Dün yazdığım konunun devamı... Robin Hood zenginden alıp fakire vererek bir başarı elde etmiştir. Zenginden alıp fakire vermek ve fakire de kendini sevdirmek çok kolay... Önemli olan fakirden alıp zengine vermek ve yine o fakirin de sevgi ve desteğini sağlamaktır. Bakınız bu çok ama çok büyük başarıdır. Hem de inanılmaz bir başarı.
O nedenle diyorum; AK Parti çok büyük başarı içindedir.
Hatta şunu da ekleyelim: Toplumdan toplanan vergi tutarı ve oranı artışına rağmen topluma sunulan hizmet kalitesi düşerken bunu başarmak da çok önemlidir.
Bir örneği sağlıktan verelim: Hazine garantili müteahhitlere verilen Şehir Hastaneleri sağlık bütçesini alaşağı etmiştir. Doktorlara “ücreti beğenmeyen gitsin” dedik ve bir çok kamu hastanesinde doktor açığı ortaya çıktı. En temel hizmetlerden olan sağlıkta durum gittikçe olumsuzlaşırken, Hazine garantili olan ama herkesin kullanamadığı köprüler ve yollar ile fakir desteği sağlanabiliyor. Bu tabloda çok ama çok büyük başarı gösteriyor.
Eser siyaseti aslında ülkede kalite çöküşü ortaya çıkartıyor. En temel kamu hizmet ve yatırımları aksarken, gösteriş içinde verimsiz ve savurgan yatırımlar yapılıyor. Ama bunun en ürkütücü tarafı şu olsa gerek: Köprüden, yolda geçemeyen ve o köprü ve yolun Hazine garantisini ödeyen alt gelir grubu bunu en fazla alkışlıyor.
***
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati şunları söylemiş: “Dövizi düşürmek için yüksek faiz artışı yapabilirdik. Ama o zaman üretim bundan olumsuz etkilenirdi. Biz bir yol ayrımına gittik. Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Yoksa enflasyonu düşürmek için çok sert tedbirler alabilirdik. Yüksek faiz artışı yapardık. O zaman üretim dururdu. Kur korumalı TL’ye geçerek bir yandan doları frenledik. Diğer yandan üretimi ve büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar. Çarklar dönüyor. Büyümeyi tercih ettiğimiz için büyüme rakamları iyi geliyor, büyüme istihdama da olumlu olarak yansıyor. Ama biz dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik gelirlerini arttırıcı düzenlemeler yapıyoruz. Böylece onları enflasyonun karşısında korumaya çalışıyoruz.”
Bu açıklamanın tek gerçek yanı var: Bu sistemde dar gelirliler hariç herkes kazandı.
Bir kere şu notu düşelim: Sayın Bakan belki haberi yoktur ama yine de belirtelim: Merkez Bankası suni şekilde faiz düşürdüğünde piyasa faizleri düşmedi. Kimse faiz düşürdük ve ekonomi canlandı diyemez. Tersine MB’nin suni faiz indirimi kur artışı ve risk artışı ile beraber piyasa kredi faizlerini yükseltmiştir. Hatta devletin borçlanma faizi bile yüzde 17-18’lerden yüzde 25-26’lara çıkmıştır.
Neyse...
Gelelim fakirlerin kaybına... Yani ücretlilere.
ISO-500 verilerine göre 2021 yılında çalışan başına ücret ve maaş geliri yüzde 26,3 artışla 11,500 lira olmuş.
SGK’ya beyan edilen ücretler düzeyi ise 2020 yılında 4.682 liradan 2021 yılında yüzde 20,4 artışla 5.635 liraya yükselmiş. Burada verdiğimiz ücretler brüt ücretlerdir.
Bu demektir ki büyük şirketlerde çalışanların maaşları biraz daha fazla artış göstermiştir.
SGK verileri bu yılın ilk çeyreğinde ücret artışının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 45,0 gerçekleştiğini gösteriyor. Enflasyonun yüzde 70’i geçtiği yerde ücret artışı oldukça geride kalmış.
Ben size şöyle bir örnek vereyim: TÜİK GSYH verisinde “Mevsim etkisinden arındırılmış cari fiyatlarla GSYH değeri” üzerinden “İşgücü Ödemeleri”ne bakıyoruz.
2016 yılı ilk çeyreğinde çalışan başına işgücü ödemesi 2.556 liradır. Bu tutar 2022 ilk çeyreğinde 7.487 liraya çıkmıştır. Bundan yaklaşık 6 yıl önce işgücü ödemeleri GSYH’dan yüzde 32,1 pay alıyordu; şimdi bu pay %24,6’ya indi.
İşgücü başına alınması gereken tutar bugün 9.780 lira olmalıydı. Yani her bir çalışan ortalama 2.300 lira gelirini kaybetmiş durumdadır. Ya da daha net ifade edelim: Ücretler yüzde 30,6 erimiştir.
***
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati aslında bir gerçeği ifade etmiş oldu: Türkiye 1970’lerdeki ucuz işçiliğe dayalı ÇİN MODELİNE geri dönmüştür.
Ortada Nass var vs hikaye. Ya da enflasyon sebep-faiz sonuç teorileri vs de birer örtü. Hedef ucuz işçiliğe dayalı yeni bir Türkiye yaratmaktı ve bu başarıldı.
Artık herkes birer ırgat olarak köle maaşına çalışacaktır. Kimse kalıcı zenginlik ve refah beklemesin. Sadece seçim için bir zam alırsınız, o kadar.