Erdoğan: 5 Mart'ta Putin, Macron ve Merkel ile buluşacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib konusunu görüşmek üzere 5 Mart'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile buluşacaklarını açıkladı.

Eklenme Tarihi: 22 Şub 2020
4 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Erdoğan: 5 Mart'ta Putin, Macron ve Merkel ile buluşacağız

Erdoğan, Bergama ilçesinde halka hitap etti.

Tam 40 yıldır millete hizmetkar olmanın şerefini yaşadıklarını belirten Erdoğan, 18 senedir bütün Türkiye'ye azimle, aşkla hizmet götürdüklerini dile getirdi.

"Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde yılgınlığa kapılmadık. İnsanımızın inancına meşrebine mezhebine hayat tarzına göre ayrım yapmadık Hangi görüşte olursa olsun insanları baştacı yaptık. Türkiye kardeşlikle büyüdü demokrasiyle güçlendi, özgürlüklerle ilerledi" diyen Erdoğan, "Sadece ekonomide değil, ulaşımdan sağlığa, tarımdan turizme her alanda ülkemiz destan yazdı. Bizden önce yaklaşık 80 yılda yapılan hizmetlerin katbekat fazlasını 18 seneye sığdırmayı başardık" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Bergama'nın bunlara şahit olduğunu dile getirerek, "Dış politikada, her akşam televizyon ekranlarında dünyada neler oluyor, neler bitiyor bunları zaten izliyorsunuz. Bunları izlerken de bazı gerçekleri görüyorsunuz. Bundan 20-30 yıl, 40 yıl önce nasıl bir Türkiye vardı, şimdi nasıl bir Türkiye var, bunları görüyorsunuz. Yani el etek öpen değil, batılı liderler karşısında el pençe divan duran değil, masaya oturup onlarla beraber ülkelerimizin menfaatini konuşan bir lideriniz var. Sözü dinlenen, pasaportu itibar gören, her adımı dikkatle takip edilen bir ülke konumuna geldik." diye konuştu.

'Teröristleri inlerine tıkıyoruz'

Savunma sanayisinde yerlilik oranını yüzde 20'den yüzde 70'lerin üzerine çıkardıklarına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amerika'ya 'bize insansız hava aracı verin' dediğimiz zaman bize ne dediler biliyor musunuz? 'Kongreden geçiremedik.' Şimdi ne oldu? İnsansız hava aracımızı yapıyor muyuz? Zaten silahlı insansız hava aracını hiç vermiyorlardı. Şimdi silahlı insansız hava aracımızı da yapıyor muyuz? Bitmedi, şimdi onun bir daha üzerine gittik. İnşallah yakında o da test edildi, başarıldı, Akıncı devreye giriyor. Bütün bunlarla beraber Cudi Dağı'nda, Gabar'da, Bestler deresinde bu teröristleri ne yapıyoruz, inlerine tıkıyoruz, inlerine. Eğer içeride bugün teröristler kaçacak delik arıyorlarsa bundan. Eğer bu imkanlarımız olmasaydı bunu başaramazdık. Şimdi ne oldu? Şimdi yerli olarak, milli olarak güçlüyüz, daha sağlamız ve her geçen gün daha ileri gidiyoruz."

Türkiye'nin savunma sanayinde yılda 3-4 milyar dolar ihracat yaptığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi biz artık tankımızı da üretiyoruz, zırhlı taşıyıcılarımızı da üretiyoruz. Bay Kemal konuşuyor. Bay Kemal kafayı Sakarya'ya takmış. Sakarya'nın evladı, Arifiye'deki tank fabrikasının ne işe yaradığını çok iyi biliyor. Biz Arifiye'deki tank fabrikasını satmadık, tam aksine sürekli olarak yenilenemeyen, eski teknolojiye mahkum kalan Arifiye'deki tank fabrikası bir defa BMC denilen -ki İzmir'dedir bu fabrika- şimdi bunun Sakarya'da Katar ve Türk şirketleri ortaklaşa olarak yenisini kuruyorlar. İşte bu arada da Arifiye'deki tank fabrikasını da yine BMC, Katarlılarla ortaklaşa buraya 50 milyon dolar yatırım yapmak suretiyle burayı yeniliyorlar, röleve ediyorlar. Böylece inşallah tanklarımızın yenilenmesi, tamiri, bakımı, üretimi orada ve bütün bu zırhlı taşıyıcılar yine Karasu'da Sakarya'da üretimi yapılacak. Aynen şu anda İzmir'deki BMC'de neler üretiliyorsa Sakarya'daki Karasu'da o üretilecek. Ama yalan Bay Kemal'de bol. Akşam yalan, sabah yalan. Onun için bizim tabii yalanda onunla baş etmemiz mümkün değil."

