Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
'DİL DEVRİMİ ALTINDA DAMARLARIMIZ KESİLMİŞTİR'
Osmanlı Türkçesi'nin okullarımızda öğretilmesini önemli görüyorum. Dil devrimi adı altında Türkçemiz, tatsız tuzsuz, ruhsuz, renksiz kelimelerin tasallutuna sokularak milletimizin kadim medeniyetiyle arasındaki bağ zayıflatılmaya hatta koparılmaya çalışılmıştır. Yani bizim aslında damarlarımız kesilmiştir.
'EVLER BİLE KAFEHOUSE OLDU, BÖYLE ŞEY OLUR MU?'
İnternet kafe, kafe… Bizim kıraathanemize ne oldu? Şimdi evler bile adeta 'kafehouse' oldu. Böyle şey olur mu? Bu konuda arzu ettiğim hassasiyeti göremediğimi belirtmek durumundayım. El birliğiyle bu meselenin üstesinden geleceğiz.
'EY AVRUPA PARLAMENTOSU, HANGİ YÜKÜ ALDIN DA BUNU SÖYLÜYORSUN?'
-Zeytin Dalı Harekatı'nın başlangıcından bu yana 3525 terörist etkisiz hale getirildi.
-Avrupa Parlamentosu'nda Afrin ile alakalı olarak harekatı durdurmamız istenecekmiş. Genişlemeden sorumlu bayan var bir tane, böyle bir arzuda bulunmış. Boşuna heveslenmeyin, işimiz bitmedikçe oradan çıkmayacağız. Bunu bilesiniz, Türkiye şamar oğlanı değildir. Kendi iradesini kullanabilmektedir.
-Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'ye söyleyeceği hiçbir söz yoktur. 3.5 milyon Suriyeli bizim ülkemizde yaşamaktadır. Ey Avrupa Parlamentosu, sen burada benden hangi yükü aldın da bunu söyleyebiliyorsun. Bu sözler bizim bir kulağımızdan girer diğerinden çıkar.
-Artık her şey an meselesi, bu iş bitiyor, bitecek, az kaldı. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarına verilen destek, milletimizin gerektiğinde yedi düvele meydan okumaktan asla geri durmayacağının da işaretidir.