Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Erdoğan’ın açıklamasından satır başları şöyle:
“Ramazan Bayramı’nın sevincini milletimizle paylaştıktan hemen sonra seçim gününe kadar kesintisiz devam edecek il ziyaretlerimiz başlayacak.
Önümüzdeki sınırlı vaktin el verdiği ölçüde mümkün olan en fazla ili ziyaret ederek vatandaşlarımızla kucaklaşmayı hedefliyoruz.
Depremzede kardeşlerim; seçim süreci sebebiyle değişen gündemin sizlerin yaşadığı şehirlerdeki durumu, yapılan yardım ve destek çalışmalarını unutturmasına asla izin vermeyeceğiz.
Birileri kendi hevesleri, hırsları, giderek artan tehdit, şımarıkları arasında gidedursun, bizim kalbimizde, elimizde hep deprem bölgesi olacaktır.
Kalıcı konutlarımızın inşasına inşallah bir yıl içinde bitecek şekilde hızla devam ediyoruz, edeceğiz. Hiçbir hizmeti eksik bırakman deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın hayatlarının normale dönmesini sağlayacak faaliyetleri yöneteceğiz.
Ülkemizin 11 şehrinin gözü yaşlı iken diğer yerlerin vur patlasın çal oynasın aymazlığına düşmesine gönlümüz razı gelmez. Birileri unutsa da geri plana itse de biz böyle bir yanlışın içinde olamayız.
Acıların paylaştıkça azalacağı, yüklerin paylaştıkça hafifleyeceği inancıyla 85 milyon bir ve beraber olarak mücadele edeceğiz.
Diğer yandan deprem bölgesini ayağa kaldıracak çalışmalar yaparken Türkiye Yüzyılı vizyonumuzdan da geri adım atmayacağız.
Pazartesi günü Togg yöneticileri misafirimiz olacak. Yapamazsınız, fabrikası yok, üretim yok dedikleri, atmadıkları çamur bırakmadıkları Togg, 177 binin üzerinde ön sipariş aldı. Pazartesi günü aracımızı teslim alacağız.
Arife günü Karadeniz gazının tesise getirilmesi törenini yaparken milletimize müjdelerimiz olacak. İki bayramı bir arada yaşayacağız.
Elektrikte tüm abone gruplarında nisan ayından itibaren yüzde 15 indirime gidiyoruz.
Sanayicilerin kullandığı ve konut aboneliğine göre oldukça yüksek kalan doğalgaz tarifesinde yüzde 20 indirim yapıyoruz.
Madencilere güzel bir haberimiz var. Kamuya ve özel sektöre ait ocaklarda görev yapan 10 bin madencimiz deprem bölgesinde çalışarak milletimizin gönlünü kazandı. Türkiye Taş Kömürü Kurumuna bin yeni madenci alarak hem şükranımızı ifade edeceğiz hem de üretime artırarak ekonomiye katkı sağlayacağız.
Diğer alanlarda da atacağımız adımlar bulunuyor. Ankara-Sivas Hızlı Tren hattında sefer başlama heyecanını yaşayacağız. Adam Sivaslı ama Sivas’a hızlı trene ne gerek var diyor. Bu adam Altılı Masa’nın içinde. Bir zamanlar Altılı Masa’nın başında olanlar bununla ilgili ağır ağır laflar ediyorlardı, şimdi kol kola yola devam ediyorlar.
Güvenlik korucularına da müjdemiz olacak. Emekli maaşlarının alt sınırını 7 bin 500 liraya yükselten düzenlemeden önceki uygulamaya göre emekli oldukları için aylıkları düşük kalan yaklaşık 42 bin güvenlik korucumuzun da istifade etmesini sağlıyoruz.
Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini de 2 bin liraya çıkardık. Çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere hiçbir kesimi enflasyona ezdirmeme sözünü yerine getiriyoruz. İstisnasız her kesimi refahını artırma yanında hak ve özgürlüklerine kavuşturan, ayrımcılığı ortadan kaldıran, herkesi bağrına basan biz olduk. Bu yaklaşımı birileri gibi maske kullanmak amacı ile değil, doğruluğuna ve hakkaniyetine inandığımız için yaptık.
Seçimden zaferle çıktıktan sonra da eser ve hizmet şölenimize, demokrasimizi güçlendirme reformlarımıza devam edeceğiz.
4 cumhurbaşkanı adayı bulunuyor. Türk demokrasisinin gücünü ve olgunluk seviyesini gösteren bu gelişmenin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Biz milletimizin basiretine, ferasetine güveniyoruz.
Milletimizin bugüne kadar girdiğimiz seçimlerin tamamında olduğu gibi 14 Mayıs’ta da en doğru kararı vereceğine inanıyoruz. İnşallah milletin iradesi yine galip gelecek.
Bizzat kendi ifadeleriyle ‘bir kumar masası olan’, birbirlerine pusu kuran, kavgadan, istikrarsızlıktan başka vaatleri olmayan yedili koalisyon kesin bir yenilgiye uğrayıp siyasi mevta olacaktır.
