Filistin’de Büyük Felaketin Yıl Dönümü: NEKBE

Filistin topraklarında siyonist işgalin ardından başlayan zulüm, katliam ve zorunlu göçün adı olarak bilinen "Büyük Felaket Nekbe"nin acısı ve hüznü, 74. yılında... Nekbe Günü ile ilgili tüm detaylar haberimizde...

Eklenme Tarihi: 15 May 2022
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Filistin’de Büyük Felaketin Yıl Dönümü: NEKBE

Nekbe günü nedir?

15 Mayıs 1948… Bu tarih, Filistin halkı için “Büyük Felaket”, diğer adıyla “Nekbe Günü”, İsrail için bağımsızlığını ilan, “halksız vatanda kurdukları devlet” demektir.

15 Mayıs 1948 tarihi, 20. asrın unutulmayacak günlerinden biridir. Zira ırkçı İsrail’in, bir milleti kendi doğduğu topraklardan, yaşadıkları kentlerden zorla ve katliamla çıkardığı, sürgün ettiği gündür. Bundan dolayı, bugün 'Felaket Günü' olarak kabul edilmiş, Filistin halkı bugünü 'Nekbe' olarak isimlendirmiştir.

Aslında 15 Mayıs 1948 tarihi, terör rejimi İsrail'in, bölge üzerindeki siyasetlerinde o tarihten itibaren kendini göstermekteydi.

‘Filistin’in Felaketi’ Olan Nekbe’nin Üzerinden Kaç Yıl Geçti?

Nekbe tam 74 yıldır dinmeyen bir acıyı ifade ediyor. Filistinliler bugüne "Büyük Felaket" anlamına gelen Nekbe ismini veriyor.

Nekbe, Tarihin 2. Asrın Öncesi

Nekbe'nin ilk tohumunun "Fransız General Napolyon Bonapart'ın fikriyle atıldığı, Balfour Deklarasyonu ile şekillendiği ve son olarak İsrail'in ilk başbakanı Ben Gurion tarafından somutlaştırıldığı" ifade ediliyor.

1799'de Fransız General Napolyon Bonaparte, Osmanlı yönetimindeki Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması fikrini ortaya atmıştır.

Birinci Siyonizm Kongresi İsviçre'nin Basel şehrinde toplanmış, 1896'da gazeteci Theodor Herzl, ''Der Judenstaat'' yani Yahudi Devleti adlı bir kitap yayınlamış, kongrede bu kitaptaki fikirler tartışılmıştır. Herzl, Viyana'da yaşayan bir Yahudi'ydi. Yahudiler'in kendi devletini kurmasını savunuyordu ve özellikle Avrupa'daki Yahudi düşmanlığına karşı bu fikri geliştirmişti.

Kongrenin sonunda, Basel Programı yayınlanmış, bu belgede, Filistin'de bir Yahudi vatanının kurulması ve Dünya Siyonizm Teşkilatı'nın bu amaca ulaşmak için faaliyete geçirilmesi öngörülmüştür. 1897'den önce, çok az sayıda Siyonist göçmen zaten bölgeye gelmeye başlamış, 1903'e kadar, bunların sayısı 25 bine ulaşmıştır. Çoğu Doğu Avrupa'dan gelmiş, bölgenin yarım milyona yakın Arap sakiniyle birlikte yaşamıştır. 1904 ila 1914 arasında, 40 bin kişilik ikinci göçmen dalgası gelmiştir.

1917'de, İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, Filistin'de Yahudi halkları için bir vatan kurulması sözü vermiş, bu vaat, Siyonistlerin önderlerinden Lord Rothschild'e gönderilen mektupta yer almıştır. Bu mektup Balfour Deklarasyonu olarak anılmaktadır.

1922'de İngiltere'nin düzenlediği bir nüfus sayımı Yahudilerin sayısının, Filistin'deki 750 binlik nüfusun yüzde 11'ine ulaştığını göstermiştir. Bundan sonraki 15 yılda 300 bin Yahudi daha gelmiş, Siyonistlerle Araplar arasındaki düşmanlık, Ağustos 1929'da kanlı çatışmalara dönüşmüştür. 133 Yahudi, Filistinliler tarafından öldürülürken, İngiltere polisi 110 Filistinli’yi şehit etmiştir.

Arapların tepkileri, 1936'da, geniş çaplı uygulanan genel grevle birlikte sivil itaatsizliğe dönüşmüştür. Zaten o tarihe kadar, militan Siyonist örgüt Irgun Zvai Leumi, Filistin ile şimdiki Ürdün'ü ''kurtarmak'' amacıyla, Filistinlilere ve İngilizlere ait hedeflere saldırılar düzenlemiştir. Temmuz 1937'de İngiltere'de, Hindistan'dan sorumlu eski devlet bakanı Lord Peel'in başkanlığındaki bir Kraliyet Komisyonu, bu bölgeyi Yahudi ve Arap devletleri arasında ikiye bölmeyi önermiştir.

İşgalci İsrail Nekbe Gününde Neler Yaptı?

BM Genel Kurulu'nda 29 Kasım 1947'de Filistin'in, Yahudi ve Filistin devleti olarak bölünmesini öngören karar onaylanmış, karara başta Filistinliler olmak üzere Arap ülkeleri karşı çıkarken, Siyonistler ise kararı memnuniyetle karşılamıştır.

