Erdoğan–Bahçeli… Aradaki makas kapanınca çözüm tamamdır

Mustafa Karaalioğlu Yazdı...

Eklenme Tarihi: 06 Oca 2025
3 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 06 Oca 2025
Erdoğan–Bahçeli… Aradaki makas kapanınca çözüm tamamdır

MHP Lideri Bahçeli, en baştan çıtayı en yukarıyla koymakla kimilerine göre çözümü imkansızlaştırıyordu. Bırakın MHP gibi bir partiyi, AK Parti dahil hiçbir partinin teklif dahi edemeyeceği bir şeyi önermek sarsıcıydı. Öcalan’ın hapisten çıkıp özgür kalmasını, Meclis’e gelip konuşmasının DEM bile teklif edemezdi.

Çözümün sabotajı şöyle dursun, tam aksine süreç son derece pozitif gelişti. Ama doğal olarak kafalar karıştı… Kafası en çok karışan da asla böyle bir teklif beklemeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Cumhurbaşkanı hem şaşırdı, hem siyasi olarak bunu yönetmenin zorluğunu düşündü, hem de yeniden seçilme yolunda böyle bir şeyin büyük bir risk olduğunu hissetti. Günlerce sessiz kalması ve hatta bugünü kadar bu şok edici teklif konusunda tek kelam etmemesi şaşkınlık ve kararsızlığının göstergesidir. Ne var ki Bahçeli durmadı. Zerre miktar geri adım atmamakla birlikte, sürecin ilerlemesi için baskı yaparken İmralı ziyaretine sonuna kadar sahip çıkarak başlattığı girişime kol kanat germeye devam etti. Selamlar, tebessümler, kapıda karşılamalar ve kapıdan uğurlamalarla heyetin kendisini ziyaretinden çıkacak hiçbir sembolü heba etmemesine bakınız.

Burada bir hatırlatma yapalım… Bahçeli, “Öcalan, Meclis’e gelip DEM Grubunda PKK’nın lağvedilmesi çağrısını yapsın gerekirse umut hakkından yararlansın” dediği gün Erdoğan’a da mealen şunu söylüyordu: Ben çözüme engel değilim aksine yolu sonuna kadar açıyorum. Sürecin nasıl ve hangi takvimle yürüyeceği kararları sende…

Cumhurbaşkanı ise, bu çağrıya reaksiyon olarak önce hızla kayyum atama kararları alarak seçmene Öcalan konusunda Bahçeli gibi düşünmediğini eski Erdoğan olduğunu göstermeyi denedi. Partisinin toplantısında Bahçeli’ye övgü üzerine övgü yağdırmayı da ihmal etmedi ama kamuoyu önünde Öcalan affı bahsine yaklaşmamaya özen gösterdi.

Gelin görün ki Bahçeli’nin ısrarının itiraz edilemez olduğunu da bildiği için sürecin ilerlemesine de yol verdi. DEM heyetini İmralı’ya göndererek cinin şişeden çıktığını onayladı. Cin şişeden çıktı ve bu saatten sonra başarısızlıkla tamamlanacak bir süreç iktidar için imaj ve oy kaybına yol açabilir. Çözüm olursa oy geleceğinin garantisi yok ama olmazsa problem…

Erdoğan bir yandan teknik boyutuyla sürecin ilerlemesine izin verirken, öte yandan hala PKK’yı hedef alan ağır sözlerle seçmene mesaj vermeye devam ediyor. Önceki güç sarfettiği şu sözler gibi: “Terör örgütü için üçüncü yol yok. Ya silah gömecekler ya da o silahlarla gömülecekler…”

Bu ve benzerini bundan sonra da duyacağımız sözlerle Cumhurbaşkanı bir kanaat oluşturmaya çalışıyor. Şunu… Öcalan’ın affedilmesi bir pazarlık, acizlik veya taviz sonucu değildir. Bir dizi bölgesel gelişmeye bağlı olarak, bu devletin lütfudur ve bunu yapıyorsa devletin bildiği bir şey vardır!

Erdoğan’la Bahçeli arasındaki yöntem farkı makası bir şekilde kapanması gerekiyordu, böyle böyle yavaşça kapanacak. İki lider, ayrı yollardan yürüyüp aynı noktaya gelecekler. Büyük bir aksilik olmazsa çözüm olacak ve bunun karşılığında da Öcalan’a bir umut verilecek. Nasıl verileceği ve hangi sürede verileceği de iktidarın işi… Yolunu yöntemini işin içindeki kurumlar bulacak.

Makas artık daha hızlı kapanabilir çünkü artık teknik prosedürler devreye girecek ve iktidar kaçınılmaz olarak daha fazla karar almak zorunda kalacak. İktidar kanadında alınan her karar yine kaçınılmaz olarak iki lider arasındaki tutum farkını azaltacak ve sonunda tamamen bitirecek. Kürt meselesinde çözümün tamamlandığı gün de o gün olacak.