"Eğer işler biraz daha kötüye gider kur daha da yukarıya giderse bu defa fabrikalar borçlarını ödeyemeyecek, onlar kredilerini ödeyemediği için bankalar sıkıntıya düşecek onu ödemek için onlar mallarını, mülklerini satmaya başlayacaklar" diyen Durmuş Yılmaz, "Yabancılar gelir fabrikaları alır ya da Türkiye'de elinde parası olan bir kesim, diğer kesimin malını alır, dolayısıyla Türkiye'de servet yer değiştirir" ifadesini kullandı. Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan'a konuşan Durmuş Yılmaz'ın açıklamalarının bir kısmı şöyle:
‘MERKEZ BANKASI'NIN ELİNİ SERBEST BIRAKIN'
Bütün bu söylenenlerin hepsi sebep değil bunlar birer sonuç. Soruyu şöyle sormaları lazım. 'Niye Türkiye'de insanlar… Sokaktaki vatandaş, sanayici değil, iş adamı değil, tüccar değil vs… değil —içlerinde bunlar da var ama- niye 90 milyar küsur dolarlık tasarruf biriktiriyor?' Neden Türk lirası olarak biriktirmiyor? Üzerinde kendi devletinin Merkez Bankası'nın Başkanı'nın imzası olan, Bakanlar Kurulu'nun imzası olan parasına güvenmiyor da yabancının parasına güveniyor? Sorulması gereken soru bu. Vatandaş güvenmiyor çünkü devlet vatandaşının cebine koyduğu paranın satın alma gücünü bugün itibariyle yılda ortalama yüzde 7 ile 10 arasında aşındırıyor. Senenin başında cebinize koyduğunuz 100 lira ortalamada 92 liraya, 90 liraya düşüyor. 30 yıl, 35 yıl uzun yüksek 70'li- 80'li enflasyon ile yaşadık.
Şu anda bu hafızalar taze. İnsanlar en küçük bir çalkantıda- o nesil halen yaşıyor olduğu için- o hafıza canlanıyor kafasında ve korkuyor gidiyor dövize yöneliyor. Dolayısıyla biz enflasyonla mücadelede başarılı olamadığımız için paramızın itibarını sağlayamadığımız için vatandaş altına ve dövize yöneliyor. Kendini bir bakıma koruma altına alıyor. Burada yapılması gereken şey, hiç böyle uzatmaya gerek yok. Millete çıkıp denilse ki; 'biz itibarımız olan ulusal paramızın satın alma gücünü, değerini koruyamadık, koruyamıyoruz.' Evet, 10 yıl 15 yıl öncesine göre daha başarılıyız. Yüzde 70, 80 enflasyonlardan bugün tek haneliye düştük. Hâlâ da fiyat istikrarını sağlayamadık o nedenle vatandaşın hafızasında o eski günler canlı. En küçük bir çalkantıda korkuyor dövize yöneliyor. Bu söylense, 'biz bunun için gerekeni yapacağız bunun için de Merkez Bankasının elini serbest bırakacağız' deseler bence iş daha çok yoluna girer. ‘DÖVİZİNİZİ SATIP ALTINA YATIRDIĞINIZDA EKONOMİYE BUNUN HİÇBİR FAYDASI OLMAZ ÇÜNKÜ ALTINLA DOLAR YER DEĞİŞTİRİYOR'
(Vatandaş döviz bürolarına koşunca ekonomiyi kurtarır mı?)Hayır, ekonomiyi kurtarmaz. Türkiye'de şu anda bir hesaba göre 5 bin ton, bir hesaba göre 3 bin 500 ton yastık altında altın var. Cumhurbaşkanımız çağırıyor; 'altına dönün' diyor. Zaten altın Türkiye'de insanların TL kazançları ile alındı. Ekonominin can damarında, kılcal damarlarında dolaşan likidite Türk Lirası, onunla altın aldı. Cumhurbaşkanımız diyor ki; 'Türk lirası ile satın aldığınız ve de bankacılık sisteminde olsun veya yastık altında olsun dövizlerinizi bankaya götürün satın veya bunun yerine altın alın'. Türk Lirası kısmı ekonomiye likidite katar burası doğru. Fakat dövizinizi satıp altına yatırdığınızda ekonomiye bunun hiçbir faydası olmaz çünkü altınla dolar yer değiştiriyor. Zaten altını biz dolarla satın alıyoruz dışarıdan ithal ediyoruz. Sorunuzun cevabı; bunun ekonomiye hiçbir faydası olmaz. Kesin olarak Türkiye'de dövizi olanlar bir daha dövize dönmemek üzere giderler dövizlerini TL'ye karşılık satarlar o TL'leri de bankaya mevduat olarak koyarlar ise ve altını alanlar da bu altını yurtdışına satıp onun karşılığında döviz alıp ekonomiyi tamamen tasarrufları parasal hale getirirlerse faydası olur. Yoksa önce Türk lirası ile altın aldın veya Türk lirası ile önce döviz aldın şimdi dövizini satıyorsun karşılığında Türk lirası alıyorsun dolayısıyla iki varlık yer değiştiriyor. Bu TL kısmı birazcık çalışır ama öbür tarafının çalışması bunun mümkün değil. Onun bazı da döviz. ‘TÜRK MALLARININ FİYATI, FABRİKALARININ FİYATI KELEPİR OLABİLİR, UCUZA DÜŞEBİLİR' Eğer işler biraz daha kötüye gider kur daha da yukarıya giderse bu defa fabrikalar borçlarını ödeyemeyecek, onlar kredilerini ödeyemediği için bankalar sıkıntıya düşecek onu ödemek için onlar mallarını, mülklerini satmaya başlayacaklar. Bunun sonucunda tabii işsizlik artacak zaten işsizlik mayıstan bu tarafa artıyor. En önemlisi de Türkiye'de sermaye el değiştirebilir. Yani yabancılar buraya gelebilir. Türk mallarının fiyatı, fabrikalarının fiyatı kelepir olabilir, ucuza düşebilir. Öyle olur zaten kriz dönemlerinde. Yabancılar gelir fabrikaları alır ya da Türkiye'de elinde parası olan bir kesim, diğer kesimin malını alır, dolayısıyla Türkiye'de servet yer değiştirir. (Yani yabancıların eline kaptırabiliriz servetimizi?) Tabii yani dediğim gibi borçlar ödenemediği zaman. Yani şu anda bizim hâlâ akıllı davranırsak alabileceğimiz önlemler var. En önemlisi de bu söylemlerimizi daha rasyonel hale getirmek suretiyle topluma, piyasaya güven verebiliriz. Eğer bu haliyle devam eder, kur daha da yukarıya gider borçlar ödenemezse o zaman sanayici sıkıntıya düşer, tüketici sıkıntıya girer, borçlar ödenemez hale gelir. Böyle bir ortamda bu zaten servetler, varlıklar kelepir hale dönüşür. 2001 krizinde olan bu. Yabancılar geldiler, ucuzladı Türk malları. Türkiye'den banka satın aldılar, fabrika satın aldılar. Durum bu.
‘YARIN SABAH CUMHURBAŞKANIMIZIN VEYA ABD BAŞKANININ NE SÖYLEYECEĞİNİ KESTİREMİYORUM'
(Döviz kuru ne olur?) Onu bilmem, kimse de bilmiyor onu söyleyeyim. Eğer birisi derse ki ben bu işi biliyorum, ben onun bildiğine de inanmıyorum. O kadar çok faktör var ki; ben yarın sabah Cumhurbaşkanımızın veya Başbakanımızın çıkıp ne söyleyeceğini veya ABD Başkanının ne söyleyeceğini kestiremiyorum, bilemiyorum. Şu olur demek yanlış. Böyle diyene de itibar etmem. Ancak bir yön bildirebiliriz. Yön; Türkiye'de döviz kurunun eğer bu ortam bu şekilde içerideki döviz pozisyon açığı, jeopolitik durum, ABD'deki yeni yönetimin ekonomi politikaları sonucunda faiz artırması vs. dikkate alındığında Türk Lirası değer kaybetmeye devam edebilir diyorum.