AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Kabine Toplantısı sona erdi.
Ana gündem maddesini ekonomide yaşananlar ve döviz kurlarındaki yükselişin oluşturduğu toplantıya ilişkin Erdoğan açıklama yaptı.
Erdoğan, "Bu yıl lisans burs ve kredileri üniversites öğrencilerinde 850 liraya yüksek lisans öğrencilerden 1700 liraya doktora öğrencilerinde 2500 liraya çıkarıyoruz." dedi.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
Türkiye Afrika ortaklığında yeni bir döneme girdiğimize inanıyorum.
2022 BÜTÇESİ
Cumhurbaşkanlığı adına Fuat Oktay'ın nezaret ettiği görüşmeler, toplamda 385 saati aşkın sürmüştür. Gelecek projeksiyonlarımızı oluşturan 2023 vizyonumuzu da içeren bütçemiz yenilikçi ve çevreci unsurları içermektedir.
2022 bütçemiz geçen yıla göre yüzde 30 arttı. Buna göre, faiz dışı açık 38 milyar lira olarak hesap edilmektedir.
Türkiye geçtiğimiz 19 yılda yüzde 5.1'lik büyüme göstermişti. 2009 yılında yaşadığımız yüzde 4'lük küçülme dışında her dönem ekonomimizi büyüttük. Salgında herkes küçülürken; biz yüzde 1.8 oranında büyüdük.
Tüm dünyada her alanda önemi ile gerçekten herkese dudak ısırtatacak adımları attık. Bu süreçte hangi engellerle karşılaştığımız milletimiz biliyor. Vesayetten, darbe girişimlerine hepsini aşarak bugünlere geldik.
Ekonominin rasyonel işleyişi ile alakası olmayan sıkıntılar hepimizin canını yakıyor. İnancı ve vatanı için hayatını ortaya koyan bir millet olarak bu konjonktürel sıkıntıları aşacak güce sahibiniz.
Stokçuluk ve fahiş fiyatla milletimizin hayatını zorlaştıranlarla ilgili bakanlığımız ve ilgili kurumlarımız harekete geçmiştir.
Yeni asgari ücretin bir kez daha ülkemize, milletimize, çalışanlarımıza ve iş verenlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Önümüzdeki günlerde hayata geçireceğimiz ekonomik tedbirleri ifade etmek istiyorum:
Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan firmalar Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur verilecek
Bulunan altınların finansal sisteme dahil edilerek piyasa paydaşları ile yeni araçlar geliştirilecektir.
Hedeflerimiz doğrultusunda azimle yolumuza devam edeceğiz. Bu vesile ile bir müjdede memurlarıma vermek istiyorum. Memurlarımızı bu kapsama alarak ücretlerini arttırıyoruz.
Ekonomi programımıza yönelik eleştirileri dinliyoruz. Kurdaki dalgalanmadan canını yandığı için söylenen vatandaşımızı anlıyoruz. Bununla birlikte Türkiye'nin ekonomide hak ettiği yere gelmesinin önüne çelme takanlara müsaade etmiyoruz. Geçmişte gazete ilanları ile hükümet devirip hükümet kurmayı alışkanlık haline getirenlerin, bilimsel kurallara dönelim diyenlerin karın ağrısını gayet iyi biliyoruz.
Türkiye'nin serbest piyasa ekonomisinden en ufak bir geri adım atmaya niyeti yoktur. Bunca zamandır faizlerin yükseltilmesinden başka çözüm sunmayanların Türkiye ve dünyayı okuyamadıklarını anlamamaları. ABD'ye baksınlar, Avrupa'ya baksınlar, Çin'e baksınlar, Hindistan'a baksınlar onların faiz programları nasıl gidiyor onu görecekler.
'ENFLASYON BİRKAÇ AYA DÜŞECEK'
Biz şu anda faizdeki indirimle birlikte bir kaç ay sonra enflasyon nasıl düşmeye başlayacak bunu hep birlikte yaşayacağız.
Dünya ekonomisini oluşturan küresel güçler, tarihin en büyük kavgasını veriyor. ABD, AB, Çin ve Japonya Merkez Bankaları'nın politikaları istihdamı korumakla odaklı ilerlemektedir.
