FETÖ lideri Fethullah Gülen, tam da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Washington’a ayak bastığı gün, ABD’nin en saygın gazetelerinden Washington Post’ta boy gösterdi.
Erdoğan, yarın ABD Başkanı Donald Trump’la Beyaz Saray’da bir araya geliyor. Görüşme ABD’nin YPG’ye silah yardımı kararının gölgesinde gerçekleşecek.
Gülen’in yazısı tam da Erdoğan’ın görüşme için ABD’ye gittiği gün yazıldı.
Gazetede ‘Artık tanımadığım Türkiye’ başlıklı yazıda Gülen, ”15 Temmuz’daki üzücü darbe teşebbüsünden bu yana, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan sistematik bir şekilde masum insanlara zulmediyor, onları tutuklatıyor, gözaltına aldırıyor, işten kovduruyor. Şu ana değin sadece benimle ilişkilendirilen dünya barışından başka gayesi olmayan Hizmet hareketi gönüllüleri değil, Alevilerden, Kürtlerden, laik ve sol kesimden, gazeteciler, akademisyenlerden 300 bini aşkın insanın hayatını alt üst etti” ifadelerini kullandı.
‘Hükümet masum insanlarla uğraştı’
Darbe girişiminin ardından yaşananları en şiddetli biçimde kınadığını ve olayla ilişkili olduğunu reddettiğini öne süren Gülen, Erdoğan’ın elinde hiçbir delil olmadığını iddia etti.
Ancak Gülen, darbe girişiminin ardından açılan pek çok davada bir numaralı şüpheli olarak gösteriliyor.
Darbe girişiminin ardından on binlerce kişinin gözaltına alındığı, tutuklandığı ve ihraç edildiği bilgisini veren Gülen, “Hükümet sadece Türkiye’deki masum insanlara zulmetmekle kalmadı, belki yıllardır ülkesine gelmeyen ama yurt dışında yaşayan masum insanlarla da uğraştı” diye yazdı.
‘Otoriterlikten korkuyorum’
Yazıda ‘partili cumhurbaşkanlığı’ referandumundaki ‘şaibe’ iddialarına da yer veren Gülen, “Erdoğan zaten demokratik bir ülkede emsali görülmeyecek şekilde bir devlet gücünü elinde tutuyordu. Referendum sonrası Türkiye’nin çok daha yoğun bir otoriterlik sürecine girmiş olmasından korkuyorum” dedi.
‘AKP başta demokrattı’
AKP 2002’de iktidara geldiğinde demokratik olduğunu ancak sonradan muhalif görüşlere yönelik baskıyı artırdığını yazan Gülen, “Erdoğan’ın masum insanlara bu ölçüde zulüm etmesi, sadece Türkiye’yi ilgilendiren basit bir iç mesele değildir. Sivil topluma, gazetecilere, akademisyenlere, Kürtlere yönelik bu olağanüstü baskı ülkenin uzun dönemdeki istikrarini da tehdit etmektedir. Türk toplumu zaten AKP rejimi süresinde görülmemiş şekilde kutuplaştı. Bir diktatörlük rejimi altında yönetilen Türkiye, şiddet taraftarı radikal gruplar için adeta bir cennet halini alır, Kürt vatandaşlarımızı çaresizliğe iter, ortadoğunun güvenliği açısından bir kabusa dönüşür” dedi.
‘NATO Türkiye’ye baskı yapmalı, yeni okul müfredatı hazırlanmalı’
Gülen, NATO’dan Türkiye’nin birliğin gerektirdiği demokratik normlara uymasını istemesi gerektiğini belirterek, yeni anayasa hazırlanmasını istedi.
Bunun yanında Gülen’in talepleri arasında yeni okul müfredatının hazırlanması da bulunuyor: “Okul müfredatları demokratik ve çoğulcu değerlere göre şekillenmeli, eleştirel düşünme yeteneğini teşvik edici olmalıdır.”
‘Dua etmeye devam ediyorum’
Yazı, şu ifadelerle son buldu: “Ancak, öncelikli olarak Erdoğan halkına baskı ve zulüm yapmayı kesmeli, herhangi bir soruşturma bile yürütmeksizin haklarını gasp ettiği ve kısıtladığı insanlara haklarını iade etmelidir. Ben muhtemelen Türkiye’nin örnek bir demokrasi oluşunu görecek kadar uzun yaşamayacağım ancak otoriterleşmeye giden bu eğilimin çok geç olmadan tersine dönmesi yönünde dua etmeye devam ediyorum.”