1. Gülümseyin:
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Mü’min kardeşine tebessüm etmen sadakadır.” (Tirmizî, Birr, 36.)
Konuşmaya başlamadan önce, gülümseyin! Bu, herhangi bir konuşmaya pozitif başlayabilmek için ve geçmişten kalan ve hala mevcut olabilecek kötü duyguları silmek için hemen etki eden bir unsurdur. Gülümsemek, gülümseyeni de, karşıdakini de neşelendirir.
2. Ses tonuna ve şiddetine dikkat edin:
Sesinin tonundan ve de şiddetinden haberiniz olsun. Sesinin tonu, ilişki kurmanızı veya ilişkiyi bitirmenizi sağlar. Sesinizdeki hoşa gitmeyen/istenmeyen bir şiddet, insanları soğutabilir ve iletişim kurmak için yaptığınız çabaları beyhude kılabilir.
“Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman, 19)
3. Konuşmaya İslami selamlaşma ile başlayın:
Karşınızdaki müslümanı tanıyın ya da tanımayın, ‘Esselamu aleykum’ şeklinde selam vermeniz önerilir. Bu, nefreti defedecek ve de aranızda sevgi bağları kuracaktır.
“İmrân İbni Husayn radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve: – es–Selâmü aleyküm, dedi. Hz. Peygamber onun selâmına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem: – “On sevap kazandı” buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da: – es–Selâmü aleyküm ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selâmın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Hz. Peygamber: – “Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve: – es–Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Hz. Peygamber o kişiye de selâmının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Efendimiz: – “Otuz sevap kazandı” buyurdular.” (Ebû Dâvûd, Edeb 132; Tirmizî, İsti’zân 2.)
Kendinizi selamın tamamını söylemeye alıştırın ve birine her selam verişinizde otuz sevap kazanın!
4. Tokalaşın:
Selamlaşırken bir de tokalaşın. (Eğer mahrem birini veya hemcinsini selamlıyorsanız)
“İki müslüman karşılaştıklarında el sıkışırlarsa, birbirlerinden ayrılmadan önce günahları bağışlanır.” (Ebû Dâvûd, Edeb 143.)
5. Hal hatır sorun:
Hayatlarının nasıl gittiğini, sağlık ve afiyetlerinin nasıl olduğunu ve aile ve arkadaşlarını sorun. Önemsendiklerini ve sevildiklerini hissedeceklerdir.
6. İnsanların hepsinin aynı olmadığını hatırlayın:
İletişim kurarken, insanların karakterlerinin farklı farklı olduğunu göz önünde bulundurun. Yaşlarını, içinde bulundukları durumları, mizaçlarını ve diğer etkenleri dikkate alın.
7. Her fırsatta öğretin:
Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her fırsatta iyiliği emreder ve kötülüğü men ederdi.
Eğer herhangi bir zamanda, düzeltmek amacıyla bir şey söylemen gerekirse, bunu nazik bir şekilde yapın.
8. Dilinizin musibetlerinden kaçının:
İnsanlar toplanıp birbirleriye konuşmaya başlayınca genelde bu, dille bağlantılı çeşitli günahlara düşmeye yönlendiriyor. Örnek olarak, bilinçsizce Allah hakkında konuşmak, iftira, yalan, küçük düşürme veya küfür. Bu alışkanlıklar, mükafatlarımızı ve hayatımızdaki bereketi alıp götüren büyük günahlardır. Bir şey söylerken, bunlardan herhangi birine teşkil etmeyeceğinden emin olmayı alışkanlık haline getirin. Ve de şaka yaparken, şakalarınız doğru olsun (yalan olmasın).
“Kul, Allah’ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onun derecesini yüceltir. Yine bir kul, Allah’ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar.” (Buhârî, Rikak 23.)
9. Az ve öz konuşun:
Kompleks bir dilden ve karmaşık terimlerden kaçının. Onun yerine, anlaşılmak için çabalayın ve veciz kelime ve cümleler kullanın.
“Ben, diğer peygamberler üzerine altı şeyle üstün kılındım: 1- Bana, Cevâmiu’l-kelim (=az sözle çok şey söyleme) verildi. …” (Sahih Müslim)
O (sallallahu aleyhi ve sellem), duru konuşur ve insanların kolayca anlamasını sağlardı. Hatta bazen üç kere tekrarlardı.
10. Tartışmalardan uzak durun:
Hoş insanlarla iyi geçinmek kolaydır. Ama gerçekte, bu dünyada o insanlar dışında, daha fazlası da var. Tüm çabalarınıza rağmen, o kadar hoş olmayan insanlara karşılaşacaksınız. Anlaşmazlıklara ve tartışmalara girmemeye çalışın.
“Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 46)
Eğer çoktan bir anlaşmazlık içinde olduğunuzu farkederseniz, mantıklı olun ve hangisi daha iyi karar verin. Allah (c.c.) der ki: “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.” (Fussilet, 34)
Eğer tartışmanın olumlu bir yere gidemeyeceğini düşünüyorsanız, sinirlenmeden önce durun. Gülümseyin ve uzlaşmak için elinden gelenin en iyisini yapın.
Ebu Hureyre radiyallahu anhtan rivayet edildiğine göre, bir adam Nebi sallallahu aleyhi veselleme (gelerek): – Bana öğüt ver, dedi. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemde ona: – Kızma! Buyurdu. Adam dileğini bir kaç kez tekrar etti. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem de (her defasında ısrarla) – Kızma! Buyurdu. (Buhari, Edeb 76; Tirmizî, Birr 73)
11. Selam vererek bitirin:
Ayrılmadan önce gülümseyin, tokalaşın ve insanları içtenlikle selamlayın.
12. Yazı ileyse, Allah’ın adıyla başlayın:
Eğer yazarak konuşuyorsanız, yukarıdaki maddelere ek olarak, konuşmaya ‘Bismillahirrahmanirrahim’ (Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla) ile başlamanız makbuldür. Bu, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) tarafından krallara, liderlere ve kabilelere mektup gönderirken defalarca yapılmıştır.