Erdoğan, ASO 2. Organize Sanayi Bölgesi 26 Yeni Fabrika ve Altyapıların Açılış Töreni’nde şöyle konuştu:
-Yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen refahı artırmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bu fabrikaların tamamı salgın sürecinde yatırımlarını tamamlayarak faaliyete geçmiştir. Birçok ülkede ticaretin durma noktasına geldiği bir dönemde Türk iş dünyası yatırımlarına hız vermiştir. Esasen bu üretim tesisleri ülkemizin gücü ve potansiyelinin yanında sürekli yandık, bittik diyenlere verilmiş en güzel cevaptır. Türkiye, ekonomide, üretimde, tarımda, ticarette başarı çıtasını her geçen gün yukarı taşımaktadır.
“TÜRKİYE, SİYASET, DEMOKRASİ, DİPLOMASİ YANINDA EKONOMİDE DE KÖKLÜ BİR DÖNÜŞÜM GEÇİRİYOR”
-Türkiye, siyaset, demokrasi, diplomasi yanında ekonomide de köklü bir dönüşüm geçiriyor. Ekonomimiz uzun yıllar sonra kendi mecrasını kendi gücüyle buluyor. Tüm temel veriler Türk ekonomisinde yaşanan bu tarihi değişimi ortaya koyuyor. Dünya ekonomisinin yüzde 3 küçüldüğü, küresel ticaretin yüzde 10 daraldığı ortamda biz büyüme kaydettik.
-G20’de ikinci sırada yer aldık. 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7’lik büyüme yakaladık. İkinci çeyreği de ciddi büyümeyle kapatacağız. Haziran ayı itibariyle sanayi üretimi çeyreksel bazda yüzde 41, yıllık bazda yüzde 24 artış gösterdi. İhracatta ise yılın ilk yarısını rekorla kapattık. Temmuz’da ihracatımız 16.4 milyar dolara ulaştı. Ocak-Temmuz ihracatı ise yüzde 35 artışla 121.4 milyar dolara yükseldi. 12 aylık ihracatımız ise 201.5 milyar dolara yükselerek Cumhuriyet tarihinin zirvesine çıktı. Böylece ihracatta ilk defa 200 milyar doları aşmış olduk. Tüm bu rakamların detayına indiğimizde şu gerçeği görüyoruz. Türk ekonomisi talep, üretim ve ihracat açısından dengeli bir çizgide ilerleyen günden güne bir girişim ekonomisine dönüşüyor.
“TÜRKİYE ÜRETİM VE İHRACATTA DÜNYADA ARTIK YENİ BİR LİGE YÜKSELİYOR”
-Tüm bu rakamların detayına indiğimizde şu gerçeği çok daha iyi görüyoruz. Türk ekonomisi, talep, üretim ve ihracat açısında dengeli bir çizgide ilerleyerek günden güne bir girişim ekonomisine dönüşüyor. Ülkemizin geleceği bakımından bu değişimi en az savunma sanayiinde elde ettiğimiz tarihi başarılar kadar önemsiyoruz. Türkiye bir taraftan ayağına vurulan prangaları parçalarken üretim ve ihracatta dünyada artık yeni bir lige yükseliyor.
“ATILIM VE ŞAHLANIŞ DÖNEMİNE GİRDİĞİNİ İSPATLAMIŞ OLDU”
-Geçtiğimiz hafta açıklanan haziran ayı işsizlik rakamlarında işsizlik rekor düşüşle yüzde 10,6’ya geriledi. Türk ekonomisi toparlanma sürecini geride bırakarak atılım ve şahlanış dönemine girdiğini ispatlamış oldu.Bu gerçeği uzun süredir ülkemize tarafgir davranan yabancı kuruşlar da kabullenmeye başladı.
-Uluslarası yatırımcıların Türk piyasalarına yönelik ilgilerinin de arttığına şahit oluyoruz. Turizm sektörümüzdeki canlanma yaşadığımız yangın felaketine rağmen devam ediyor.
-Küresel ölçekte iddiaları bulunan bir ülke olarak elbette güçlü ve istikrarlı ekonomik büyüme hedefimizden asla taviz vermiyoruz. Bunu yaparken başkaları gibi alınterini sömürmeyi, tabiatı tahrip etmeyi de kesinlikle hoş göremeyiz. Ülkemizi kalkındırırken, üretimimizi artırırken, bunu çevreye duyarlı bir anlayışla yapmamız gerekiyor. Çevreye zarar veren her teknolojiyi hayatımızı ne kadar kolaylaştırırsa kolaylaştırsın, namlusunu insana dönmüş silahtan başka bir şey değildir.
-İçinde bulunduğumuz ekosistemi tahrip eden her adımın sonu felakettir. Bunun için vahşi büyüme yerine her alanda merhametli büyüme prensibini gözetmemiz gerektiğine inanıyorum.