Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Necdet Özel, 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun yazılı sorularına yine yazılı olarak yanıt verdi. ÖZEL, SORULARA NEDEN YAZILI YANIT VERDİ? Özel, komisyonun 9 sorusuna 7 sayfalık cevap gönderdi. Özel, cevabında, komisyonun çalışmalarına azami ölçüde olumlu katkıda bulunabilmek, 4 yıllık görev süresince çok yoğun bir gündemle meşgul olması nedeniyle konuları ve bu konulara yapılan işlemleri hatırlayabilmek için zamana ihtiyacı olduğunu ve bu nedenle de komisyona yüz yüze katılmak yerine, sorulara yazılı cevap vermek istediğini belirtti.
'HER DÖNEM KENDİ KOŞULLARI İÇİNDE DEĞERLENDİRİLMELİ'
Yanıt metnine özel not uyarısı ekleyen Özel, "Görev sürem içinde, TSK içinden silahlı bir kalkışma olacağına dair en küçük bir emare tespit edilememiş ve herhangi bir kaynaktan da bilgi alınmamıştır" dedi. Özel, darbe girişimi sonrasında oluşan tabloya bakarak geçmişe dönük değerlendirme yapılamayacağını, her dönemin kendi koşulları içinde ele alınması gerektiğini vurguladı. 'FETÖ'NÜN TSK'YA SIZMASI NEDEN FARK EDİLEMEDİ?' SORUSUNA YANIT Hürriyet'ten Turan Yılmaz'ın haberine göre Özel, 'FETÖ’nün TSK’ya sızmasının fark edilemeyişinin sebebi nedir?' sorusunu şöyle yanıtladı: "15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında itirafçıların ifadelerinden anlaşıldığı üzere, bazı TSK personelinin FETÖ/PDY ile irtibat ve ilişkilerinin çoğunlukla askeri okullara giriş öncesine dayanması. Mesleki yaşantılarında ise, örgütle ilişkilendirilebilecek herhangi bir tavır ve davranış göstermemeleri. Yapının gizli ve hücre sistemi ile çalışmasının zamanında ortaya çıkarılamaması. Yapılan idari soruşturmalarda; hakkında ihbar/iddia bulunan personelin şahsi dosyalarında, sicillerinde, komutan kanaatlerinde, arkadaşlarının bilgilerinde iddiayı doğrulayacak bir bilgiye ulaşılamaması. İstihbarat teşkillerinden haklarında yasal işlem yapılmasını gerektirecek bilgilerin alınamaması. İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliğinde ‘Şikayet ve müracaat’ hakkına yer verilmesine rağmen bilgi sahibi olan kişilerin, sahip oldukları bilgileri gizlemeleri ve sıralı komutanları ile paylaşmamaları. Askeri personelin mesai haricinde kıta, karargah, kurum dışında izlenmesinin mümkün olmaması. Örgütsel bir yapının TSK içinde oluşamayacağı, oluşma gayreti içinde olabilirse bile barınamayacağı, TSK’nın şerefli üniformasını yıllardır taşıyan, bu aziz milletin ekmeğini yiyen, birçok sosyal haktan istifade eden, geleceği garanti altında olan, askerlik andını içen ve bu yüce milletin bir evladı olan kişi/kişilerin hainlik yapamayacağı ve herhangi bir ihanet içinde olamayacağı düşüncesi." '2010'DAN ÖNCEKİ İHRAÇLARA DAİR İLK KEZ RAKAM VERDİ' Habertürk'ün aktardığına göre de FETÖ'nün bir dönem 'dini değerleri istismar eden gruplar' arasında değerlendirildiğini ve faaliyetlerinin milli güvenliğe tehdit teşkil ettiğini aktaran Özel, şu görüşlere yer verdi: "29 Nisan 2015'te 'Milli güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal bir yapı' olduğu resmen belirtilmiştir. FETÖ/PDY konusunun Ekim 2010 öncesi dönem, Ekim 2010 — 2013 sonu dönemi ve 2014-18 Ağustos 2015 dönemi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Birinci dönemde, devletimizin resmi belgelerinde, mevcut cemaat ve tarikatların tamamının 'dini değerleri istismar eden gruplar' içinde mütalaa edildiği ve milli güvenliğimize tehdit olarak değerlendirildiği ve bu değerlendirme ışığında çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Bu dönemde arşiv kayıtlarımıza göre, bin 116 personelin TSK ile ilişiklerinin kesildiği ve yine kayıtlarımıza göre, ilişiği kesilen bu personelden 400 kişinin Fetullah Gülen Grubu ile iltisaklı olduğu yönündedir." Bu arada Milliyet'ten Önder Yılmaz, Özel'in 2010’dan önce TSK’daki FETÖ ihraçlarına dair ilk kez rakam verdiğini yazdı.
