Shakespeare bir zamanlar “Bir aptal kendini zeki sanır, ancak akıllı biri kendinin aptal olduğunu bilir.” diye yazmıştı. Aslında kendisi farkında olmasa da günümüzde Dunning-Kruger etkisi diye bildiğimiz kavramı tanımlamıştı.
Muhtemelen hepinizin sürekli olarak bir konuda uzman olduğunu iddia eden bir tanıdığı vardır. Ancak, herhangi bir alanda gerçek bir uzmanın kendisi hakkında böyle iddiada bulunduğuna nadiren rastlarız. Gereksiz bir özgüvene sahip olabilen bu insanların tutumlarını çoğu zaman cahil cesareti olarak tanımlarız. İşte bu durum literatürde Dunning Kruger etkisi olarak bilinmektedir.
Dunning Kruger Etkisi Nedir?Dunning-Kruger etkisi, bir kişinin belirli bir alandaki bilgi ve beceri eksikliğinin, kendi yeterliliğini abartmasına neden olmasıyla ortaya çıkar. Buna karşılık, bu etki aynı zamanda belirli bir alanda başarılı olanların, görevin herkes için basit olduğunu düşünmelerine ve kendi yeteneklerini küçümsemelerine neden olur.
1990’larda David Dunning ve Justin Kruger Cornell Üniversitesi’nde psikoloji profesörleriydi. İkisi de beceriksiz insanların kendi yetersizliklerinin farkında olup olmadıklarını test etmek istiyorlardı.
Bunu test etmek için 45 lisans öğrencisine 20 soruluk bir mantık testi uyguladılar. Öğrencilere mantık testini verdikten sonra Dunning ve Kruger, onları puanlarına göre dört gruba ayırdı. En düşük puan alan öğrenciler ortalama olarak 20 sorudan 10’unu doğru yanıtlamıştı. Öğrencilerin en yüksek puanı alan çeyreği ise ortalama olarak 17 soruya doğru yanıt vermişti.
Deneyin ikinci aşamasında tüm öğrencilerin performanslarını iki farklı şekilde değerlendirmeleri gerekecekti. İlk olarak Dunning ve Kruger öğrencilerden kaç soruyu doğru cevapladıklarını tahmin etmelerini istedi. Daha sonrasında da öğrencilerin testi alan diğer öğrencilerle karşılaştırıldığında ne durumda olduklarını tahmin etmeleri gerekiyordu.
Her iki grup da yaklaşık 14 soruyu doğru yaptıklarını tahmin etti. En az beceriye sahip olanlar puanlarını yaklaşık yüzde 20 puan fazla tahmin ederken, en iyi performans gösterenler puanlarını yaklaşık 15 puan eksik tahmin etmişlerdi. Öğrencilerin akranlarına göre kendilerini değerlendirmeleri daha çarpıcı rakamları bizlere veriyordu. En düşük puan alan öğrenciler, sınava girenlerin %62’sinden daha iyi performans gösterdiklerini tahmin etti. Ancak en yüksek puanı alan öğrenciler ise %68’den daha iyi puan aldıklarını düşünüyorlardı.
Dunning Kruger Etkisi İle İlgili Çalışmalar Nasıl Başladı?1955’te yaşanan McArthur Wheeler davası, oldukça sıra dışı bir ceza davasıdır. Hükümlü Bay Wheeler, limon suyunun bazı tuhaf özelliklerini okumuştu. Sonrasında da okuduklarını oldukça tuhaf bir ölçüde yanlış yorumlamıştı.
Limon suyunun kimyasal özelliklerinin görünmez mürekkebe biraz benzediğinden, yüzünün güvenlik kameralarına görünmez veya bulanık görüneceğini varsaymıştı. Devamında da kimsenin kimliğini tespit edemeyeceğinden emin biçimde iki banka soymuştu. Sonucunda da elbette aynı gün tutuklanacaktı.
44 yaşında olgun bir insan olan Wheeler’in bu denli akıl almaz bir durum sergilemesi, derin bir cehaletin bilginin önüne geçtiğini resmederek, adından söz ettirmeyi başaracaktı. Bu dava sonrasında da sosyal psikologların ilgisini çekecekti.
Konu ile ilgili çalışmalar yapan Dunning ve Kruger bu araştırmayla üst bilişsel becerilerdeki eksikliğin insanların bu yaklaşımında etkili olduğunu iddia etti. Sonuçta yukarıda aktardığımız araştırmacılar en düşük dereceli öğrencilerin, kendi yeteneklerini tutarlı bir şekilde ve önemli ölçüde abarttıklarını gördüler. Devamında yapılan bir takip çalışması da benzer sonuçlar gösterdi. Sonrasında da Dunning Kruger Etkisi aşağıdaki gibi düşünüldü.
Dunning Kruger Etkisi Gerçek mi?Bu olgunun ilk tanımını takip eden yıllarda Dunning-Kruger etkisi ve geçerliliği konusunda tartışmalar yaşandı. Bir zamanlar yeteneklerimizi nasıl değerlendirdiğimize dair sağlam temellere dayanan bir açıklama olarak kabul edilirken, o zamandan beri bu etki bazı veri bilimcileri ve matematikçiler tarafından sorgulanıyor.
Popüler bir iddia, etkinin istatistiksel bir yapıdan (özellikle bir otokorelasyondan ) başka bir şey olmadığı yönündedir. Başka bir deyişle, Dunning-Kruger etkisi, insan bilişindeki sistematik bir önyargı yerine, çalışmanın orijinal tasarımından ortaya çıkan bir şeydir.
Dunning-Kruger grafiğindeki sorun istatistikteki temel bir prensibi ihlal etmesidir. İki veri kümesini ilişkilendirecekseniz bunların bağımsız olarak ölçülmesi gerekir. Dunning-Kruger şemasında bu prensip ihlal edilmektedir. Grafik, test puanının her iki eksene karışması otokorelasyona yol açar.
Sonuç olarakHatalar olur. Dolayısıyla bu anlamda Dunning ve Kruger’ı hata yaptıkları için suçlamamalıyız. Ayrıca hala etrafımızda cahil ama gereksiz özgüvene sahip insanlar görmemiz olasıdır. Ancak bunun psikolojik bir nedenden kaynaklandığını düşünmemize gerek yoktur.