerekiyor.