İsrail’de Netanyahu’nun partisi Likud milletvekilleri Kudüs’teki Han el-Ahmer köyünün yıkımı için hükümete baskı yapıyor. srail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud mensubu milletvekilleri, işgal altındaki Kudüs kırsalında yer alan, İsrail Yüksek Mahkemesinin hakkında yıkım kararı verdiği bedevi köyü Han el-Ahmer’e gitti.
Likud Partisi milletvekilleri Danny Danon ve Yuli Edelstein, işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde Yahudi yerleşimcilerin kurduğu “kaçak” yerleşim yerinin İsrail güçlerince tahliye edilmesine tepki olarak Filistinli bedevi köyü Han el-Ahmer’in yıkımı için hükümete baskıyı artırdı.
Danon, sabah saatlerinde gittikleri Han el-Ahmer köyünde basına yaptığı açıklamada, “hükümetin Yüksek Mahkemenin verdiği yıkım kararıyla ilgili adım atmasını güçlendirmek için köyü ziyaret ettiklerini” söyledi.
Edelstein de köyün tahliyesi ve yıkımı için Yüksek Mahkeme kararı dahil gerekli tüm izinlerin hazır olduğunu, dosyanın da “Başbakan ve Savunma Bakanı’nın önünde bulunduğunu” ifade etti.
Filistinlilerden köy halkına destekLikud milletvekillerinin bölgeye gitmesi üzerine yaklaşık 200 Filistinli de köy halkına destek için Han el-Ahmer’e geldi. Filistin bayrağı taşıyan grup, İsrail işgali aleyhinde sloganlar attı.
Han el-Ahmer halkına desteğe gelenler arasında yer alan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Üyesi Azzam Ahmed, burada yaptığı konuşmada, İsrail’in bölge halkını tahliye etme çabasının “başarısız” olacağını söyledi.
ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Filistinlilere “yerine getirmediği çok fazla söz vererek” bu durumdan sorumlu olduğunu dile getiren Ahmed, Washington yönetimine İsrail’in Han el-Ahmer’e yönelik girişimlerini durdurması için bilgi verdiklerini ifade etti.
Ahmed, ABD yönetiminden sözler değil “başkenti Doğu Kudüs olan 1967 öncesindeki sınırlara göre çizilmiş bağımsız bir Filistin devleti” istediklerini, Filistinlilerin tüm haklarını almaması durumunda bölgede güvenlik ve barışın olmayacağını kaydetti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada, “İsrailli bakanlar, milletvekilleri ve fanatik Yahudi yerleşimcilerin Han el-Ahmer köyünün yıkılması için yürüttükleri kışkırtıcı kampanyayı kınadığını” belirtti.
Tel Aviv yönetiminin Ölü Deniz’den Batı Kudüs’e kadar uzanan alanda Kudüs’ü çevresindeki Filistinlilerden yasa dışı Yahudi yerleşim yerleriyle ayırmayı amaçladığına işaret eden Filistin Dışişleri Bakanlığı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya baskı yapması için ABD ve Avrupa ülkelerini katı tutum sergilemeye davet etti.
İsrail’de aşırı sağ “kaçak” yerleşim biriminin yıkılmasına tepkiliİsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde Yahudi yerleşimcilerin kurduğu “Or Hayim” isimli İsrail nezdinde de yasa dışı kabul edilen yerleşim yerini tahliye etmişti.
Netanyahu kabinesindeki aşırı sağcı bakanlar, buna tepki olarak pazar günkü kabine toplantısını boykot etmişti.
Mahsa Emini Protestolarında Gözaltına Alınanlar Serbest Bırakılabilir Mahsa Emini Protestolarında Gözaltına Alınanlar Serbest Bırakılabilir Aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de Yahudi yerleşim yerinin tahliyesine karşılık, “Araplara ait daha fazla evin yıkılması” ve “Han el-Ahmer köyünün bir an önce boşaltılması” çağrısında bulunmuştu.
İsrail’in Han el-Ahmer’deki yıkım kararıİsrail Yüksek Mahkemesi, Mayıs 2018’de Han el-Ahmer bölgesinde yaklaşık 190 Filistinlinin yaşadığı derme çatma barakalar ile bölgedeki başka yerlerden gelen 170 öğrencinin eğitim gördüğü okulun yıkılmasına karar vermişti.
Hem uluslararası camiadan gelen tepkiler hem de Filistinlilerin direnişi nedeniyle İsrail güçleri yıkımı gerçekleştirememiş, İsrail mahkemesi de bölge sakinlerinin başvurusu üzerine yıkım kararını askıya almıştı.
İsrail Yüksek Mahkemesi 5 Eylül 2018’de ise Han el-Ahmer’deki yıkım kararına yapılan itirazı reddederek, bölgenin 7 gün içinde boşaltılmasına ve yıkımın başlatılmasına hükmetmişti.
Han el-Ahmer Filistinliler için direnişin sembolü haline gelirken 20 Ekim 2018’de köyün yıkımının ertelendiği duyurulmuştu.
İsrail Yüksek Mahkemesinin daha önce ertelediği Han el-Ahmer’in tahliyesiyle ilgili 1 Şubat’ta yeni bir duruşma düzenlemesi bekleniyor.
