Semra Kuytul ve Rumeysa Sarısaçlı Hocahanım 5 Şubat Pazartesi günü bir söyleşi gerçekleştirdiler. Semra Kuytul Hocahanım kendisine yöneltilen “Alparslan Kuytul Hocaefendi kimdir bizlere biraz tanıtabilir misiniz?” sorusu üzerine Hocaefendi’nin hiç bilinmeyen ev halini anlattı.
Semra Kuytul Hocahanım’ın açıklaması;
İnsanların Arasında Olmaktan Mutlu Değil
Genelde insanlar, hocamızı ekranda heyecanlı, coşkulu, yeri geldiğinde sinirli, yeri geldiğinde duygulu izliyor. Normalde böyle değil, aslında kendi halinde, daha sessiz, hüzünlüdür. Evde bir mesele olamadığında saatlerce hiç konuşmamayı tercih eder. Hocamız Rabbiyle mutlu olmayı, tefekkür etmeyi, kitap okumayı daha çok seven bir insan.
Çocuklarla İlişkisi Çok Güzel
Çocuklarla çok güzel bir ilişkisi var. Çocuklar seviyor, saygı duyuyor, çekiniyor, hocamız onları oynatıyor, omuzunda gezdiriyor, haberlerde çok ciddi bir konu izlerken dahi çocuklar tepesinden inmiyor. Davanın ağırlığından dolayı çocuklarıyla arasına mesafe girmesini istemiyor. Onlara belli hatıralar bırakmak istiyor.
Hatta bu baskın olmadan önceki geceydi sanırım, kızımız Besra oyun oynamak istedi, bana geldi, “işim var” dedim. Ablası “hayır” dedi, abisi “oynayamam” dedi. Herkesi dolaştı, kimse oynamadı. 01:00’e doğru Hocaefendi geldi, tatil olunca çocuklar da geç yatıyor, ben kendi kendime “bu çocuk sabahtan beri oynayacak birini arıyor, hiçbirimiz de oynamadık” diye hayıflandım. Hocaefendi dayanamadı, “madem bu kadar çok istiyorsun, gel hadi oynayalım” dedi. “Madem sen arkadaş bulamamışsın, ben sana arkadaş olayım, oynayalım” dedi. Böyle düşünceli bir yani var. İnce düşünmeye çalışıyor. Bunu, onu tanıyan herkes, bilir.
Zühd İçerisinde Yaşamaya Çalışan Biri
Kendi eşyalarında yaşam tarzında çok sadelik olan bir insan. Çok kelimesi bile az kalıyor. Zühd içerisinde yaşamaya çalışan biri. Kendisine yeni bir şey almaz, mevcut olan şeyi de çok temiz kullanır. Bir gömleği ne kadar uzun süre kullanabilirse o kadar uzun kullanır. Lazım değilse, bir liraysa bile israftır, diye bakar. Rabbimizin kızacağını düşünür. Allah israf edenleri sevmez, diyor Rabbimiz. Yani sevilmeyen biri olmak istemiyor. Bunu içselleştirmiş biri.