Fransa’nın Annecy kentinde bir parkta meydana gelen bıçaklı saldırının şüphelisinin mülteci olması Fransa’da geniş yankı buldu. Saldırı sonrası ülkede mülteci karşıtı söylemlerle birlikte itidale çağıran söylemler de dikkat çekiyor.
8 Haziran’da sabah saatlerinde Fransa’nın Annecy kentindeki bir çocuk parkında bıçaklı bir saldırgan 4‘ü çocuk toplam 6 kişinin yaraladı. Şüphelinin Fransa ve İtalya dahil birçok farklı ülkede iltica talebinde bulunan Suriye uyruklu bir mülteci olması ülkede tartışma başlattı.
Fransız Yetkililerin Açıklamaları
Fransa İçişleri Bakanı Gérald Darmanin saldırı sabahı yaptığı açıklamada şüphelinin Fransız istihbaratı ve dünya genelindeki istihbarat kayıtlarında dikkati çekebilecek bir profilinin olmadığını kaydetti. İsveç’te 10 yıldır mülteci olan şüphelinin yasal bir şekilde Fransa topraklarında bulunduğunu ifade eden Darmanin, 2013’te iltica talebi İsveç’te kabul edilen şüphelinin bu ülkede oturum izni olduğunu belirtti
Şüphelinin ihtiyacı olmadığı hâlde İsviçre, İtalya ve Ekim 2022’de Fransa’da iltica talebinde bulunduğunu ve Fransa’nın şüphelinin iltica talebini 4 Haziran’da reddettiğini aktaran Darmanin, iltica talebinin reddi ile saldırının meydana gelişi arasında “şaşırtıcı bir tesadüf” olduğuna değindi.
Başbakan Elisabeth Borne de saldırıda biri İngiliz, biri Alman 4 çocuk, toplam 6 kişinin yaralandığını, Yaralı çocukların durumunun ağır olduğunu bildirildi.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un eşi Brigitte Macron ile bugün yaralıları ziyaret edeceği sonrasında ise olay sırasında saldırıya uğrayanlara yardım eden vatandaşlarla bir araya geleceği bildirildi. Cumhurbaşkanı Macron saldırının ardından yaptığı açıklamada, ülkenin “şokta olduğunu” belirtmişti.
Şüpheli Gözaltında Histeri Nöbeti Geçirdi Annecy Cumhuriyet Savcısı Bonet-Mathis, saldırıya ilişkin başlatılan soruşturma çerçevesinde henüz bir terör bulgusuna rastlanmadığını, saldırganın gözaltına alındığını ve hakkında cinayete teşebbüsten dava açıldığını belirtmişti. Polis şüpheliyi silahla yaralayarak gözaltına almıştı.
Gözaltına alınmasının ardından dün akşam saatlelerinde sorguya alınan Suriye asıllı saldırganın olay sırasında alkol ya da uyuşturucunun etkisinde olmadığının tespit edildiği ve saldırıyı neden gerçekleştirdiğinin öğrenilmeye çalışıldığı aktarıldı. Le Parisien gazetesi şüphelinin gözaltı sırasında “ağır bir histeri nöbeti geçirdiğini” yazdı.
Öte yandan, Fransız basınında polis kaynaklarına dayandırılan haberlerde, 1991 doğumlu şüphelinin Hristiyan olduğu, saldırı esnasında iki kez İngilizce “İsa Mesih adına” diye bağırdığı ifade edildi.
Sağ Partilerin “Göçü Kısıtlayalım” Söylemi Mayıs ayında Paris’te gerçekleşen bir Neonazi etkinliğinin ardıdan İçişleri Bakanlığı, valilere verdiği talimatla aşırı sağcı etkinliklere izin verilmemesi yönünde bir karar bildirmişti. Annecy’deki saldırının ardından Fransa’da aşırı sağcılar ülkeye göçün sınırlandırması çağrılarını yineleyerek saldırının gerçekleştiği Annecy şehrinde “Fransızlar yabancılar tarafından öldürülüyor” sloganıyla bir gösteri düzenlemek istedi. Ancak gösteri talebi valilik tarafından provokasyon ve şiddet olaylarına sebebiyet vereceği gerekçesiyle reddedildi.
Fransa’da Macron yönetimi yeni bir göç yasasının ana hatlarını belirlemekte zorlandığı ve bu konuda muhalafetteki sağ partilerle temaslarını sürdüdüğü bir dönemde bu saldırı gerçekleşti. saldırganın Suriye vatandaşı olduğunun bilinmesi, trajediden “çıkarılacak dersler” musluğunu açmaya yetti. Abdelmasih H.’nin geçmişine, motivasyonuna ve psikolojik durumuna ilişkin bilinmezlikler, konunun siyasi bir tartışmanın merkezine çekilmesine engel olmadı. Sağ ve aşırı sağcı siyasetçilerin göç ve göçmenlik konularındaki karşıt söylemlerini sıklaştırdı.
Merkezin sağındaki parti Cumhuriyetçiler’in (Les Républicains) Meclis Grubu Başkanı Olivier Marleix’den son dönemde oylarını arttıran aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisinin (Rassemblement National) Genel Başkanı Jordan Bardella ve ülkenin artan göçmen nüfusu nedeniyle Fransız ve Avrupa medeniyetinin tehdit altında olduğunu iddia eden Yeniden Fetih Partisine (Reconquête!) kadar uzanan birden fazla parçalı yelpazede “kitlesel göç” reddedildi ve AB bünyesindeki ortak göç mevzuatını sorgulandı. Göçle ilgili bir yasa tasarısının tartışıldığı bir dönemde saldırının kendisine yönelik meşru öfkeyi siyasi bir araca dönüştürme çabasını gözlemlemek mümkün. Ve söz konusu bu siyasileştirme çabalarında saldırgan Abdelmasih H.’nin şahsi göç geçmişi ve bireysel özelliklerine pek değinilmemekte. Bu söylemlerde yabancıların ülkeye giriş ve ikametlerini düzenleyen yasaların bir kez daha sıkılaştırılmasının bu canice eylemleri önlemeye yeteceği ima ediliyor. Annecy’deki saldırganın düzensiz bir göçmen olması ve Hristanyan olduğu iddia edilmeseydi bu söylemlerin daha da genelleyici ve damgalayıcı bir tonda olacağı tahmin edilebilir
Dün sabah saatlerinde yaşanan elim hadise esnasında ve öncesinde Ulusal Meclis oturumunda emeklilik reformunun yürürlükten kaldırılmasını öngören yasa tasarısına ilişkin hararetli tartışmalar yaşanıyordu. Annecy’de saldırı bu sert ve yüksek sesli tartışmaları ani bir son verdi. Muhalif parlamenterler, bu kollektif yasa eşlik etmek ve kurbanlara saygı göstermek için yasa tasarısının hâlâ tartışılmakta olan maddelerini geri çekti. Önümüzdeki haftalarda yapılacak yasa değişiklikleriyle göçe dair mevzuatı zorlaştırmak isteyen siyasilerin tavrı farklı olacağa benziyor.