Seçim dönemini, deprem felaketi sebebiyle derinden sarsılan acısına hürmeten uhulet ve suhuletle geçirmeyi planlıyoruz. Cumhur İttifakı olarak 6 Şubat’tan beri ortaya koyduğumuz vakur tavır, duruşumuzun en güzel örneği. Mitinglerimizde yüksek sesli müzik kullanmayacağız. Muhalefetin aymaz, umursamaz tavrına rağmen biz kendi hassasiyetimizden taviz vermeyeceğiz. Siyasetin dilini ve iklimini zehirleyerek çıkar sağlama peşinde koşanlara itibar etmeyeceğiz, eleştirilerimizi dillendireceğiz, hadsizlik varsa cevabı vereceğiz. İftira furyasının gerçekleri örtmesine göz yummayacağız. Her platformda doğruları konuşmaktan, hakikati haykırmaktan çekinmeyeceğiz. Ne partimizin ne ittifakımızın ne milletimizin hakkını yedirmeyeceğiz. İnancımızın ve kültürümüzün gereği olan asaletimiz koruyacağız. Muhataplarımızın bizi kendi çukurlarına çekmesine meydan vermeyeceğiz. Dik duracağız ama diklenmeyeceğiz. Biz muhabbetin, kardeşliğin dili ile konuşacağız.
Muhalefetten tutamayacağı sözleri vererek, yalan dozunu artırarak milletimizin siyaset kurumuna olan güvenini sarsmamasını istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçiminin, yardımcılıklarının, milletvekillerinin, bakanlıklarının, ‘Ne vereyim abime’, seç beğen al mantığı ile dağıtıldığı bir işporta tezgahına döndürülmesinden rahatsızız. Seçimlerde ittifak haktır ama devletin yönetim kademelerini ayağa düşürmek, at pazarlığına çevirmek pespayeliktir. Terör örgütlerini koltuklarının altına alan siyaset anlayışını reddediyoruz. Siyasi cambazlıklarla terör örgütlerinin meşrulaştırılmaya çalıştırılmasını kabul etmiyoruz. PKK ile FETÖ ile karanlık mahfillerle yürünen yolun hayra çıkması mümkün değildir.
Ana muhalefetin başındaki zat, terör örgütün nasıl tanımlıyor, arkadaşları nasıl tanımlıyor… Yavru muhalefet nasıl tanımlıyor… Biz bunları seçime kadar milletimize tek tek anlatacağız. Başka çare yok. Anlatalım ki vatandaşımız bazı gerçeklerin farkına varsınlar. Hiçbir siyasi parti terör örgütleri ile arasındaki mesafeyi net olarak belirlemeden meşruiyet tartışmasını aşamaz. Meclis’te temsil edildiği halde, meşruiyeti üzerindeki gölgeyi kaldıramamış bir parti zaten var. Bu partiyi terör örgütü ile arasında mesafe koymaya davet etmesi gereken CHP’nin, kendisiyle aynı istikamete yönelmesi demokrasi adına endişe verici. PKK terör örgütünün parlamentodaki uzantısını gidip parlamentodaki yerinde ziyaret eden ana muhalefet partisi değil mi? Şu anda onlarla gizli kapılar arkasında acaba neleri görüştü, nelerin pazarlığını yaptı?
Biz devlet ve hükûmet olarak terör meselesini suhuletle çözmek için yapılabilecek her şeyi yaptık. Terörle mücadeleyi taa Cudi’de, Tendürek’te en güçlü şekilde veren bizim iktidarımızdır. Onları oralarda mezara biz gömdük. Biz gereğini yaptık onlara karşı. Bütün bunlara rağmen ana muhalefetin başı, ‘Demirtaş’ın suçu yok, çıkaracağız’ diyor. Diyarbakır’da 251 yavrumuzun ölümüne neden olan bu değil mi? Onların orada ölümüne sebep olan ve hukuk devletin olan ülkemizin bunu içeri alması karşısında sen nasıl böyle birini dışarı çıkarmaktan yana adım atarsın?
Benim milletimin üzerindeki sorumluluk çok büyük. 14 Mayıs bu bakımdan büyük önem arz ediyor. Bizim tüm samimi gayretlerimize karşılık, PKK terör örgütü ve Suriye’deki kolu tercihini silahtan, kandan, bölücülükten, çukur siyasetinden yana kullandı. Terörle mücadelede gittiğimiz konsept değişikliği ile tehditleri kaynağında yok etmeye başlayarak politikamızın gerisinde çözüm iradesi olduğunu gösterdik.
FETÖ terör örgütü de ihanetinin bedelini ödedi, ödüyor, ödeyecek. T.C. Devleti için bu meseleler artık kapanmıştır. Yurt dışına kaçan ya da cezaevinde yatan teröristleri şımartarak, kamudan tasfiye edilen terör örgütü mensuplarını cesaretlendirerek ülkemizi geriye götürmeye kimsenin gücü yetmez.
Sana söz baharlar gelecek diyenler bu zihniyetle ancak Kandil’e, Pensilvanya’ya ülkemize kin ve nefretle bakan kimi başkentlere bahar getirebilir. Bunların baharı da milletimiz için kara kıştan beterdir. Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bilmekle birlikte biz ikazımızı tekrar ifade ediyoruz.
Milletimizin 14 Mayıs’ta da en isabetli kararı vereceğinden şüphe duymuyoruz.
AK Parti, hep takip eden değil, örnek alınan bir parti oldu. Hükûmetlerimiz döneminde de hayatın her alanında böyle gelmiş böyle gider düzenini biz kökten değiştirdik.
85 milyonun tamamına bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı olduğunu hissettirdik; milletle devleti yeniden biz kucaklaştırdık. Kişi başına milli geliri 10 bin 650 dolara çıkardık, bu daha da tırmanacak; önümüzdeki seçimler bu imtihanın karar noktası olacaktır. Önümüzdeki seçimler bu imtihanın karar noktası olacaktır.