Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde Kasor Havzası’nda sürdürülen maden çalışmalarına karşı ortak eylem yapan yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve yöre halkı, “Bu dağlar evimiz, şirketlere vermeyeceğiz” sözleriyle tepkilerini dile getirdi.
İlçedeki Akdoruk, İslamköy, Narlıca, Ağaçlı, Ağıllı, Dolun, Hevedan ve Kaynak mahallelerinin bulunduğu Kasor Havzası’ndaki yürütülen madencilik faaliyetine karşı Kulp Kasor Havzası Koruma Platformu öncülüğünde eylem düzenlendi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, DEM Parti Milletvekilleri Serhat Eren ve Ceyla Akça, ilçe belediyeleri, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda yöre halkının katıldığı eylemde, “Bu dağlar evimiz, şirketlere vermeyeceğiz” denildi.
Platform adına açıklamayı yapan Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Komisyonu Sekreteri Ahmet İnan, 25 bin kişinin içme ve zirai kullanma suyunun Kasor Havzası’ndan karşılandığını belirterek, maden çalışmasının toprakları ağır metallerle zehirleyerek, suları kullanılamaz hale getireceğini söyledi. İnan, maden ruhsatına itiraz edecekleri gibi ilgili kurum yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Daha sonra söz alan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun ise, bölgenin içme suyunun sadece buradaki halkı ve doğayı değil tüm Kulp doyurduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bu bölge yüzeyde ne kadar zenginse yeraltında da o kadar zengindir. Burada birçok maden olduğu söyleniyor. Bir mühendis olarak da bu konuda birkaç şey söyleyebilirim. Bu bölgedeki köylerin altından Kulp’un ağzına kadar zengin bir maden yatağı var. Madencilik yapılırken topluma faydalı olması gerekir. Madenler devletler için doğal bir zenginliktir. Ancak madenlerden daha önemli kaynaklar da var, su ve toprak gibi. DİSKİ olarak burada saha çalışması yürüttük. Kasor Vadisi’nden Kulp’un suyu geliyor. Binlerce kişi bu sudan faydalanıyor. Türkiye’nin neresinde tatlı su olan bir bölgede madencilik yapılıyor? Burası yeraltı su havzasıdır. Burada yoğun kar yağışı olur ve hepsi yeraltı suyuna dönüşür. İnsanlar, hayvanlar, toprak, tarlalar, ağaçlar hepsi bu sudan faydalanır. Eğer buraya bir hizmet yapmak istiyorsanız; bu bölge turizm açısından zengindir. Burayı turizme açabilirsiniz” dedi.
‘25 bin insanı göç ettireceksiniz’
Bölgedeki köylerin su havzası üzerinde bulunduğunu kaydeden Eş Başkan Hatun, maden arama çalışmasının başlamasıyla 25 bin insanın göç edeceğine dikkat çekerek, “Bu köylerde hiçbir zaman su kıtlığı yaşanmamıştır. Kuraklık olduğunda bu köyler sularını birbirleriyle paylaşmışlardır. Kasor suyunu Kulp halkıyla paylaşmıştır. Yanımızdaki bu vadi suyunu, Hevedan ile paylaşmıştır. Bu bölge suyunu birbiriyle paylaşır, bu gelenek binlerce yıl öncesine dayanır. Bu kadim bir kültürdür. Burayı maden ocağına çevirdiğinizde öncelikle bu kültürü yok edeceksiniz. Bu temiz doğayı bozacak ve bu su üzerinde yaşayan 25 bin insanı göç ettireceksiniz. Bunun ‘kamu yararı’ nerede? Pasur’u buradan mı kaldıracaksınız” diye konuştu.