Hükümetlerimiz döneminde yaptığımız fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere 120 trilyon doları geçen borç batağında yüzerken; Türkiye'ye faizleri yükseltmeyi dayatmak mantıksızdır.
ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI: "2023'Ü BEKLEYECEKSİNİZ"
Sevgili milletim biz sizi seviyoruz. Bize inanın. Bugüne kadar inandınız 19 yıl boyunca Türkiye'nin nereden nereye geldiğini biliyorsunuz. Dünyadaki para bolluğu önce maliyeti sonra fiyatları arttırmaya başladı. ABD ve Avrupa tarihlerinde görmedikleri enflasyon rakamları ile karşılaşmaktadır. Hiç bir yerde Türkiye için dedikleri gibi faizi enflasyonun üzerine çıkarmıyor.
Geldiğimizde IMF'deki borcumuz neydi şimdi ne? Bay Kemal nereden aldık bu borç yükünü, sizlerden aldık.
Buradan sesleniyorum bütün yatırımcılarımız, bütün kamu bankalarımız onların emrindedir. Ama kamu bankasında kredi alıp başka yere yatırıp buradan kar elde etmek isteyenlerin alnını karışlarız. TUSKON, TÜSİAD hadi gidin yatırımlarınızı yapın bakalım. Biz önünüzde miyiz yoksa destekçi miyiz?
Körfez sermaye başta olmak üzere yatırım ve finans işbirlikleri yapıyoruz.
Türkiye burada, Türkiye çökmedi ya. Ey TÜSİAD, bak Türkiye nerede? Siz hala bu iktidarını nasıl indiririz bunu hesabını yapıyorsunuz? Utanmadan Bay Kemal ile erken seçim tartışmaları yapıyorsunuz? Bunlar rüyadır rüya Haziran 2023'ü bekleyeceksiniz.
Antalya G20'de bu kardeşinize bütün liderler, siz bu PPP ile ne yaptınız, bunu bize anlatın? Ve orada biz tüm liderlere yap işlet devreti anlattım. Para hazır gelmiyor, kaynak üreteceksiniz. Bu şehir hastanelerinin niye yapılmasını istemiyorlar? İstemiyorlar çünkü benim vatandaşımız modern hastanelere kavuşmasın. Biz bunları yaptık, hala yapmaya devam ediyoruz.
Kurdaki dalgalanmadaki belirsizlik, ülkemizin gerçek görünümünü yansıtmıyor. Yastık altındaki dövizi saymıyoruz bile. Aslında ülkemizde döviz kıtlığı değil, döviz bolluğu var. Halihazırda böyle bir süreç yaşıyoruz. Döviz alımına yönelik psikolojik yönelim ortadan kalktığında bu bolluğun sonuçları elde etmeye başlayacağız.
Bu yoldan dönüş yok. İşte görüyorsunuz, yatırımlar artıyor. Parası olan herkesi yatırıma davet ediyoruz. Her alanda istihdamı güçlü şekilde destekliyoruz. Fabrikalarımız harıl harıl çalışıyor. İhracatımız artıyor. Milletime sesleniyorum: araçlarınızla Anadolu'ya giderken; herhalde otobandaki tırları görüyorsunuz değil mi? Bunlar ne taşıyor? Bunların hepsi ihraç ürünlerini taşıyor. Yollarımız tırlarla dolu. Geçmişte tenhaydı bu yollar.
Cari açığımız azalıyor. Kamu maliyemiz gücünü koruyor. Bankacalık sektörümüz sapasağlam. Ülkemizi asırlardır bir cendereye hapse edenler; tarihi tekerrür ettiremeyecekler.
Cumhuriyet tarihinde ilk defa bizim dönemimizde 20 yıl süren kalkınma hamlesi yaşandı. Bu işler, seçime yakın zamanda olmaz diyerek aba altında sopa olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin bugün hamle yapmazsa yarım ya da çeyrek asırlık kayıp yaşayacağını ya bilmiyor ya da bilmek istemiyor.
Ülkemizin ve milletimiz çıkarları seçime kadar değil, 2053'e kadar devam etmemiz gerektiğini gösteriyor.