Türkiye ile ABD arasında Rahip Brunson krizi sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden ABD'ye yüklendi. Dolar kurunun 15 Temmuz öncesi 2.8 lira olduğunu hatırlatan Erdoğan, bugün 6 lirayı geçmesinin bir izahı olmadığını açıkladı.
ABD'nin rahip Brunson için verdiği süre bugün saat 18:00'de bitiyor. Verilen süreye saatler kala Trabzon'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni ittifaklara yönelecekleri mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin YPG'ye olan desteğini hatırlatırken "Biz her şeyi hukuk dili içerisinde götürelim istedik." şeklinde konuştu. Rahip Brunson'ın terör örgütleriyle ilişkileri olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı, "Ben yaptım oldu mantığıyla böyle bir şey olamaz." dedi.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları:
Milletimizin iradesini sandıkta yönlendiremeyenler, her dönemde farklı araçlarla üzerimize geldiler. Provokasyonla, darbeyle yapamadıklarını, şimdi parayla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Buna açık ifadeyle ekonomik savaş derler.
Ülkemizde döviz kurunun 15 Temmuz öncesi bulunduğu 2.8 lira seviyesinden bugün 6 lirayı geçmesinin ne ekonomik ne de mantıklı bir izahı vardır.
Bunun adı ekonomik savaş
Türkiye bundan 20 yıl önce Asya ülkelerinde yaşandığı gibi bir finans kriziyle mi karşı karşıya? Hayır. Türkiye bundan 10 yıl önce Amerika ve İngiltere’de de olduğu gibi bir Mortgage kriziyle mi karşı karşıya? Hayır. Türkiye Yunanistan’ın 6-7 yıl önce ilan ettiği gibi resmi bir iflas mı yaşadı? Hayır. Ama buna rağmen kredi kuruluşları bak, onu yükseltiyorlar. Niye? Dedim ya ekonomik savaş.
Siyasi kararlar üretimde, ihracatta, turizm ve ticarette bir daralma mı söz konusu? Hayır. Peki öyleyse kopan bunca fırtınanın sebebi nedir? Ekonomik hiçbir sebebi yok. Peki bu işin bir adı var mıdır? Evet vardır. Bunun adı Türkiye’ye operasyon çekmektir. Operasyonun amacı da ülkemizin savunma mekanizmalarını etkisiz hale getirerek Türkiye’yi finanstan başlayıp siyasete kadar varan tüm alanlarda teslim almaktadır. Türkiye’ye ve Türk milletine diz çöktürmektir.
İşte buradan Trabzon’dan ilan ediyorum. Oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz.
Sadece şunu bilmelerini istiyorum. Teslim olmayacağız. Üretmeye devam edeceğiz. İhracatımızı arttırmaya devam edeceğiz. İstihdamımızı genişletmeye devam edeceğiz. Fabrikalarımızın çarklarını işletmeye devam edeceğiz. Rekor büyüme oranlarıyla hedeflerimize yürümeye devam edeceğiz. Siz dolarla üzerimize gelirseniz, biz de başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız.
Şimdi meydanda turistleri gördüm. Kardeşlerim, siz zaten misafirperversiniz. Onlara misafirperverliğinizi daha da artırarak devam ettirin. Çünkü onlar size birileri dolar kaçırırken, onlar size dolar getiriyor.
Birileri kapıları kapatır, Mevla’m başka kapılar açar. Ve sevgili gençler, kulakları vardır duymazlar. Dilleri vardır, hakkı konuşamazlar. Kalpleri mühürlüdür. Bunu bileceğiz.
Bu konuda çok önemli mesafeler kat ettik. Türk milleti kendisine tokat atana öteki yüzünü dönecek bir halk değildir. Biz gördüğümüz dostluklar karşısında ne kadar kadirşinas isek maruz kaldığımız düşmanlıkların cevabını misliyle verecek kadar şedîd bir milletiz.
81 milyonluk bir ülkeyle stratejik ortaklığını yarım asrı geçen müttefikliğini terör örgütleriyle olan ilişkilerine feda edene sadece güle güle ederiz. Ya ben senin stratejik ortağınım, seninle Afganistan’da Somali’de, Bosna’da beraberdim. Ve şu anda Kabil’de havalimanını biz koruyoruz. Böyle müşterek stratejik bir ortağına kalkıp da PYD, YPG gibi terör örgütlerini sahiplenerek bir kenara nasıl koyarsın?
5000 tır silahı Kuzey Suriye’ye taşıyorsun. 2000 kargo uçağı silah yüklü, mühimmat yüklü, Kuzey Suriye’ye getiriyorsun ve terör örgütlerine teslim ediyorsun. Bunları bize karşı kullandırtıyorsun.
Rahip Brunson için Türkiye'yi feda ediyorsun
Bu da yetmiyor, kalkıp terör örgütleriyle ilişkisi olan bir papaz için 81 milyonluk Türkiye’yi feda etmeye kalkıyorsun. Kusura bakma, gereği neyse bir hukuk devleti olarak biz onu yaparız.
Kalkıp da talimatla Türkiye’ye boyun eğdiremezsiniz. Ve biz bugüne kadar her şeyi hukuk içerisinde götürelim istedik. Ama gördük ki hukuk dilinden anlamıyorlar. Başka bir dilden anlıyorlar. Biz o dilleri de konuşmasını biliriz. Eğer hukuk diline varsanız biz varız, hukuk diline yoksanız kusura bakmayın. Biz hukuk diliyle konuşmaya devam ederiz.
Tüm dünyaya ticaret savaşı açan ve buna ülkemizi de dahil edene cevabımızı yeni pazarlara, yeni işbirliklerine, yeni ittifaklara yönelerek veririz. Şurada hale bak, demir-çelikte vergileri arttırıyor, vergi koyuyor vs. Ya biz dünya ticaret örgütünün bir üyesiyiz. Dünya Ticaret Örgütü’nün kuralları içerisinde böyle bir şey yok.
Ben yaptım oldu mantığıyla böyle bir şey olamaz.