Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki;
‘Az yiyerek maddi mânevi hastalıklarınızı tedavi ediniz. Az yiyiniz sıhhat bulunuz’
Yine Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki;
"Kim karnını tıka basa doyurur ve sonra da uykuya yatarsa,o kimsenin kalbi katılaşır. Herşeyin bir sadakası vardır. Vücudun (bedenin) sadakası ise aç kalmaktır."
Hadisler ışığında da baktığımızda fazla yemek yemenin birçok zararı olduğu gibi en önemlisi kalbe ve maneviyata olan zararıdır.
Çoğu insanlar fazla yemenin bedelini, aşırı şişmanlıkla ve şişmanlığın beraberinde getirdiği hastalıklarla öderler. Kimileri de, ne kadar yerse yesin, hep zayıf kalır. Bunlar kendi durumlarının şişmanlardan daha iyi olduğunu zanneder. Ancak çoğu zaman onların durumu şişmanlarınkinden daha tehlikeli olabilir. Çünkü fazlalıklardan oluşan atıklar, ilaçlar, toksinler ve katkı maddeleri şişmanların vücudundaki yağlarda depolandığı için, organların tahrip olması kısmen de olsa önlenebilir. Ancak zayıfların, kan vasıtasıyla bütün vücutlarını dolaşan toksinler, ateş, öksürük, terleme, nezle, kusma, ishal, sivilce, çıban gibi yollarla dışarı atılırken, bu ağır işlemler hem organlarını yıpratır, hem de eklemlerde, kaslarda ve organlarda depolanarak, ağrıya, enfeksiyona, kistlere ve genetik değişimlere (mutasyonlara) sebep olur. Bu tip insanlar genelde sık hastalanan, sıkıntılı ve asabî insanlardır.