'2014- AĞUSTOS 2015 ARASINDA FETÖ, İLLEGAL YAPI OLARAK ADLANDIRILDI' 2014- 18 Ağustos 2015 döneminde ise yapının 'milli güvenliği tehdit eden legal görünümlü illegal yapı' olarak adlandırıldığını ifade eden Özel, şu değerlendirmede bulundu: "2014 yılı başından itibaren isim bazında bazı TSK mensuplarının paralel yapıyla irtibatlı oldukları yönündeki iddialar üzerine harekete geçilmiş ve iddialar incelenmiştir. Süreç içinde Milli İstihbarat Teşkilatı ve EGM'den bilgi talebinde bulunulmuştur. Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununa göre, (Asker kişiler hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar ve şikayetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması, ihbar ve şikayet dilekçesinde dilekçe sahibinin ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması zorunludur.
'İHBARLAR İNCELENDİ, YASAL İŞLEM YAPILMAYA GEREK GÖRÜLMEDİ'
Bu şartları taşımayan ihbar ve şikayetler işleme konulmaz.) hükmüne rağmen Genelkurmay Askeri Savcılığına adli soruşturma emri verilmiştir. Bununla eş zamanlı olarak, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı koordinatörlüğünde Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İstihbarat Başkanlıkları, Personel Başkanlıkları ve Adli Müşavirliklerinin ortak çalışma yapması yönünde idari soruşturma emri verilmiştir. Görevim esnasında yaptırdığım incelemeler neticesinde, adli ve idari soruşturmaların tamamlanmadığı, tamamlanan idari soruşturmalarda da mevcut bilgiler ışığında ilgili personel hakkında yasal bir işlem yapılmasına gerek duyulmadığı değerlendirilmiştir."
'MİT, VATANDAŞIMIZA GÜVEN DUYGUSU AŞILAMALI' Özel, istihbarat zafiyeti ile ilgili sorulara ilişkin olarak da insan istihbaratının önemli olduğunu, bu nedenle mevcut istihbarat teşkillerinin yapısının gözden geçirilmesi, görev ve sorumluluklarının net olarak yeniden belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi. İstihbarat birimlerindeki bilgilerin güncellenmesi gerektiğini ifade eden Özel, "MİT Müsteşarlığı koordinatörlüğündeki müşterek istihbarat koordinasyon merkezi faaliyetlerini sürdürmeli ve bu merkez güçlendirilmelidir. Bilgi verme konusunda vatandaşımıza güven duygusu aşılanmalı, gizlilik prensibine gayret edilmeli, en önemli haber kaynağının vatandaşlarımız olduğu unutulmamalıdır. Ancak yanlış iddia ve ihbarda bulunan kişilere de gerekli hukuki müeyyide uygulanmalıdır" önerilerinde bulundu. Özel, örgütün ortaya çıkış nedenine ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi: "FETÖ ve benzeri illegal yapılar hakkında açık kaynaklarda belirtilen hususlar dışında bilgi sahibi olmadığımı samimiyetle ifade etmek isterim. Ancak geçmişten günümüze kadarki icraatı düşünüldüğünde, FETÖ'nün ve destekleyicilerinin nihai hedefinin devleti ele geçirme olduğu açık ve net olarak görülmektedir. Hain darbe girişiminin en önemli hedefinin, TSK içinde kendilerini çok iyi gizleyen, uyuyan hain hücrelerin, ihanet çetelerinin, vatan-millet düşmanlarının, insani duygulardan arınmış asker kılıklı ancak asker diyemeyeceğimiz kişilerin yönlendirilmesi ile demokratik usullerle ulaşamadıkları hedeflerine antidemokratik yolu kullanarak devletimizi her yönden istikrarsızlığa ve ülkemizi kaosa sürüklemek ve anayasal düzeni güç kullanarak değiştirmek olduğunu düşünüyorum."