'Kılıçdaroğlu gelmedi, bayağı üzüldüm'

Bugün Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu'nun açılışını yaptıklarını anımsatan Erdoğan, "İzmir milletvekili olduğu için dedim belki gelir. Onu (Kılıçdaroğlu) da davet ettim. Gelmedi. Bayağı üzüldüm. Üzüldüm, onu da aramızda görmek isterdim ama gelmedi. Kendi bilir." diye konuştu.

Erdoğan, Bergama ilçesinde vatandaşlara hitabında, bugün dünyanın en büyük savunma şirketleri içerisinde 5 Türk firmasının bulunduğuna dikkati çekti. "Ekonomiyle ilgili kararlarımızı alırken de terörle mücadeleyi yürütürken de kimseden icazet almıyoruz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapıp uyguladıklarını vurguladı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

- Bir dönem PKK'lı canilerin cirit attığı bölgelerde şimdi huzur, barış, istikrar var. İnşallah aynı sükunet ortamını 4 milyon insanın yaşadığı İdlib'de de tesis edeceğiz. Bay Kemal diyor ki 'Ne işiniz var orada?' Bay Kemal, 'Partim Atatürk'ün partisidir.' diyorsun, değil mi? Şu anda Atatürk senin bu söylediklerini duyuyor. Misak-ı Milli denilen bir tarihimiz var, değil mi? Sağ olsaydı Misakımilli ile bunun 'Ne işiniz var orada?' dediği yerlerde kim olacaktı? Biz olacaktık ama bunun kafası basmaz. Bu bir defa başında olduğu partinin geçmişini bile bilmez. O kadar bu işlerden geri. Bu, biliyorsunuz kasetle gelmedi mi, kasetle geldi. 'Aday değilim.' dedi, ertesi gün bir kaset, kasetle beraber bir de baktık ki CHP'nin başına geçmiş.

'İdlib meselesi en az Afrin, Barış Pınarı Harekatı bölgesi kadar önemlidir'

- Bizim açımızdan İdlib meselesi en az Afrin kadar, Barış Pınarı Harekatı bölgesi kadar önemlidir. Bu konudaki kararlılığımızı dün akşam Sayın Putin'e de açıkça ifade ettim. Dün öğlen Sayın Merkel'e, Sayın Macron'a da ifade ettim. Bundan sonraki süreçte 5 Mart'ta tekrar bir araya geleceğiz, tekrar bu konuları konuşacağız. İnşallah bu meselede de ülkemizin ve Suriyeli kardeşlerimizin çıkarlarına en uygun neticeyi elde edeceğiz.

- Tarihi şanlı zaferlerle dolu milletimize en güzel şekilde hizmet etmek için gece gündüz koşturuyoruz. Biz sizlere efendi olmaya, hizmetkar olmaya geldik. Biz bütün hizmetleri yaparken bakıyorsunuz CHP hala eski CHP. Teknoloji ilerliyor, ülke ilerliyor, Türkiye gelişiyor ancak CHP yerinde sayıyor. Yıllarca CHP'li belediyeler çöple, çamurla, çukurla anılırdı. Bugün de aynı şekilde anılıyor. CHP'li belediyeler senelerce yasaklarla, yolsuzluklarla, işçi kıyımlarıyla gündeme gelirdi. Bugün de yine bunlarla gündeme geliyor. Aradan geçen onca zamana rağmen CHP'li belediyeler hizmet ve eserleriyle değil, Yalova'daki gibi rüşvet ve yolsuzluk düzenleriyle haber konusu oldu. Rüşvet ve yolsuzluk ile gündem oluyorlar. Bunlar rant ve rezidans düzenlerini sürdürmenin peşindeler. CHP'nin başındaki zat grup kürsüsünden yaptığımız davete rağmen bugün buraya gelemedi. Niye, gelecek yüzü yok da onun için.