Abdulehed Er, Doğu Türkistan'da ramazan ayı boyunca memur, öğrenci ve öğretmenlerin oruç tutmasının yasak olduğunu belirterek, "Oradaki insanlar bu genelgeyi uygulamak zorunda kalıyor. Uygulamayanlara yönelik hapis cezaları ya da para cezası var" dedi.
HER YIL RAMAZAN'DA ORUÇ YASAKLANIR Er, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çin yönetiminin 5 Nisan 1990'daki ramazanda gerçekleşen büyük bir ayaklanmadan dolayı özellikle her yıl ramazanda Müslümanların oruç ibadetlerini yasakladığını anlatarak, şöyle konuştu: PARTİ YAKINLARININ DA ORUÇ TUTMASI YASAK "Bizim aldığımız son bilgilere göre Doğu Türkistan'ın Kaşgar'a bağlı Maralbaşı ilçesinde Komünist Parti ve yerel yönetim ortaklaşa bir genelge yayınladı ve bu genelgeye göre tüm memurların, öğrencilerin, öğretmenlerin, Komünist Parti'ye üye olanların ve onların birinci dereceden yakınlarının da oruç tutmalarını yasakladı. Oradaki insanlar bu genelgeyi uygulamak zorunda kalıyor. Uygulamayanlara yönelik hapis cezaları ya da para cezası var." Çin yönetiminin Müslümanların yaşadığı bölgelerde faaliyette olan lokanta, aşevi gibi yerlerin ramazanda özellikle gündüz saatlerinde hizmet vermesi için genelge yayınladığını da öne süren Er, şöyle devam etti: ZORLA BİRA İÇME FESTİVALİ "Bu yıl yeni bir uygulama başlatıldı. 'Bira içme festivali' adı altında. Müslüman bölgelerde insanları toplayarak bira içme yarışması yapıyorlar. Bununla da halkın orucunu bozmaya çalışıyorlar. Aldığım bilgiye göre Hoten vilayetinin Niya ilçesinde Uygurları meydana toplayarak bira içme yarışması yaptıklarını bunun adına da 'Mutluluk, bira içme yarışması' olarak adlandırdıklarını biliyoruz. Bunların görüntüleri de var elimizde." TÜRK DEVLETİ BİZİM YANIMIZDA Memurların, öğrencilerin, öğretmenlerin, kadınların ve 18 yaşından küçüklerin camiye girmelerinin de yasak olduğu bilgisini aldıklarını anlatan Er, "Bununla ilgili camilerin kapısına genelge astılar. En son genelgelerden bir tanesi de bir bölgenin insanları başka bir bölgede namaz kılamıyorlar. Kendi bölgesi haricinde namaz kılanları, imamların polise ihbar etme zorunlulukları var. Eğer imam ihbar etmezse o imama da hapis cezası var. Bu sebeple insanlar camilere girmek için kimlik kartı gibi bir kart göstererek girebiliyorlar" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin ve Türk halkının Doğu Türkistan için önemli olduğunu vurgulayan Er, Türkiye'de kendilerini yabancı hissetmediklerini, çok memnun olduklarını söyledi. Doğu Türkistan'dan gelenlere Türkiye'nin kucak açtığını aktaran Er, şunları kaydetti: "Türk Devleti'nin bizim yanımızda olduğunu biliyoruz. 5 Temmuz 2009'da yaşanan Urumçi katliamı sırasında, o dönem başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu soykırımdır, soykırımı durdurun' demişti, hatta bu olayı Birleşmiş Milletler'e götüreceğini açıklamıştı, bu açıklamalardan sonra Çin oradaki askerlerini geri çekmişti. O olaydan sonra da Türkiye'de bir etki oldu, halk sokaklara döküldü, protestolar düzenlendi. Türk halkının, sevgisi, kardeşliği bizleri çok mutlu ediyor. Türkiye, Çin'e, Doğu Türkistan ve Çin arasında bir köprü vazifesi görmek için teklif yapmıştı, 'Bizim onlarla tarihi, kültürel akrabalığımız ve bağlılığımız var' demişti. Çin de bunu ilk defa kabul etmişti. Türkiye orada konsolosluk açmaya çalıştı, Çin bunlara izin vermedi. Anlaşmalar sadece kağıt üzerinde kaldı."