Iştiyye, Batı Şeria’nın Ramallah kentinde düzenlenen haftalık kabine toplantısında konuştu
Iştiyye, İsrail’in Gazze Şeridi’ni “yaşanamaz hale getirmeyi” hedeflediğine işaret ederek, “Saldırıların üçüncü ayına girdik, Gazze Şeridi’ndeki halkımız yerlerinden edilmiş durumda ve insanların tümü Refah kenti yönüne gitmeye mecbur bırakılıyor. İsrail, tehcir planını hala masada tutuyor.” dedi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY), Gazze Şeridi’ne yardım ulaştırmak için deniz koridoru kurulması yönünde teklif sunduğunu dile getiren Iştiyye, Gazze halkına mümkün olan en fazla yardımın ulaştırılması için çalıştıklarını kaydetti.
Iştiyye, GKRY’nin niyetini samimi bulmalarına rağmen, söz konusu gemilerin Filistinlilerin topraklarından çıkarılması amacıyla kullanılmasından endişe duyduklarını ve teklifi reddettiklerini belirtti.
Filistin Başbakanı Iştiyye, İsrail hükümetinden beklentilerini “Gazze Şeridi’ne geçişlerin Refah Sınır Kapısı ile sınırlandırılmaması ve tüm geçişlerin açık tutulması, ayrıca gıda ve ilaç yardımlarını taşıyan gemilerin mevcut limanı kullanması” olarak sıraladı.
Iştiyye, İsrail’e destek vererek katliamlarını sürdürmeye teşvik eden ülkeleri kınadı ve şunları kaydetti:
“İsrail askeri çözüm arıyor. Benimsediği bu yaklaşım ona barış getirmedi ve getirmeyecek. (İsrail) bazen askeri önlem ve çözüm, bazen ekonomik barış, bazen barış karşılığında barış, bazen de sükunet karşılığında para arar. Tüm bu stratejiler, başarısızlığını kanıtladı. Askeri müdahale de, ekonomi de, başka bir şey de barış getirmez. İsrail barış istiyorsa şimdiye kadar denemediği yolu denemeli ve topraklarımızı işgale son vermelidir. İsrail ancak topraklarımızı işgaline son verirse barış elde edebilir.”
ABD’nin İsrail saldırıları karşısındaki “kaotik” tutumuna da değinen Iştiyye, “ABD’nin kaotik, uluslararası alanda karışık ve İsrail yanlısı politikasını takip ediyoruz. Sivillerin öldürülmesine karşı olduğunu söylüyor ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin bu savaşı durdurma kararlarını engelliyor.” diye konuştu.
Filistin Başbakanı, ABD’nin bu politikasının uluslararası insancıl hukuk kurallarını hiçe sayan İsrail’e “koşulsuz destek” olduğunu vurguladı.