Gazze’de ateşkes çağrısında bulunmak için Brüksel’de açlık grevi yapan Filistinli gazeteci Ömer Karem, Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya kıyasla Filistin’e “çifte standart”la yaklaştığını belirterek, “Gördüğümüz çifte standart ve sessizlik, çocukların ve kadınların ölmesine neden oluyor” dedi.
Gazze’de ateşkes çağrısında bulunmak için Brüksel’de açlık grevi yapan Filistinli gazeteci Ömer Karem, Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’ya kıyasla Filistin’e “çifte standart”la yaklaştığını belirterek, “Gördüğümüz çifte standart ve sessizlik, çocukların ve kadınların ölmesine neden oluyor” dedi.
Avrupa Parlamentosunda (AP) bazı üyeler ile basın toplantısı düzenleyen Filistinli gazeteci Karem, Gazze’de ateşkes sağlanması için 30 Aralık 2023’ten bu yana açlık grevi yaptığını hatırlattı.
AP üyeleri Ana Miranda, Lydie Massard, Idoia Villanueva Ruiz ve Miguel Urban Crespo ile basın toplantısı düzenleyen Filistinli gazeteci Karem, AB’nin Ukrayna-Rusya savaşı ile İsrail’in Filistin’e saldırılarına “çifte standart”la yaklaştığını belirterek, “Gördüğümüz çifte standart ve sessizlik çocukların ve kadınların ölmesine neden oluyor.” dedi.
Karem, İsrail’in 3 ayı aşkındır etnik temizlik ve saldırı suçlarıyla uluslararası hukuku ihlal ettiğini vurgulayarak, “Tüm insanlığın eşit olması, işgal ve sömürü altındaki her ulusun özgür olması ve temel ihtiyaçlarına özgürce erişebilmeleri önemlidir ancak herkesin canlı yayınlarda da izlediği gibi, (Gazze’de) insanlar saldırıya uğruyor ve öldürülüyor.” şeklinde konuştu.
Karem, Gazze’de yaşanan trajedinin Batılı ülkeler ve uluslararası toplum tarafından desteklendiğini eleştirerek, “Gördüğümüz çifte standart ve sessizlik çocukların ve kadınların ölmesine, saldırıya uğramasına, açlıktan ölmesine, internete, suya, elektriğe erişime izin verilmemesine, 1,9 milyon sivilin zorla yerinden edilmesine ve Birleşmiş Milletlere (BM) ait koruma altındaki okul ve hastanelerin saldırıya uğramasına neden oluyor.” ifadelerine yer verdi.
“İnsan hakları Filistin için de uygulanmalı”
ABD başta olmak üzere Batılı hükümetlerin İsrail’in “öz savunma hakkı” olduğunu savunması nedeniyle Gazze’de güvenli bir yer kalmadığına dikkati çeken Karem, “Dünyadaki herkes gerçeği görürken, Batı hükümetlerinin suç ortaklığı devam ediyor.” eleştirisinde bulundu.
Karem, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Ukrayna-Rusya savaşının başlangıcından beri net duruş sergilediğine işaret eden Karem, “İnsan hakları Filistin için de uygulanmalı. (AB Komisyonu Başkanı) Ursula von der Leyen ve AP’den Ukrayna’daki krize karşı nasıl net açıklamalar geldiğini hatırlıyoruz. Şimdi ise AP’deki sessizliği ve suç ortaklığını izliyoruz. Sadece birkaç kişi gerçekleri konuşuyor.” yorumunu yaptı.
Öte yandan İsrail ve ABD’nin Filistin’e destek olan sesleri susturmaya çalıştığını ifade eden Karem, Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’te yaşananlara dikkati çekmek ve ateşkes çağrısında bulunmak için açlık grevi yaptığını söyledi.
“İsrail’e yaptırım uygulansın” vurgusu
AP’de Sol Grup üyesi Idoia Villanueva Ruiz, İsrail saldırılarında öldürülen gazetecilerin tarihteki herhangi bir çatışmada hayatını kaybeden gazetecilerin sayısından fazla olduğuna dikkati çekerek, “Bu savaş suçunun çok açık bir amacı var. (İsrail’in) Yaptığı soykırımı tamamen cezasız bırakmak için gerçeği öldürmek, bilgiye ulaşımı engellemek” dedi.
Avrupalı hükümetler ve AB kurumlarının İsrail’in suç ortağı olduğunu aktaran Villanueva Ruiz, Gazze’de ateşkes ilan edilmesi ve saldırıların durdurulması için İsrail’e yaptırımların uygulanması gerektiğini söyleyerek, “Bunun dışında her şey Filistin’deki soykırımda binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine ortak olmaktır.” ifadelerini kullandı.
Sol Grup üyesi Miguel Urban Crespo, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail aleyhine açılan davada aldığı ihtiyati tedbir kararına karşılık İsrail’in UNRWA’ya yönelik iddialarının Filistin halkına karşı “toplu cezalandırma” olarak kullanıldığını savundu.
İsrail’in çok sayıda gazeteciyi öldürmesinin de yaşananlara tanık bırakmak istememesinden kaynaklandığını vurgulayan Urban Crespo, “UAD, bu soykırıma son vermek için bir dizi önlem alınması gerektiğini kesin bir dille ifade etti. Buna rağmen, ABD’nin AB’nin suç ortaklığıyla bu soykırımı nasıl daha da vahim hale getirdiğini görüyoruz. Avrupa hükümetlerinin bu soykırımdaki suç ortaklığını ve bu zamana kadarki iki yüzlülüğünü kınamalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gazze’deki sivillerin temel ihtiyaçları siyasi anlaşmazlıklar adına kurban edilmemeli”
AP’de Yeşiller/Avrupa Hür İttifakı üyesi Lydie Massard, 21. yüzyılda “basit bir barış ve özgürlük mesajının duyulması için insanların açlık grevi kadar aşırı önlemlere başvurmasının endişe verici” olduğunu kaydetti.
7 Ekim’den bu yana 26 binden fazla Filistinlinin dünyanın gözü önünde öldürüldüğünü belirten Massard, AB’nin “daha güçlü bir sesle” konuşması gerektiğini ve Gazze’de “uluslararası toplumun tolere ettiği soykırıma son verilmesi için” harekete geçmesi gerektiğini vurguladı.
Massard, bazı Avrupa ülkelerinin UNRWA’ya finansal desteğini askıya almasına ilişkin, “insani yardımların hiçbir şekilde siyasallaştırılmaması gerektiğini” belirterek, “Gazze’deki sivillerin temel ihtiyaçları siyasi anlaşmazlıklar adına kurban edilmemeli.” dedi.
Yeşiller/Avrupa Hür İttifakı üyesi Ana Miranda ise İsrail’in yıllardır UNRWA’yı itibarsızlaştırmaya çalıştığını kaydederek, “Gazze’de yaşanan insani felaket karşısında bazı üye ülkelerin işgalci güç İsrail’in Filistin halkına yönelik bir başka toplu cezalandırma yöntemi olarak kullandığı UNRWA’ya ilişkin iddiaları sonrasında geçici olarak mali yardımı kesme kararı almasının şokunu yaşıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.