Yazının tamamı şu şekilde: İçinde bulunduğumuz dönemde havada yoğun kan kokusu var. Ve bu baş döndürücü bir hâl aldı. Bu, artık kabile olgusunu çoktan aştı. İdeolojik gerilimlere yeni olgular eklendi. Ne yana bakarsak bakalım insanlar birbirlerinin kanlarını içseler doymayacaklar. Taraflar birbirlerini suçluyor töhmet altında tutuyor. Tarafların kan davası nefretin boyutlarını çoktan aşmış durumda. Bir taraf canlı bomba ile insanları katlederken karşı taraf ondan geri kalmıyor. Acımasızlıklar başını alıp gidiyor. Nice can toprağa seriliyor, nice genç enerji tüketiliyor, nice aile ocaklarına ateş düşüyor. Bir taraf diğer taraftan intikam alınca bayram havası esiyor. Bu, hemen bütün taraflar için geçerli. Kimse insanın kurtuluşunu sağlayacak bir adımı atmıyor. Hemen herkes gerilmiş yayların tellerinde. On yıllardır bu ülkede gençlerin kanı akıtılıyor. Bu, hiç bir zaman bir değer taşımıyor. Müslümanın Müslüman ile savaşını anlamak o kadar da zor ki. Basit olgular üzerine kurgulu bir çatışmadır yaşanıyor. Hiç yok yere ölüp gidiyorlar. Hem bu dünyada yaşayacakları güzelliklerden mahrum oluyorlar hem de kendilerini boşa heba ediyorlar. Müslümanın Müslümana savaşı asla bir cihad değildir, fitnedir. Fitne ve ölümlerin sonu çok daha kötüdür. Kan üzerine kurulu olan, Müslümanın kanının akmasına neden olan her davranışın sonu felâkettir ve cehennemdir. Kavimler adına olan çatışmaları ise tamamen bir hiçlik. Bu insanlar kendilerini feda ederlerken kavimlerinin ve soylarının ayakta kalmasını mı sağlıyorlar, yoksa tükenişlerine mi neden olunuyor? Çok uzaklara değil geçmiş zamana dönüp bakalım. Sağ sol çatışmalarında canlarını feda edenler bu ülkenin ayakta kalmasını mı sağladılar? Ne değişti o günden bugüne. Bugün Müslüman kardeşler olan Türkler ile Kürtlerin savaşından, ölümlerinden kim kazançlı çıktı ya da çıkacak? Toprak uğruna ölenlerin sonu nedir? Ya da kimlik denen bilinmezlik için verilen savaşlarda geriye ne kalıyor? Bunların sonunun cennet olmadığına göre geleceğin karanlığına kendilerini salmıyorlar mı? Kendi canlarını feda ederken ne kazanıyorlar? Bu savaşlar insanın kurtuluşuna değil felaketine, tükenişine ve yokluğuna sürüklüyor. Coğrafyamızda yaşananlara kendimizi de dâhil ettik. Kör bir savaştır süren. Sonu belirsizlik ve kaos olan bir savaş. Uçurum büyüdükçe büyüyor. Bu da emperyalizmin işine geliyor. Düşmanın bize yapamadığın biz bize yapıyoruz. Büyük yıkıma sürüklüyoruz kendimizi. Savaştıklarımız emperyalistler değil, azılı düşmanlarımız değil, haçlı emperyalizmi karşımızda yok. Topraklarımızı işgal eden, bizi köleleştirenlerle savaşmıyoruz. Kültür emperyalizminin abanması altındayız. Soluk alıp vermede zorlanıyoruz. Filistinliler boğuluyor, Irak ve Suriye, Pakistan, Afganistan, Yemen, Libya, Türkiye kan gölü. Fanatizm ruhlara sinmiş. Spor alanlarında bile büyük bir husumet ve çatışma var. Spor bile spor olmaktan çıktı. İnsanı öldürmek için o kadar çok bahane üretiliyor ki. En küçük bir kıvılcım bile yeter nedendir. Ocaklara ateş düşüyor, anneler, babalar, kardeşler akrabaların içi yanıyor. Ölen insanımız, öldüren de bizim insanımız. Oyunları ve tuzakları bozalım. İlk adımı biz atalım. Göğüslerimizi açalım kahpe kurşunalar karşı duralım. Kardeşliğimizi birbirimize anımsatalım. Müslümanın Müslümanı öldürmenin haram olduğunu söyleyelim. Ölen ve öldürenlerin ateşlerde olduğunu söyleyelim. İnsanlığın kurtuluşu bizim ellerimizde. Allah’ın bu güzel binasını yıkmayalım. Ayakta tutalım ayakta kalalım. Yoksa bu yapı yıkılınca hep birlikte yıkılmış oluyoruz.
İslami AnalizEmperyalistle Değil Kendimizle Savaşıyoruz!
Milli Gazete yazarı Ali Haydar Haksal, Müslümanların emperyalistlerle hesaplaşmayı bir kenara bırakarak birbirine silah doğrultmasının neden olduğu vahim tabloya dikkat çekti.
Milli Gazete yazarı Ali Haydar Haksal, Müslümanların emperyalistlerle hesaplaşmayı bir kenara bırakarak birbirine silah doğrultmasının neden olduğu vahim tabloya
dikkat çektiği yazısında, “Oyunları ve tuzakları bozalım. İlk adımı biz atalım. Göğüslerimizi açalım kahpe kurşunalar karşı duralım. Kardeşliğimizi
birbirimize anımsatalım. Müslümanın Müslümanı öldürmenin haram olduğunu söyleyelim. Ölen ve öldürenlerin ateşlerde olduğunu söyleyelim. İnsanlığın kurtuluşu bizim ellerimizde. Allah’ın bu güzel
binasını yıkmayalım. Ayakta tutalım ayakta kalalım. Yoksa bu yapı yıkılınca hep birlikte yıkılmış oluyoruz” çağrısında bulundu.