Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi tarafından yayımlanan '2021-2023 Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi'nde yer alan değerlendirmesinde, Türkiye'nin, geniş üretim imkanları, kalifiye iş gücü, stratejik konumu, modern lojistik altyapısı ve her ihtiyaca cevap verebilecek teşvik paketleriyle uluslararası doğrudan yatırımcılar nezdinde ciddi bir cazibe merkezi olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin, 4 saatlik uçuş mesafesiyle 1,3 milyarlık nüfusa ve 26 trilyon dolarlık devasa bir pazara erişim imkanı sunduğuna dikkati çeken Erdoğan, ülkenin bu ticari avantajlarının yanında enerji kaynaklarının doğu-batı hattında, Avrupa ülkelerine taşınmasında en güvenilir rotalardan biri olduğunu vurguladı.
Erdoğan, Türkiye’nin hızlı ekonomik büyümesinin, son 19 yılda satın alma gücü artan bir orta sınıfın ortaya çıkmasını sağladığına işaret ederek, "Her biri 1 milyonu aşan nüfusa sahip 24'ün üzerindeki şehrimiz, ülkemizin gelişen iç pazarını destekliyor. Yaş ortalaması 32,7 olan genç ve dinamik nüfusumuzla, çokuluslu şirketler için büyüyen bir yerel talep altyapısı sağlıyoruz. Avrupa Birliği üyesi ülkelerle kıyaslandığında en genç nüfusa sahip ülke olan Türkiye, kalifiye mühendis sayısında da dünya genelinde üst sıralarda yer alıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin bu özel konumunu son 19 yıldır kesintisiz olarak yürüttükleri reform süreciyle daha da güçlendirdiklerinin altını çizen Erdoğan, özel sektörün gelişimine imkan sunan, özel sektörün önünü açan, yatırımcı dostu bir ortam oluşturduklarını ifade etti.
Erdoğan, 2003 yılında, uluslararası doğrudan yatırımlar için güvence sağlayan özel bir kanunu hayata geçirdiklerini hatırlatarak, birçok ülkeyle karşılıklı yatırımları koruma ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının yürürlükte olduğunu aktardı.
Türkiye'nin 2003 yılından beri yaklaşık 225 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım çekmeyi başardığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye’yi tercih eden şirketler zamanla yatırımlarını artırmış, ülkemizi bir üretim, ihracat ve yönetim merkezi olarak konumlandırmıştır. Bundan sonraki süreçte de hem mevcut yatırımcılarla hem de yeni gelecek olan müteşebbislerle el ele verip, Türkiye’nin ekonomik gelişimini ve yatırım ortamını iyileştirmekte kararlıyız. Bu amaçla Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimizin koordinasyonunda ilgili tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla iş birliği halinde ülkemizin uluslararası doğrudan yatırımlar stratejisini hazırladık. 'Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi', ekonomimizin ihtiyaç duyduğu alanlarda katma değerli yatırımları ülkemize kazandırmak için bir yol haritası niteliğinde olacaktır. Bu strateji belgesinin temel hedefi, 11’inci Kalkınma Planı ile uyumlu olarak, küresel doğrudan yatırımlardaki pazar payımızı 2023 yılı itibarıyla yüzde 1,5’e çıkarmaktır. Yine bu belgeyle ülkemizin merkezi konumunu koruyarak nitelikli istihdam sağlayan, bilgi yoğun ve katma değeri yüksek yatırımlardaki payını artırmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda 11 adet strateji ve 72 adet eylem tasarladık. Bu strateji belgesi hazırlanırken, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte değişen ekonomik şartları ve ülkemize sunduğu fırsatları da dikkate aldık. Türkiye’ye yatırım yapmayı planlayan uluslararası girişimciler için bir rehber olacağına inandığım bu belgenin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenleri tebrik ediyorum."