Sanayi, tarım ve teknoloji alanlarında üretimi olan ülkeler, uygulanan politikalar ile ekonomik denge kurmakta zorlanmıyorlar. Reel ve nominal faizler, enflasyon, kur dalgalanmaları, borçlanma, risk primi… Doktrinler ve temel ekonomi öğretilerinde çok sayıda kafa karıştıran kavram var. Ancak faiz ve kur arasındaki ilişki ve tartışmalar aslında basit şekilde anlaşılabilir.
Merkez Bankası’nın 21 Ekim 2021’de faizi %18’en %16’ya düşürmesi, zaten yıl boyunca neredeyse her hafta rekor kıran doları bir anda arşa çıkardi, 9,48 TL seviyesini gördük. Peki neden, neden Türkiye’nin ekonomik politikaları, hayatımızın her köşesine sirayet eden kur farkını, vatandaşların hiç istemediği bir yönde etkiliyor.
Merkez Bankası piyasa faizini düşürürse, bankalar da mevduat faizini düşürür:
Daktilo 1984 Genel Yayın Yönetmeni ve Ekonomist Enes Özkan, “İnsanlar paralarının değerini enflasyona karşı korumak isterler, bunun için kullanabilecekleri çeşitli araçlar vardır. En yaygın kullanılan araç paranızı bir bankaya ödünç vermektir, buna da mevduat denir.” diyor. Kısaca cebinizdeki 100 TL’yi hesabınıza mevduat olarak yatırdığınız banka, bu paranızı kullanır, elde ettiği kâr ile size pay verir, yani faiz ödemesi yapar. Örneğin banka %19 faiz veriyorsa, 100 TL’niz bir ay sonucunda bu oranda artar.
NOT: Merkez Bankası’nın açıkladığı faiz oranına “piyasa faizi” denir. Bankalar, mevduatınıza ekleyecekleri faizin oranı için piyasa faizlerini baz alır.
Ticari bankalar, hesabınızdaki mevduata yapacakları faiz ödemesinin oranı için Merkez Bankası’ın açıkladığı piyasa faizlerine bağlıdır. Piyasa faizleri, tıpkı 21 Ekim’de olduğu gibi açıklanır, bankalar da yeni orana bakarak mevduat faizlerini belirler. Bu ilişki doğru orantılıdır. Merkez Bankası piyasa faizini düşürürse, bankalar da mevduat faizini düşürür. Hesabınızdaki paraya daha az miktarda faiz ödenir, faiz geliriniz düşer.
Mevduat faizi, enflasyon yüksek olduğunda düşerse insanlar parasını korumak için farklı yatırım araçları yoğun talep gösterir: Örneğin dolar gibi…
Bankalar 100 TL’nize ödediği faizi Merkez Bankası’nın kararı sebebi ile aşağıya çekince siz de paranızı farklı yöntemlerle değerlendirmek isteyebilirsiniz. Merkezi ekonomilerde, yani karar vericilerin kurumlar ve kişiler olduğu durumlarda en çok tercih edilen alternatif araç döviz yatırımıdır. Dolar başta olmak üzere altın ve diğer değerli dövizler tercih edilebilir. Enes Özkan, “Böyle bir durumda Türkiye’de en çok kullanılan araç da dolardı” diyor ve ekliyor:
“İthalat yaptığınız zaman bu ithalatın bedelini genelde dolarla ödersiniz. Elinizde hazırda dolar tutmanız, sizi uluslararası piyasalara entegre ediyor. Faiz düştüğünde parasını korumak isteyenler de dolar ediyor. Dolar talebi artınca doların da fiyatı yükseliyor”
TÜİK’in açıkladığı son enflasyon rakamı %19 ile Merkez Bankası’nın açıkladığı piyasa faizi oranının çok üzerinde. Bunun dışında Türkiye’de vatandaşlar tarafından hissedilen enflasyonun daha yüksek olması, TÜİK’in açıkladığı rakamlara ilişkin güveni düşürüyor.
Ayrıca TL’nin yabancı kurlar karşısındaki değer kaybı, dün 10 dolara yani 50 TL’ye ithal ettiğiniz hizmet, hammade ya da ürünü bugün yine 10 dolara ithal etseniz bile 100 TL ödemeniz ile sonuçlanıyor. Bu da ürünlerin raflardaki fiyatlarına yansıyor, alım gücü düşmeye başlıyor, sonuç olarak enflasyon artıyor.