Abdullah Yıldız
Başlığı okuyanın zihninde canlanan ilk siluet, sadece gözleri ve sağ işaret parmağı görünen Gazze direnişinin sembolü Hamas/İzzeddin Kassam Tugayları Sözcüsü Ebû Ubeyde olmalıdır. İşte biz, ona bu ismi veren büyüklerinin, kendisine benzemesini istedikleri, ashabın önde gelenlerinden Ebû Ubeyde b. El-Cerrah’ı (r.a.) tanıtmak istiyoruz. Ebû Ubeyde Âmir b. Abdillâh b. el-Cerrâh el-Fihrî el-Kureşî’nin hayatını, merhum Prof. Dr. Ahmet Önkal’ın TDV İslam Ansiklopedisi’ndeki makalesinden özetliyoruz:
Hicretten kırk yıl önce Mekke’de doğdu. Kureyş’in Benî Hâris b. Fihr kabilesinden olan Ebû Ubeyde’nin soyu, Resulullah’ın (s.a.) onuncu dedesi Fihr’de birleşir. Cahiliye devrinde Mekke’de okuma yazma bilen birkaç kişiden biriydi. Resulullah’ın İslâm’a davete başladığı ve henüz Dârü’l-Erkam’a girmediği günlerde Hz. Ebû Bekir vasıtasıyla Müslüman oldu. İslâmiyet’in yayılması için büyük çaba gösterdi; bu sebeple Kureyşlilerden ağır baskılar görünce İkinci Habeşistan hicretine katıldı (616). Ancak bir müddet sonra Mekke’ye döndü; sonra da Medine’ye hicret etti.
Ebû Ubeyde Medine döneminde İslâmiyet’in tebliğ edilmesinde ve idarî işlerde önemli görevler aldı. Hz. Peygamber’in sancak vererek gönderdiği ilk seriyyeye Hz. Hamza’nın kumanda ettiği bilinmekle beraber bu görevin Ebû Ubeyde’ye verildiği de rivayet edilmiştir. Resulullah’la birlikte bütün gazvelere katıldı. Bedir Gazvesinde düşman saflarında bulunan babasını, özellikle kendisine hücum etmesi üzerine öldürmek zorunda kaldığı ve babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa müminlerin kâfirleri dost edinemeyeceğini belirten âyetin (el-Mücâdile, 58/22) bundan dolayı nâzil olduğu rivayet edilir… Uhud’da İslâm ordusu dağılınca Resûlullah’ın etrafından ayrılmayan 14 kişi arasında Ebû Ubeyde de vardı. İkinci Zülkassa (6/627) ve Sîfülbahr/Habat (8/629) seferlerine kumanda etti. Zâtüsselâsil Seriyyesi’nde arkadan gönderilen yardımcı kuvvetlere de Ebû Ubeyde kumanda etti (8/629). Aynı yıl Mekke fethinde Resulullah’ın önünde şehre girdi. Beytülmâlde görev yaptı; Hudeybiye Antlaşması ve bazı vesikalara şahit olarak adı yazıldı. Medine’ye gelen Yemenlilere İslâmiyet’i öğretmekle görevlendirildi. Necranlılar, cizye tahsili için güvenilir birinin kendileriyle gönderilmesini istediklerinde Resulullah, “Her ümmetin bir emini vardır; bu ümmetin emini de Ebû Ubeyde b. Cerrâh’tır” diyerek onu Necran’a gönderdi. Ondan sonra “Emînü’l-ümme” lakabıyla anılan Ebû Ubeyde bu bölgedeki insanlara İslâmiyet’i öğretti…
Resulullah vefat edince, Ebû Bekir ve Ömer başta olmak üzere bazı sahâbîler Ebû Ubeyde’ye halife olarak biat etmek istediler. Fakat o, Hz. Ebû Bekir’in bu göreve lâyık olduğunu söyleyerek teklifi kabul etmedi. Hz. Ebû Bekir devrinde ilk zamanlar devletin maliye işlerini yürüttü. Daha sonra Suriye bölgesine gönderilen ordulardan birine kumandan atandı. Hz. Ömer tarafından Hâlid b. Velîd’in yerine bu bölgedeki orduların başkumandanlığına getirildi. Bu dönemde Dımaşk, Humus, Hama, Lazkiye, Halep, Antakya ve Kudüs başta olmak üzere Suriye bölgesindeki birçok şehir fethedildi. Gönderdiği birlikler Urfa ve Maraş’a kadar ilerledi. Sonra Ebû Ubeyde, alınan yerleri Hz. Ömer’in valisi olarak ömrünün sonuna kadar yönetti.
Ebû Ubeyde vebaya yakalanarak Beysân’a bağlı Amtâ köyünde vefat etti ve oraya defnedildi. Bugün kabri Vâdilürdün’de Gūrülbilevne bölgesindeki Ebû Ubeyde köyündedir.
Uzun boylu, zayıf yapılı olan Ebû Ubeyde, Uhud Gazvesinde Resulullah’ın yüzüne batan miğfer parçasını dişleriyle çıkarırken iki ön dişi çıkmıştı. Resulullah mütevazı ve hayâ sahibi Ebû Ubeyde’yi çok sever, ahlâk ve şahsiyetini takdir ederdi. Hz. Âişe’nin rivayetine göre Ebû Bekir ve Ömer’den sonra Resulullah’ın en çok sevdiği kişi Ebû Ubeyde idi (Tirmizî, Menâkıb 14). Efendimizin cennetle müjdelediği Ebû Ubeyde’yi Hz. Ömer de sevip takdir ederdi. Amvâs’ta veba salgını çıkınca, Ebû Ubeyde’nin bu salgından kurtulup kendisinden sonraya kalması halinde onu devlet başkanı olarak vasiyet etmek istediğini söylemiş, Ebû Lü’lüe Fîrûz en-Nihâvendî adlı köle tarafından hançerlendiğinde yerine bir devlet başkanı bırakmasını isteyenlere de sağ olsaydı yerine Ebû Ubeyde’yi bırakacağını ifade etmişti.
Kur’an’ı ezberleyen Ebû Ubeyde, ömrü savaşlarda geçtiği için Resulullah’tan 15 hadis rivayet edebilmiştir. Bunlardan 12’si Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde bulunmaktadır. Allah ondan razı olsun.