Dışişleri Bakanlığı, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünde ve 20 Temmuz Özgürlük ve Barış Bayramı’nda önemli bir açıklama yaptı. Bakanlık, Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan hakları çerçevesinde gerçekleştirdiği harekâtın, adanın tamamına barış getirdiğini vurgulayarak, geçmişte yaşadığı zorluklara rağmen Kıbrıs Türk halkının varlığını koruduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Türklerinin barışa olan bağlılığının ve haksızlıklara karşı gösterdiği kararlılığın değişmediğini vurgulayarak, Türkiye’nin etkin garantisi altında geleceğe güvenle ilerleyeceklerini ifade etti. Ada’da adil ve kalıcı bir çözümün, Kıbrıs Türkü’nün eşit statüsünü ve adada iki halk ve iki devlet gerçeğini kabul etmekle mümkün olabileceğine dikkat çekildi.
Dışişleri Bakanlığı, “Geçmişte maruz kaldığı şiddet ve baskılara rağmen Ada’daki varlığını koruyabilmiş olan Kıbrıs Türk halkı, bugün de haksız kısıtlamalarla karşı karşıyadır. Ancak Kıbrıs Türklerinin barışa olan bağlılığı ve haksızlıklar karşısındaki güçlü duruşu değişmemiştir. Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’nin etkin garantisi altında geleceğe güvenle ilerleyecektir” açıklamasını yaptı.
Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50’nci yıl dönümü ve 20 Temmuz Özgürlük ve Barış Bayramı ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şunlar kaydedildi:
“1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünün müstesna bir coşkuyla kutlanmış olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri uyarınca gerçekleştirdiği Harekât, Ada’nın tamamına barış getirmiştir. Ada’daki olayların tarihini ve uluslararası hukuku keyfi biçimde yorumlayanların, bu gerçeği artık kabullenmesi gerekmektedir. Geçmişte maruz kaldığı şiddet ve baskılara rağmen Ada’daki varlığını koruyabilmiş olan Kıbrıs Türk halkı, bugün de haksız kısıtlamalarla karşı karşıyadır. Ancak Kıbrıs Türklerinin barışa olan bağlılığı ve haksızlıklar karşısındaki güçlü duruşu değişmemiştir. Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’nin etkin garantisi altında geleceğe güvenle ilerleyecektir.
Ada’da hakça ve kalıcı bir çözüm, ancak Kıbrıs Türkü’nün eşit statüsünün ve Ada’da iki halk ve iki devletin varlığının kabülüyle mümkündür. Bizler geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs davasının savunucuları olmaya ve tarihi sorumluluğumuzun gereklerini yerine getirmeye devam edeceğiz.”