Bölünme kararının ertesi günü, Siyonistler tarafından kurulan "Haganah" adlı silahlı çete tarzı örgüt, Yahudilerin ikamet etmesi için hazırlanan bölgeleri ele geçirmiştir. Filistin'de İngilizlerin manda yönetimi sona erer ermez silahlı örgütler, 14 Mayıs 1948'de David Ben Gurion tarafından İsrail devletinin kurulduğunu duyurmuştur.

Bu tarihten sonra Yahudilerin "kendilerine ayrılmış" bölgelere göçleri büyük ölçüde artmış; Mısır, Suriye, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün tarafından oluşturulan Arap ordusuyla İsrail arasında meydana gelen savaş da söz konusu göçü önleyememiştir.

Bu savaş, 3 Mart 1949'da İsrail'in BM'ye tam üye olarak kabul edilmesiyle sona ermiş, İsrail önce ABD, sonrasında ise pek çok ülke tarafından tanınmıştır.

Nekbe Gününde Yaşananlar;

- 1799'da Osmanlı idaresi altındaki Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması fikrini gündeme getirildi.

- Günümüze kadar uzanan bu süreçte Filistin topraklarının büyük bölümü işgal edilmiştir.

- Sistematik katliamlarla binlerce Filistinli şehit edilmiştir.

- Bir milyona yakın kişi vatanından sürülerek bir günde "mülteci" konumuna düşmüştür.

- 675 köy yok edilmiş, bazı kentler Yahudileştirilmiştir.

- Bu süreçte Negev bölgesinde yaşayan Bedevi kabileler yerlerinden edilmiş, ayrıca yerleşim bölgelerinin isimleri değiştirilerek kültürel kimlik de hedef alınmıştır.

- Dünyanın her yerinden Yahudilerin gruplar halinde Filistin'e göç etmesi sağlanmıştır.

- İngiliz General Edmund Allenby, Aralık 1917'de Kudüs'ü işgal ederek, Filistin'in Birinci Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Osmanlı Devleti'ne bağlılığını sonlandırmış, siyonistlere hareket alanı açmıştır.

- 1917'de İngiliz mandasına girmesiyle Filistin'e Yahudi göçü daha da hızlandı.

- İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın 1917'de yayımladığı ve Yahudilerin Filistin'de devlet kurmasını öngören "Balfour Deklarasyonu" ile İngilizler, İsrail'in kurulmasına desteklerini ilan etmiştir.

-BM Genel Kurulu'nda 29 Kasım 1947'de Filistin'in, Yahudi ve Filistin devleti olarak bölünmesini öngören karar onaylanmıştır.

Filistin Toprakları Ne Kadar İşgal Edilmişti?

Nekbe'den bu yana işgali genişleten İşgal rejimi, şu an 27 bin kilometrekarelik tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumdadır. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15'ini kullanabilmektedirler.

İşgal rejimi ayrıca 1967'de işgal ettiği Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da da yasa dışı Yahudi yerleşim birimi inşaatlarına devam etmektedir.

Her 15 Mayıs'ta Nekbe Protestoları Yapılıyor

Zurayk’ın “Nekbe Ne Anlama Gelir?” adlı kitabının yayınlanmasının ardından bu isim 15 Mayıs’la özdeşleşmiştir. Dünyanın dört bir yanında her 15 Mayıs’ta Nekbe protestoları düzenlenmektedir.

Filistin’de Şiddet Artmaya Devam Ediyor

Siyonistlerin 15 Mayıs 1948’de işgal ettiği topraklarda bağımsızlığını ilan etmesinin yıldönümünde, her yıl olduğu gibi Filistinlilerin de eylemleri devam ediyor.

Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki mülteci kamplarının yanı sıra başta Suriye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde vatanlarından uzakta yaşayan Filistinliler, “çalınan cennet” olarak tanımladıkları topraklarına dönmeyi arzuladıklarını her fırsatta dile getiriyor.

Onlarca yıldır sürgün hayatı yaşayan milyonlarca Filistinli için “Nekbe” (Büyük Felaket); zorunlu göç, yağma ve katliamların simgesi olmaya devam ediyor.

İsrail, artık Batı Şeria’da uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Yahudi yerleşim birimleri ile yayılmaya, Batı Şeria’nın önemli bir bölümünü kolonileştirmeye ve ilhaka, Doğu Kudüs’te ise Filistinli bırakmamaya, Kudüs’ün Filistinlilerden “temizlenmesine” çalışıyor. Sıranın bundan sonra Harem-i Şerife geleceği ise açık. Başbakan Netanyahu yönetiminde İsrail böylece gerçek anlamda iki devletli çözümü ve gerçekten bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasının önünü kapamaya kararlı gözüküyor.

İsrail, hukuki olarak dünya kamuoyu tarafından tanınmasa da fiili olarak birçok kazanım elde ederek Kudüs’ü Yahudileştirme yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bu bağlamda Filistinliler “büyük felaket” anlamına gelen Nekbe’yi her gün yeniden ve yeniden yaşamaya devam etmektedir. Filistinlilere göre de onlar, topraklarına geri dönene kadar Nekbe sona ermiş olmayacaktır.